Biliyor musun Sevgilim Ben gördüğüm her şeyi sen sandım Uyandım, Onlarca çiçek soldurduğum pencerenin Günışığı görmeyen pervazlarında Seni gördüm. Seni yaşattım Upuzun yollarca, bitmek bilmeyen Sonu bir matemi aralayan sokakların Öksüzleşen evlerinde Seni sayıkladım. Sessizliğin; Parça parça gözlerinden çatlayan duvarlarında Kimsesizliğin acılı şarkısını resmeden Ellerin vardı. Seni andım Küfü solmuş aynaların ölgün gölgesinde Hüzne hasret oluk oluk gezinen bedenleri Sen sandım. Sana koştum Adını bilmediğim tenha durakların Sevmek acısına katlanmış onlarca hatırasında Sana rastladım. Senden kaçtım Cemresinde çiçekleri yıkanmış sefil kıyıların Bir mısrayı andıran sonsuz köprülerinde Gözlerine vardım. Bilinmez olan tüm gerçekliğin Hece hece topraklaşmış telaşlı gözyaşlarında Sessiz sedasız Sana yandım. Sen vardın, bir de rüzgarlar vardı sevgilim. Eserdi başımda Mavi ölümleri gibi denizlerin. Bir limana sığındım Umudun karanlık sesinde üşüyen gemilerin Vedalar fısıldayan yelkenlerinden Sana baktım. Üzgünüm sevgilim Ben duyduğum tüm şiirleri Senin yüzün sandım. Fatma Gülsen Kuzu
Liman
Sinan Oğan Kimdir?
Marmara Üniversitesi ve Azerbaycan Devlet Ekonomi Üniversitesinde öğretim görevlisi olarak yer alan Sinan Oğan, 2011 yılında MHP’den Iğdır milletvekili seçildi. 13. Cumhurbaşkanlığı Genel Seçimlerinde ATA İfttfakının Cumhurbaşkanı adayı gösterilen Sinan Oğan’ın hayatı merak konusu oldu. Peki, Sinan Oğan Kimdir? Siyasi Kariyeri Nedir? Eşi Gökçen Oğan Kimdir? Ümit Özdağ Kimdir? Ata İttifakı Nedir, Dağıldı Mı? gibi sorular’ın cevapları bu yazıda!
Sinan Oğan Kimdir?
Sinan Oğan, 14 Mart 1969 tarihinde Azerbaycanlı bir ailenin çocuğu olarak Iğdır’ın Melekli beldesinde doğmuş bir isimdir. Eğitim hayatına Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme bölümünde başlamış ve buradan mezun olmuştur. Aynı üniversitede 1992 yılında mali hukuk ve bankacılık alanında Azerbaycan’da Ekonomik ve Mali Sektörün Yapısal Analizi başlıklı tez ile yüksek lisans eğitimini tamamlamıştır. Akademik kariyerine devam ederek Moskova Devlet Uluslararası İlişkiler Üniversitesinde doktora çalışmasını tamamlamıştır.
Sinan Oğan‘ın kariyeri sadece akademik alanda değil, aynı zamanda uluslararası ilişkiler ve stratejik analiz alanında da etkili olmuştur. Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü’nde araştırma görevlisi olarak görev yapmış ve Azerbaycan Devlet Ekonomi Üniversitesi’nde öğretim görevlisi ve dekan yardımcısı olarak önemli görevler üstlenmiştir. Ayrıca 1991 yılında Sovyetler Birliği’nin çöküşünden önce Azerbaycan’ın bağımsızlık liderlerinden Ebulfez Elçibey ile görüşmüş ve bağımsızlık sonrasında bir süre Elçibey’in cumhurbaşkanlığı ofisinde çalışmıştır.
Sinan Oğan’ın uluslararası arenada da önemli katkıları olmuştur. 1992-2000 yılları arasında TİKA’nın Azerbaycan temsilcisi olarak görev yapmıştır. Ayrıca Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi (ASAM) Rusya Ukrayna Araştırmaları Masası başkanlığı gibi önemli pozisyonlarda bulunmuş ve uluslararası ilişkilerdeki deneyimini artırmıştır. Ayrıca Uluslararası İlişkiler ve Stratejik Analizler Merkezi’ni (TÜRKSAM) kurarak başkanlığını yapmış ve bu merkezin dış politika ile ilgili çalışmalarına öncülük etmiştir.
Medya alanında da aktif bir şekilde yer almış olan Sinan Oğan, TRT Türkiye’nin Sesi Radyosu’nda “Avrasya’ya Bakış” isimli dış politika içerikli haftalık bir programın yapımcılığını ve sunuculuğunu üstlenmiştir. Ayrıca Metzamor Nükleer Santrali’nin kapatılmasına yönelik faaliyetleri koordine eden bir “sivil girişim” kurarak bu alandaki çevre çalışmalarına liderlik etmiş ve koordinatörlüğünü üstlenmiştir. Sinan Oğan, akademik, stratejik, ve medya alanlarında kariyer yapmış bir isim olarak dikkat çekmektedir.
Sinan Oğan Siyasi Kariyeri;
Sinan Oğan’ın siyasi kariyeri, sadece parti içi dinamiklerle sınırlı değil, aynı zamanda Türkiye’nin genel siyasi atmosferindeki değişiklikleri de yansıtmıştır. 2011 seçimlerinde MHP’den milletvekili olarak seçildikten sonra, parti içindeki farklı görüşlere sahip olan bir grup milletvekili ile uyumsuzluk yaşamıştır. Bu uyumsuzluklar sonucunda 26 Ağustos 2015 tarihinde MHP’den ihraç edilmiştir.
Ancak, Sinan Oğan, bu ihraç kararına karşı hukuki yollara başvurmuş ve davayı kazanarak 2 Kasım 2015 tarihinde MHP’ye geri dönmüştür. Bu dönüş, parti içi uzlaşmanın ve siyasi arenada yeniden etkin bir rol oynamanın bir göstergesi olarak kabul edilmiştir. Ancak, kısa bir süre sonra 10 Mart 2017 tarihinde, Balıkesir milletvekili İsmail Ok, Kayseri milletvekili Yusuf Halaçoğlu ve Isparta milletvekili Nuri Okutan ile birlikte bir kez daha MHP’den ihraç edilmiştir. Bu ihraçlar, parti içi görüş ayrılıkları ve siyasi dinamiklerin Sinan Oğan’ın kariyerini etkilediği bir dönemi temsil etmektedir.
Sinan Oğan‘ın siyasi kariyeri, parti içi ve dışındaki zorluklarla dolu bir süreç olmuş ve Türkiye’nin siyasi arenasındaki değişimleri yansıtmıştır. Aynı zamanda parlamentolararası ilişkilerdeki rolü, uluslararası düzeyde Türkiye’nin diplomasisine katkıda bulunduğunu göstermektedir.
Sinan Oğan’ın Eşi Kim, Kimin Damadı?
Dr. Sinan Oğan, Orta Asya konusunda uzmanlaşmış araştırmacı Gökçen Oğan ile evlidir. Gökçen Oğan, Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler mezunu olup, yüksek lisansını “Şanghay İşbirliği Örgütü ve Bölgesel İşbirliği Girişimleri” başlıklı teziyle tamamlamıştır. Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi’nde Orta Asya Uzmanı olarak görev alan Gökçen Oğan, birçok araştırma merkezinin Orta Asya danışmanlığını yapmıştır.
Dr. Sinan Oğan’ın kayınpederi ise MHP eski Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ekici’dir. Mehmet Ekici, 20. Dönem Ankara ve 23. Dönem Yozgat Milletvekili olarak Meclis’e girmiş ve 2011 yılında MHP’den istifa etmek durumunda kalmıştır. Bu nedenle, Dr. Sinan Oğan’ın ailesiyle siyasi bağları bulunmaktadır ve aynı zamanda Mehmet Ekici‘nin damadıdır.
Eşi Gökçen Oğan Kimdir?
Gökçen Oğan, Ankara’da doğmuş ve büyümüş olan bir isimdir. İlköğrenimini tamamladıktan sonra, eğitim hayatına devam etmek amacıyla Çankaya’da bulunan Fatoş Abla Koleji’nde eğitim görmüştür. Üniversiteye adım attığında, Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde eğitim almaya başlamış ve bu alanda önemli bir akademik temel oluşturmuştur.
Gökçen Oğan, üniversite eğitiminin ardından yüksek lisans seviyesindeki çalışmalara da katılmıştır. Yüksek lisans tezi olan ”Şanghay İşbirliği Örgütü ve Bölgesel İşbirliği Girişimleri” başlıklı çalışması ile yüksek lisans derecesini almıştır. Bu tez, uluslararası ilişkiler ve bölgesel işbirliği konularında önemli bir katkı sunmuştur.
Ardından, Gökçen Oğan Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi (ASAM) bünyesinde çalışmaya başlamıştır. Bu merkezde Orta Asya uzmanı olarak görev almış ve Avrasya bölgesi ile ilgili stratejik analizler yapmıştır. Ayrıca, birçok araştırma merkezinde Avrasya danışmanlığı yaparak, bölgesel ve uluslararası ilişkilerdeki uzmanlığını kullanmıştır.
Gökçen Oğan, akademik çalışmaları ve Avrasya bölgesi konusundaki uzmanlığı ile tanınan bir isimdir ve bu alandaki çalışmalarıyla dikkat çekmektedir.
Ümit Özdağ Kimdir?
Ümit Özdağ, 03.03.1961 yılında Tokyo/Japonya’da doğmuştur. Ümit Özdağ’ın Tokyo’da doğmasının nedeni, babası Muzaffer Özdağ’ın 27 Mayıs 1960’da gerçekleşen askeri müdahale sonrasında kurulan Milli Birlik Komitesi’nin önde gelen üyelerinden birisi olmasıdır. Alparslan Türkeş’in liderliğinde Türk siyasi tarihinde 14’ler diye bilinen grubun üyeleri çeşitli ülkelere sürülmüşlerdir. Ümit Özdağ da siyasal sürgünde doğmuştur. Aile 1963 yılı sonunda Türkiye’ye dönmüştür. Ümit Özdağ’ın çocukluk yılları Türkiye’de geçmiştir.
Ümit Özdağ ilk, orta ve lise eğitimini TED Ankara Koleji’nde gerçekleştirmiştir. Ümit Özdağ, lise yıllarında Ankara’da Çankaya Ülkü Ocakları’nda ve Ankara Koleji’nde ülkücü hareket içinde siyasi mücadeleye başlamıştır. Bu mücadele sürecinde ülkücü faaliyetlerden dolayı, Ankara Koleji’nden 1977/78 öğrenim yılının son günü dersler tamamlandıktan sonra, dönemin Ankara Valisi’nin talimatı ile tasdikname ile uzaklaştırılmıştır. Bundan dolayı, Ümit Özdağ lise diplomasını Ankara’da Aktepe Lisesi’nden almıştır.
Ümit Özdağ, yüksek öğrenimini 1980-1986 yılları arasında Münih kentinde Ludwig Maximilians Üniversitesi’nde gerçekleştirmiştir. Münih Ludwig Maximilians Üniversitesi’nde siyasal bilgiler ve felsefe fakültelerinde okumuştur. Ümit Özdağ yüksek lisans çalışmasını “Türkiye’de Planlı Kalkınma ve Devlet Planlama Teşkilatı” üzerine hazırlamıştır.
Ümit Özdağ, 1986 yılında Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nde araştırma görevlisi olarak çalışmaya başlamıştır. 1990 senesinde “Atatürk ve İnönü Döneminde Ordu-Siyaset İlişkileri” konulu çalışması ile siyaset bilimi doktoru olmuştur.
Dr. Özdağ, 1993 yılında “Menderes Döneminde Ordu-Siyaset ilişkileri ve 27 Mayıs Askeri Hareketi” konulu tezi ile siyasal teori doçenti unvanını almıştır.
Doç. Dr. Ümit Özdağ, 1994 yılında 2004 yılına kadar çıkacak olan “Avrasya Dosyası” adlı üç aylık uluslararası ilişkiler ve stratejik araştırmalar dergisini çıkarmaya başlamış ve editörlüğünü yapmıştır.
1980’lerin sonundan itibaren terörizm ve etnik sorunlar konularında araştırmalar yapan Özdağ, 1995 senesinde Doğu, Güneydoğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu illerimizden göç alan illerde sosyo-politik içerikli saha araştırmaları yapmıştır. 1997 senesinde Bitlis’in Mutki ilçesinde saha araştırması yapmıştır. 1996 senesinde Kuzey Irak’ta Erbil ve Süleymaniye’de ekonomik merkezli araştırmalar gerçekleştirmiştir.
Ata İttifakı Nedir?
ATA İttifakı, Türk siyasi sahnesinde 2023 yılında ortaya çıkmış bir seçim ittifakıdır. 11 Mart 2023 tarihinde, Zafer Partisi, Adalet Partisi, Ülkem Partisi ve Türkiye İttifakı Partisi tarafından kurulan bu ittifak, Türkiye’deki siyasi dengeleri değiştirmeyi amaçlamıştır. İttifakın belirlediği aday ise eski Milliyetçi Hareket Partisi milletvekili Sinan Oğan olmuştur. Bu ittifakın dikkat çekici bir yanı, içinde yer alan partiler arasındaki ideolojik farklılıklardır. İttifakı oluşturan partilerden sadece Zafer Partisi ve Adalet Partisi, 14 Mayıs 2023’te gerçekleştirilen genel seçimlere katılma yeterliliğine sahip olmuş, diğer iki parti ise bu seçimlere katılamamıştır. ATA İttifakı, Türk siyasetindeki seçim ittifaklarına dair önemli bir örnek teşkil etmektedir ve 2023 Türkiye cumhurbaşkanlığı seçimi için önemli bir aktör olarak karşımıza çıkmıştır.
Ata İttifakı Ayrıldı Mı?
14 Mayıs seçimlerinde Sinan Oğan’ı aday gösteren ATA İttifakı, ikinci turda desteklenecek aday konusunda görüş ayrılığına düştü ve ittifak dağıldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la geçen hafta görüşen Sinan Oğan, tutumunu bugün saat 17.00’de açıklayacak.
İttifakın başını çeken Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ise partisinin tutumunu, yarın basın toplantısıyla açıklayacak.
İttifakta yer alan Adalet Partisi ise Kılıçdaroğlu’nu destekleme kararı aldı.
Halk TV’ye konuşan Adalet Partisi Genel Başkanı Vecdet Öz, “ATA İttifakı resmen sona ermiştir. Her parti istediği kararı verir. Nezaketen birbirimize sorduk. Ümit Hoca’nın alacağı karara saygı duyarım. Sinan Oğan Bey de bir oy almıştır, dilediği şekilde hareket edebilir” dedi.
Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turuna altı gün kala AKP ve CHP, ilk tur seçimde yüzde 5,17 oy Sinan Oğan ve kendisini aday gösteren ATA İttifakı partileri ile temas trafiğini sürdürüyor.
Geçen hafta CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşen Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, bugün saat 14.00’te AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş’la görüşecek.
İttifak içinde yer alan Adalet Partisi Genel Başkanı Öz ise saat 15.00’te Kılıçdaroğlu ile bir araya gelecek. Öz, daha önce Kılıçdaroğlu’na destek vereceğini açıklamıştı.
ATA İttifakı’nın ilk tur seçimde cumhurbaşkanı adayı olan Sinan Oğan ise saat 17.00’de basın toplantısı ile hangi ittifakı destekleyeceğini açıklayacak.
Ümit Özdağ da yarın saat 11.00’de düzenleyeceği basın toplantısıyla partisinin ikinci turda alacağı tutumu açıklayacak.
Kulislerde, Oğan’ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a destek açıklayabileceği, Özdağ’ın ise destek ilkelerini açıklayıp, bir tarafa açık destek vermeyeceği konuşuluyor.
İki ismin ayrı ayrı açıklamalar yapması da ikinci tur için alınacak tutum konusunda uzlaşmaya varılmadığının işareti olarak yorumlanıyor.
-
24Okur I “Sinan Oğan Kimdir? Siyasi Kariyeri Nedir? Eşi Gökçen Oğan Kimdir? Ümit Özdağ Kimdir? Ata İttifakı Nedir, Dağıldı Mı?” Benzeri Konularımız;
Sinan Oğan’ın Resmi İnstagram, Facebook, Youtube ve Twitter Hesapları;
Ümit Özdağ Kimdir?
Bir dönem MHP saflarında olan Ümit Özdağ Japonya-Tokyo doğumludur. Babası Muzaffer Özdağ asker olan Ümit Özdağ’ın kökeni ise Dağıstan-Kumuktur. Burçin Özdağ ile evli olan Ümit Özdağ’ın Alp Özdağ adında bir oğlu vardır. Peki, Ümit Özdağ Kimdir, Siyasi Kariyeri Nedir? Babası Muzaffer Özdağ, Eşi Burçin Özdağ Kimdir? gibi soruların cevapları bu yazıda!
Ümit Özdağ Kimdir?
Ümit Özdağ, 03.03.1961 yılında Tokyo/Japonya’da doğmuştur. Ümit Özdağ’ın Tokyo’da doğmasının nedeni, babası Muzaffer Özdağ’ın 27 Mayıs 1960’da gerçekleşen askeri müdahale sonrasında kurulan Milli Birlik Komitesi’nin önde gelen üyelerinden birisi olmasıdır. Alparslan Türkeş’in liderliğinde Türk siyasi tarihinde 14’ler diye bilinen grubun üyeleri çeşitli ülkelere sürülmüşlerdir. Ümit Özdağ da siyasal sürgünde doğmuştur. Aile 1963 yılı sonunda Türkiye’ye dönmüştür. Ümit Özdağ’ın çocukluk yılları Türkiye’de geçmiştir.
Ümit Özdağ ilk, orta ve lise eğitimini TED Ankara Koleji’nde gerçekleştirmiştir. Ümit Özdağ, lise yıllarında Ankara’da Çankaya Ülkü Ocakları’nda ve Ankara Koleji’nde ülkücü hareket içinde siyasi mücadeleye başlamıştır. Bu mücadele sürecinde ülkücü faaliyetlerden dolayı, Ankara Koleji’nden 1977/78 öğrenim yılının son günü dersler tamamlandıktan sonra, dönemin Ankara Valisi’nin talimatı ile tasdikname ile uzaklaştırılmıştır. Bundan dolayı, Ümit Özdağ lise diplomasını Ankara’da Aktepe Lisesi’nden almıştır.
Ümit Özdağ, yüksek öğrenimini 1980-1986 yılları arasında Münih kentinde Ludwig Maximilians Üniversitesi’nde gerçekleştirmiştir. Münih Ludwig Maximilians Üniversitesi’nde siyasal bilgiler ve felsefe fakültelerinde okumuştur. Ümit Özdağ yüksek lisans çalışmasını “Türkiye’de Planlı Kalkınma ve Devlet Planlama Teşkilatı” üzerine hazırlamıştır.
Ümit Özdağ, 1986 yılında Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nde araştırma görevlisi olarak çalışmaya başlamıştır. 1990 senesinde “Atatürk ve İnönü Döneminde Ordu-Siyaset İlişkileri” konulu çalışması ile siyaset bilimi doktoru olmuştur.
Dr. Özdağ, 1993 yılında “Menderes Döneminde Ordu-Siyaset ilişkileri ve 27 Mayıs Askeri Hareketi” konulu tezi ile siyasal teori doçenti unvanını almıştır.
Doç. Dr. Ümit Özdağ, 1994 yılında 2004 yılına kadar çıkacak olan “Avrasya Dosyası” adlı üç aylık uluslararası ilişkiler ve stratejik araştırmalar dergisini çıkarmaya başlamış ve editörlüğünü yapmıştır.
1980’lerin sonundan itibaren terörizm ve etnik sorunlar konularında araştırmalar yapan Özdağ, 1995 senesinde Doğu, Güneydoğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu illerimizden göç alan illerde sosyo-politik içerikli saha araştırmaları yapmıştır. 1997 senesinde Bitlis’in Mutki ilçesinde saha araştırması yapmıştır. 1996 senesinde Kuzey Irak’ta Erbil ve Süleymaniye’de ekonomik merkezli araştırmalar gerçekleştirmiştir.
Ümit Özdağ, 1997-1998 senelerinde ABD’de Baltimore’da Towson Üniversitesi’nde küreselleşme, Avrasya’da etnik sorunlar konularında araştırmalar yapmış ve aynı konularda ders vermiştir.
Ümit Özdağ, 1999 senesinde dünyanın en büyük stratejik araştırma merkezlerinden birisi olan ve Türkiye’de modern stratejik araştırma kurumlarının ilki olan Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi’ni (ASAM) kurmuştur. 2000 yılında ASAM’a bağlı olarak çalışan Ermeni Araştırmaları Enstitüsü’nü kurmuştur. Ümit Özdağ, ASAM’ın 2004 senesine kadar başkanlığını ve yönetim kurulu başkanlığını yürütmüştür.
Ümit Özdağ, 2003 senesinde Diyanet İşleri Başkanlığı için dini ilişki ve sorunları stratejik açıdan inceleyen “Diyanet Araştırmaları Merkezi” (DİYAM) adlı stratejik araştırma merkezini kurmuş ve altı ay başkanlığını yapmıştır.
Prof. Dr. Ümit Özdağ 2005 yılında “21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü” isimli düşünce kuruluşunu kurmuş ve başkanlığını yapmıştır. Özdağ, 2015 sonrasında 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü’nün yönetim kurulu başkanlığı görevini 2021 yılına kadar sürdürmüştür.
Ümit Özdağ, sadece öğretim üyesi olduğu Gazi Üniversitesi’nde değil, Harp Okulu, Polis Akademisi, Polis İstihbarat Dairesi, Milli Güvenlik Akademisi, Milli Güvenlik Akademisi Kamu Diplomasisi Kursları, Adalet Yüksek Okulu ve İçişleri Bakanlığında dersler ve konferanslar vermiştir.
Prof. Dr. Özdağ, Washington, Moskova, Tokyo, Yeni Delhi, Kahire, İskenderiye, Brüksel, Tahran, Bişkek, Alma Ata, Londra, Münih ve Tel Aviv’de değişik üniversite ve araştırma merkezlerinde konferanslar vermiştir. Ayrıca birçok ülkede kongrelere katılmış, tebliğ sunmuştur.
Türkiye’nin güvenliği konusunda akademik ve siyasi çalışmalarının yanında Özdağ demokrasi mücadelesini de sadece söylem değil, eylemle de vermiştir. 2001 yılında profesör olan Ümit Özdağ, 2005 senesinde Gazi Üniversitesinde Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından yapılan anti demokratik rektör atamasını protesto ederek Sezer Cumhurbaşkanı olduğu sürece üniversitelerde ders vermeyeceğini söyleyerek Gazi Üniversitesi’nden ayrılmıştır. Prof. Dr. Ümit Özdağ, Cumhurbaşkanı Ahmet N. Sezer’in cumhurbaşkanlığı süresinin sona ermesi ile Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nde öğretim üyeliğine dönmüştür.
Güvenlik bilimleri, istihbarat bilimi düşük yoğunluklu çatışma etnik sorunlar, Avrupa Birliği, Avrasya ve Ortadoğu konularında çalışan Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın yayınlanmış yirmi sekiz kitabı vardır. 11 editörlük yaptığı kitap yayınlamıştır. Almanca’dan dört tercüme kitabı mevcuttur. Avrasya Dosyası, Stratejik Analiz, Türk Yurdu, 21 Yüzyıl gibi dergi ve gazetelerde yayınlanmış 300’ün üzerinde makalesi mevcuttur. Prof. Dr. Ümit Özdağ İngilizce ve Almanca bilmektedir.
Siyasi Kariyeri;
Ümit Özdağ siyasete lise çağında başlamıştır. Almanya’da akademik eğitim sonrasında Türkiye’ye döndükten sonra 1992-1994 yılları arasında Ülkü Ocakları’nda Başbuğ Alparslan Türkeş’in talimatı ile özel eğitim grubuna ders vermiştir. 2003 senesinde aktif siyasete girmiş ve MHP Genel Başkanlığına adaylığını Bingöl’de 1978’de PKK tarafından şehit edilen MHP Bingöl Belediye Başkanı rahmetli Hikmet Tekin’in mezarında açıklamıştır. 2006 Kongresinden önce MHP Genel Merkezi tarafından MHP’den ihraç edilerek aday olması engellenmiştir.
2011 yılında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli tarafından MHP’ye davet edilmiştir. 2011 seçimlerinde İstanbul’dan MHP 2. Bölge 4. Sıra adayı gösterilmiştir. Haziran 2015 seçimlerinde MHP’den Gaziantep 1. Sıra adayı gösterilmiş ve Gaziantep Milletvekili seçilmiştir. Özdağ Kasım 2015 seçimlerinde de Gaziantep’ten milletvekili seçilmiştir. Aralık 2015’de MHP Genel Başkan yardımcısı olan Ümit Özdağ, bu görevinden istifa ederek, 9 Nisan 2016 tarihinde MHP Genel Başkanlığına Rize’de adaylığını açıklamıştır. Özdağ, 20 Ekim 2016 tarihinde MHP’den ihraç edilmiştir.
Ümit Özdağ, daha sonra İYİ Parti’nin iki kurucusundan birisi olarak partinin kurucular kurulu listesini hazırlamıştır. İYİ Parti Propagandadan Sorumlu Genel Başkan yardımcısı olmuştur. 2018 seçimlerinde İYİ Parti İstanbul Milletvekili olarak seçilmiştir. İYİ Parti’nin siyasal çizgisinin kuruluş noktasından ayrılması üzerine 2019 yerel seçimleri sonrasında başkanlık divanından istifa etmiştir. İYİ Parti’nin melez siyaset adı verilen çizgiye kayması ve Parti içindeki FETÖ’cü sızma ile mücadele etmesi üzerine İYİ Parti Yönetimi tarafından tasfiye edilmek istenmiş partiden ihraç edilmiştir. Mahkeme kararı ile İYİ Parti’ye dönen Ümit Özdağ 4 Mart 2021’de İYİ Parti’den istifa etmiş ve Ayyıldız Hareketini kurmuştur.
Ümit Özdağ, Türk İslam kültürünün yeşermesi ve gelişiminde büyük öneme sahip Hoca Ahmet Yesevi’nin türbesini ziyaret ederek, buradan aldığı toprağı 850 yıl sonra öğrencisi Hacı Bektaş Veli’nin türbesine getirdi.
26 Ağustos Büyük Taarruz’un 99. yıl dönümünde anma etkinliği düzenleyen Ümit Özdağ, bu anlamlı günde Zafer Partisi’nin kuruluş dilekçesini İçişleri Bakanlığı’na vererek 194 kurucular kurulu üyesi ile birlikte Zafer Partisi’ni resmen kurdu.
Ümit Özdağ, 9 yaşındaki Alp’in babasıdır.
Zafer Partisi;
2021 yılında Özdağ, parti kurma çalışmalarına başladı ve Ayyıldız Hareketi’ni başlattıktan sonra, yeni partisini 26 Ağustos’ta kuracağını açıkladı. 26 Ağustos 2021 tarihinden itibaren de kurucusu olduğu Zafer Partisi Genel Başkanlığı görevini yürütmektedir.
İyi Parti;
2017 yılında İYİ Parti’ye katıldı ve kurulunda yer aldı. Ümit Özdağ, Strateji, İletişim, Propaganda ve Tanıtımdan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı oldu. 2018 Türkiye genel seçimlerinde, İYİ Parti‘den İstanbul milletvekili seçildi. 2020 tarihinde ise girdiği tartışma sonucu partiden ihraç edildi. Bir yıl sonra mahkeme emriyle ihraç kararı iptal edildi ve 2 ay sonra İYİ Parti’den istifa ettiğini açıkladı.
Babası Muzaffer Özdağ Kimdir?
Muzaffer Özdağ, Mayıs 1933 Kayseri Pınarbaşı ilçesinde doğmuştur. Babası Maliye memuru Kerim Özdağ, annesi ev hanımı Nuriye Özdağ’dır. Meslek olarak askerliği seçmiştir. 1950’de Kuleli Askeri Lisesini, 1952’de Kara Harp Okulunu birincilikle bitirmiştir. 1953-54 yıllarına Meslek Hazırlama sınıfını ve Piyade Okulunu birincilikle bitirmiştir. 1952’de Ankara Hukuk Fakültesi’ndeki hukuk eğitimini 1956 yılında Ankara Hukuk Fakültesinden mezun olarak tamamlamıştır.
Kıt’a hizmetinde yoğun bir savaş eğitimi sürdürürken Ordu kurumu ve Silahlı Kuvvetlerin modernizasyonu üzerinde de çalışan Muzaffer Özdağ Kara Harp Akademisinden 1960 yılı Mayısında Cumhuriyet döneminin en genç kurmay subayı olarak mezun olmuştur.
Muzaffer Özdağ, üsteğmen rütbesinde Harp Akademisi öğrencisi iken demokratik düzeni korumak ve iç barışı güvene almak için yasal bir zaruret halini alan 27 Mayıs 1960 müdahalesinin planlama ve icrasında ön safta yer almıştır. 27 Mayıs 1960 ihtilalinden sonra geçici olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi görevini yüklenen Milli Birlik Komitesi’nin de en genç üyesi olmuştur. Milli Birlik Komitesi için Yüzbaşı Numan Esin ile birlikte geçici anayasa ve iç tüzüğü hazırlamıştır. Milli Birlik Komitesi Başkanlık divanı üyesi ve basın sözcüsü olarak görevlenmiştir.
Milli Birlik Komitesinin partiler üstü tarafsız ve inkilâpçı bir çizgiden ayrılmaması görüşünü savunduğu için, 13 Kasım 1960’da gerçekleşen bir karşı darbeden sonra Türk siyasi tarihinde 14’ler diye anılan 14 ihtilalci-radikal reformist subaydan birisi olarak Japonya’da Türkiye Büyükelçiliği nezdine hükümet müşaviri ünvanı ile atanmış ve iki sene Japonya’ya sürgüne yollanmıştır.
Japonya’da bulunduğu 1960 sonu-1962 yılları arasında Japon modernizasyonunu incelemiştir. Türkiye için modern milliyetçi inkılâpçı bir siyasi parti programı üzerinde çalışmıştır. 1963 yılında Türkiye’ye dönmüştür. 1964 senesinde Alparslan Türkeş ve Dündar Taşer ile birlikte adı daha sonra Milliyetçi Hareket Partisi olacak olan Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi’ne girmiştir.
1965 yılında yapılan seçimde Afyon Milletvekili olarak parlamentoya giren Muzaffer Özdağ TBMM’ine sunduğu layıhalarla bütün partileri gençliğin sürüklendiği ideolojik buhran, örtülü saldırı ve bölücü ihanet tehdidi konusunda uyarmıştır. 1969 seçimlerine katılmayan Muzaffer Özdağ, siyasetten çekilmiş ve avukatlığa başlamıştır.
1990’lı yılların başında avukatlığı bırakan Muzaffer Özdağ, Türkiye-Azerbaycan Dostluk Derneğini kurdu ve başkanlığını yapmıştır. Türkiye-Azerbaycan ilişkilerinin gelişmesi için çalışmıştır. Bu tarihten sonra Muzaffer Özdağ strateji, jeopolitik, güvenlik bilimleri, Türkiye ve Türk Dünyası Jeopolitiği ile ve Türk Kültürü ile ilgili ilmi çalışmalara yönelmiştir. Yapmış olduğu strateji ve jeopolitik çalışmaları ile Türkiye’de bilimsel anlamda strateji ve jeopolitik bilinç ve bilginin oluşmasına katkı veren Muzaffer Özdağ, strateji ve jeopolitik ilkelerinin Türkiye ve Türk Dünyası’nın meselelerinin anlaşılmasında kullanılmasının da öncülüğünü yapmıştır.
Muzaffer Özdağ, 4 Şubat 2002’de geçirmiş olduğu beyin kanaması sonucunda hayata veda etti.
Muzaffer Özdağ’ın Toplu Eserleri
1)Türklük ve İslamiyet, (derleyen) Çetin Güney, Avrasya Bir Vakfı Yayınları
2) Atatürk ve Türk Milliyetçiliği, (derleyen) Çetin Güney, Avrasya Bir Vakfı Yayınları
3)Örtülü İstila ve Psikolojik Savaş, (derleyen) Çetin Güney, Avrasya Bir Vakfı Yayınları
4)Türkiye ve Türk Dünyası Jeopolitiği, (derleyen) Çetin Güney, Avrasya Bir Vakfı Yayınları
5)Milli Güvenlik Yazıları, (derleyen) Çetin Güney, Avrasya Bir Vakfı Yayınları,
6)Devlet Notları, (derleyen) Çetin Güney, Avrasya Bir Vakfı Yayınları,
7)Türk Aleviliğini Yükselişi, Avrasya Bir Yayınları, Ankara 2002
8)Stratejik Düşüncenin Sivil ve Askeri Hayatta Kullanılması, ASAM Yayınları, Ankara 2002
9)Milli Bütünlük ve Güvenliğimiz, Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı Yayınları, Ankara 1996
10)Göreve Çağrı, Ocak Yayınları, Ankara 1996
-
24Okur I “Ümit Özdağ Kimdir, Siyasi Kariyeri Nedir? Babası Muzaffer Özdağ, Eşi Burçin Özdağ Kimdir?” Benzeri Konularımız;
Ümit Özdağ’ın Resmi İnstagram, Facebook, Youtube ve Twitter Hesapları;
Murat Kazgan Kimdir?
Adını sıklıkla duyduğumuz isimlerden biri olan Murat Kazgan hakkında merak edilenler var. Son zamanlarda gündemde olan isimler arasında yer alan Murat Kazgan’ın kim olduğu ve hayatı merak ediliyor. Peki, Murat Kazgan Kimdir? Murat Kazgan MMA Kariyeri Nedir? Kardeşi Kaan Kazgan Kimdir, Başarıları Neler? Kaan Kazgan & Savaş Cebeci Neden Kavga Etti? Murat Kazgan’ın hayatı ve biyografisi!
Murat Kazgan Kimdir?
Murat Kazgan‘ın hayatı ve kariyerine daha derinlemesine bir bakış sunabilirim. Murat Kazgan, spora olan tutkusu ve yetenekleriyle genç yaşlarda dikkat çekti. 9 yaşında Kick Boks ile başladığı spor kariyerine, zamanla farklı spor dallarına ilgi göstererek zenginleştirdi. Teakwando, güreş ve kung fu gibi farklı disiplinlerde de kendini geliştirerek çok yönlü bir sporcu haline geldi.
2004 yılında MMA (Kafes Dövüşü) sporuyla tanışması, kariyerinde önemli bir dönüm noktasıydı. Lord Pitbull takma adıyla tanınan Kazgan, MMA dünyasında kendine sağlam bir yer edindi. Kendi adını taşıyan spor salonunun sahibi olarak, genç sporcuların yetişmesine öncülük etti ve MMA’nın Türkiye’de daha fazla tanınmasına katkıda bulundu. Bu spor salonu, sadece sporcuların fiziksel yeteneklerini geliştirmelerine değil, aynı zamanda karakterlerini de şekillendirmelerine yardımcı oldu.
Kazgan’ın spor kariyeri boyunca kazandığı birçok şampiyonluk unvanı, onun yeteneklerinin ve azminin bir yansımasıdır. Minikler Türkiye Şampiyonluğu, MMA şampiyonluğu, BJJ Siyah Kuşak, Kickboks ve Taekwondo sporlarında kara kuşak gibi prestijli başarılar elde etmiştir.
Ancak, Murat Kazgan‘ın kişisel yaşamı hakkında çok fazla bilgi bulunmamaktadır. Aslen İstanbul doğumlu olduğu ve 1986 yılında doğduğu bilinmektedir. Boyu, kilosu gibi fiziksel özellikleri hakkında ise herhangi bir kaynakta veri bulunmamaktadır. Ayrıca, evli olup olmadığına dair de herhangi bir bilgiye ulaşılamamıştır. Son olarak, 2021 yılında “Survivor” adlı ünlüler yarışmasına katılıp katılmadığına dair elimizde net bir bilgi bulunmamaktadır.
Bugün, Murat Kazgan, birikim ve deneyimini spor antrenörlüğü yaparak yeni nesil sporculara aktarmaya devam etmektedir. Hem spor kariyeri hem de spor eğitmenliği ile tanınan bir isim olarak, Türk sporunun gelişimine katkı sağlamaya devam etmektedir.
Murat Kazgan MMA Kariyeri;
Murat Kazgan’ın MMA kariyerine daha yakından bakalım. Kazgan, MMA dünyasına adım attıktan sonra, bu dövüş sporunun Türkiye’de henüz çok az ilgi gördüğünü ve genel olarak tanınmadığını fark etti. Bu nedenle, kendi ekibi olan MMA Team’i kurarak Türkiye’de MMA’nın tanınmasına ve yaygınlaşmasına büyük bir katkı sağladı. Sporunun tanıtımı ve gelişimi için elinden geleni yaparak Türkiye’de yeni MMA sporcularının yetişmesine öncülük etti.
Sadece spor sahalarında değil, medya dünyasında da adını duyurmayı başaran Murat Kazgan, Men’s Health gibi prestijli fitness dergilerinin kapak yıldızlarından biri olarak yer aldı. Aynı zamanda televizyon programlarına sık sık konuk olarak davet edildi ve katıldığı her platformda MMA sporunu tanıtmaya çalıştı. Bu sayede, MMA’nın Türkiye’deki bilinirliğini artırmada önemli bir rol oynadı.
MMA kariyerindeki en önemli başarılarından biri, Vendetta Champions Night (VCN) adlı organizasyonda dünya şampiyonluk kemerini kazanmasıdır. Bu başarı, sadece Türkiye’de değil, uluslararası arenada da Murat Kazgan’ın yeteneklerini ve savaşçı ruhunu kanıtladığının bir göstergesidir.
Kazgan‘ın sporculuk kariyeri kadar kişisel yaşamı da ilgi çekmektedir. Evli olan Kazgan, aynı zamanda bir kız çocuğu babasıdır. Bu, sadece bir sporcu olarak değil, aynı zamanda aile kurmuş bir birey olarak da bilinmesi gereken önemli bir yönüdür.
Günümüzde Murat Kazgan, İstanbul‘daki spor salonunda dövüş antrenmanlarına ve eğitimlerine devam ederek yeni nesil sporcuların yetişmesine katkı sağlamaya devam etmektedir. Kendisi, hem MMA dünyasının önemli bir figürü olarak hem de spor eğitmeni olarak Türk sporuna katkılarını sürdürmektedir.
Kardeşi Kaan Kazgan Kimdir?
Kaan Kazgan, 3 Kasım 1994 tarihinde Sakarya’da dünyaya gelmiş olan bir sporcu ve medya kişiliğidir. Kendisi, spora olan tutkusuyla genç yaşta tanışmış ve bu tutkusunu profesyonel bir kariyere dönüştürmüştür. Sporculuk kariyerine adım attığında sadece 9 yaşındayken Kick Boks ile başlamış, ancak kısa bir süreliğine ara vermiştir. Bu aradan sonra 11 yaşında MMA (Mixed Martial Arts) dövüşçüsü olarak tekrar spora dönerek dikkatleri üzerine çekmiştir. Ayrıca, Demir Spor’da serbest güreş genç takımının kaptanlığını yaparak liderlik yeteneklerini göstermiştir.
Kaan Kazgan, spor kariyerindeki yetenekleri ve azmi sayesinde 2011 yılından bu yana profesyonel maçlara çıkarak büyük bir başarı grafiği yakalamıştır. Spor camiasında kendisine özgü bir yer edinmiş ve bu süreçte birçok unvan elde etmiştir. Bu unvanlar arasında 2 kez Muay Thai Türkiye Şampiyonluğu ve 1 kez MMA Türkiye Şampiyonluğu gibi önemli başarılar bulunmaktadır.
Kaan Kazgan, sporla sınırlı kalmamış, medya dünyasında da kendine bir yer edinmiştir. 2019 yılında Türkiye ve Yunanistan’ın yarıştığı Survivor programına katılarak televizyon ekranlarında geniş bir izleyici kitlesi tarafından tanınmış ve sevilmiştir. Bu sayede spor ve medya alanındaki başarılarıyla hem spor dünyasında hem de televizyon dünyasında sağlam bir kariyer inşa etmiştir. Kazgan, azmi, yetenekleri ve medyatik kişiliği ile dikkat çeken bir isim olarak bilinmektedir.
Kaan Kazgan Başarıları Neler?
Kaan Kazgan’ın spor kariyerindeki başarıları daha ayrıntılı bir şekilde ele alalım. Kazgan, Türk dövüş sporları sahnesinde önemli bir isim haline gelmiştir. İki kez Muay Thai Türkiye Şampiyonu olması, onun ayak bileği gücü, dayanıklılığı ve dövüş yeteneklerinin bir göstergesidir. Muay Thai, Tayland kökenli bir dövüş sanatıdır ve dünya çapında büyük bir rekabetin olduğu bir spor dalıdır. Bu nedenle Kazgan‘ın bu alanda elde ettiği başarılar büyük bir saygıyla karşılanmıştır.
MMA Türkiye Şampiyonluğu ise Kaan Kazgan’ın dövüş yeteneklerinin ne kadar çeşitli ve kapsamlı olduğunu göstermektedir. MMA, farklı dövüş disiplinlerinin bir araya geldiği ve çok yönlü bir spor dalıdır. Kazgan’ın bu alandaki şampiyonluk unvanı, sadece fiziksel yetenekleri değil, aynı zamanda strateji ve zeka gerektiren bir spor dalında ne kadar başarılı olduğunun bir kanıtıdır.
Kaan Kazgan’ın elde ettiği bu başarılar, sadece spor dünyasında değil, aynı zamanda genel olarak Türk sporuna katkı sağlayan bir sporcu olarak da görülmesini sağlamıştır. Kazgan, azmi, çalışkanlığı ve disiplini sayesinde Türkiye‘nin dövüş sporları sahnesinde önemli bir isim olmayı başarmıştır.
Kaan Kazgan & Savaş Cebeci Neden Kavga Etti?
MMA dövüşçüsü Kaan Kazgan ve fitness koçu Savaş Cebeci arasındaki kavga, özellikle sosyal medya platformlarında büyük bir gündem oluşturdu. İlk olarak Savaş Cebeci’nin cesur ve iddialı açıklamalarıyla başladı. Cebeci‘nin, “70 kilo adamdan da dayak yemem, isterse dünya şampiyonu olsun” şeklindeki sözleri, spor dünyasında büyük bir tartışma başlatmıştı. Bu sözler, Kaan Kazgan tarafından da sert bir şekilde karşılandı ve iki taraf arasında sosyal medya üzerinden atışmalar başladı.
Zamanla, bu atışmalar fiziksel bir kavga noktasına evrildi ve nihayetinde Kaan Kazgan ile Savaş Cebeci, bir ormanlık alanda karşı karşıya geldi. Kavga sırasında yaşanan şiddet anları, özellikle Cebeci’nin kanlar içinde kalması, izleyiciler arasında büyük bir şok ve tepki yarattı. Bu olay, spor dünyasında ve genel olarak toplumda, sosyal medyanın gücünü ve çekişmelerin nelerle sonuçlanabileceğini gösteren çarpıcı bir örnek olarak değerlendirildi.
Kavga sonrası, Kaan Kazgan ve Savaş Cebeci‘nin sağlık durumları ve yasal sonuçları konuşulurken, sosyal medyada da bu olayın etkileri uzun bir süre devam etti. Her iki ismin takipçi sayıları artarken, tartışma ve eleştiriler de yoğun bir şekilde devam etti. Bu olay, spor ve medya dünyasının iç içe geçtiği bir çağda, çekişme ve rekabetin ne kadar büyük boyutlara ulaşabileceğini göstermesi açısından dikkat çekici bir olay olarak tarihe geçti.
24Okur I “Murat Kazgan Kimdir? Murat Kazgan MMA Kariyeri Nedir? Kardeşi Kaan Kazgan Kimdir, Başarıları Neler? Kaan Kazgan & Savaş Cebeci Neden Kavga Etti? ” Benzeri Konularımız;
- https://www.24okur.com/batmanli-is-adami-metin-gunes-kimdir-nereli-kimi-oldurdu/
- https://www.24okur.com/hasan-yesildag-kimdir-ne-is-yapiyor-kac-yasinda-ve-nereli/
Murat Kazgan’ın Resmi İnstagram, Facebook ve Twitter Hesapları;
Acun Ilıcalı Kimdir?
İnsanlar tarafından ünlü iş adamlarının ve ünlü kişilerin serveti ve hayatı merak ediliyor. Merak edilen isimlerden birisi de Acun Ilıcalı’dır. Peki, Acun Ilıcalı Kimdir? Acun Ilıcalı Televizyonculuk Hayatı.. Acun Ilıcalı Evli mi, Eski Eşi Şeyma Subaşı Kimdir? Ilıcalı’nın Serveti Ne Kadar? İşte detaylar…
Acun Ilıcalı Kimdir?
29 Mayıs 1969 tarihinde Erzurum’un Aziziye ilçesinden olan bir ailenin oğlu olarak Edirne’de doğmuştur. Annesinin adı İlknur ve annesi kooperatifler il müdürüydü. Babasının adı Ergün ve babası müteahhitti. Ömer Cenker Ilıcalı adında bir abisi vardır. Ağabeyinin okula gitmesini kıskandığı için 5 yaşında okula başlamıştır. O yüzden okulu hep oyun sandığını söylemiştir.
İlkokul ve ortaokulu Edirne İstiklâl İlkokulu’nda tamamlamıştır. 10 yaşında Kadıköy Anadolu Lisesi’ni kazanmıştır. Okumak için anneannesinin yanına, İstanbul’a gitmiştir. Ailesinden uzak olduğu için derslerinden kopmuştur. Daha sonra annesinin tayini İzmit’e çıkmış ve ailesi İstanbul’a taşınmıştır.
Lise döneminde derslerden koptuğu için ders çalışsın diye odaya kapatılmıştır. Odaya kapatıldığında; kitaptaki harflerden lig kurup, onlara maç yaptırdığını söylemiştir. İstanbul Üniversitesi İngilizce öğretmenliği bölümünü kazanmıştır. Üniversite hayatı 7 yıl sürmüştür. Ancak okulu bitirememiştir. Babaanne ve dedesini trafik kazasında kaybetmiştir.
19 yaşında evlenmiştir. Evlendikten sonra bütün arkadaşlarının kendi evinde buluştuğunu söylemiştir. Evinde arkadaşlarıyla buluştuğu bir gün; evi polis bastığını, polislerin balkondan girdiğini ve evdekilerin oyun oynadığını görünce gittiklerini söylemiştir. Evliliğinde bir kız çocuğu olmuştur. Eşi ve kendisi öğrenci olduğu için onlara babası bakmıştır.
Babasının verdiği apartman aidatlarını harcadığını, eve gelen haciz kağıdının atıldığını söylemiştir. Bir gün televizyon izlediği sırada kapının açıldığını, haciz memurlarının gelip televizyonu alıp gittiklerini, televizyonu teslim ettikleri kişinin kendi takımının kalecisi olduğunu ve televizyonun bir saat sonra geri geldiğini söylemiştir.
Bir gün anne ve babası, kızını da alıp, Bodrum‘a doğru yola çıkmıştır. Balıkesir’de akşam saatlerinde Ergün Ilıcalı sakin bir şekilde konvoyu sollarken bir anda karşısına 180 km hızla gelen bir araç çıkmış ve kafa kafaya çarpışmışlar. O anda Ergün Ilıcalı ve İlknur Ilıcalı ölmüştür. Acun Ilıcanın kızının vücudunda 18 ayrı yerde kırık oluşmuştur.
Acun Ilıcalı, anne ve babasının ölüm haberinden sonra; travma geçirmiş, bir yıl boyunca evden çıkmamış ve eşinden boşanmıştır. 1994 yılında Bağdat caddesinde ağır bir motosiklet kazası geçirmiştir. Motosiklet kazasında sol kolu kırılmış, arkasında oturan arkadaşını kaybetmiştir. 36 dikiş atılan ameliyattan sonra sol koluna platin takılmıştır.
Anne ve babasından kalanları iki yılda tüketmiştir. 1995 yılında Bağdat caddesine bir kot dükkanı açmıştır. Fakat kısa sürede batmıştır. O dönemde sıfır lirası olduğunu, arkadaşları sayesinde parası olmadığını hissetmediğini söylemiştir. Üniversiteden Esat adında bir arkadaşıyla kaldığı sıralarda hava alanınına giderken Show Tv binasını görmüştür. Yanında üniversiteden arkadaşı Esat’ta vardır.
1996 yılında çocukluk arkadaşı Göktuğ Sevinçli‘nin o dönem Show Tv’de spor servisinde çalıştığını öğrenince onu arayıp “Bizde Esatla beraber gelelim” cevabına karşın Göktuğ Sevinçli’de “Gelin burası çok güzel” diyince İrfan Şahin’i ziyaret etmiştir.
İrfan Şahin, onları o dönem spor müdürü olan İlker Yasin ile tanıştırmıştır. İlker Yasin, Acun Ilıcalı ve arkadaşının futboldan çok iyi anladığını muhabbet ederken anlamıştır. İlker Yasin, Acun Ilıcalı ve arkadaşının Show Tv’de çalışmasını istemiştir. Böylelikle Acun Ilıcalı stajyer kadrosunda işe başlamıştır. Fenerbahçe taraftarı olmasına rağmen Beşiktaş muhabirliği yapmıştır.
Acun Ilıcalı Televizyonculuk Hayatı
Televizyonculuğa Show Tv‘de Beşiktaş muhabirliği ile başlamıştır.2002 yılında “Acun Firarda” adlı gezi-eğlence içerikli televizyon programının yapımcılığını ve sunuculuğunu yapmaya başlamıştır. Programda Acun Ilıcalı’ya kameraman Feridun, Çaykun Ertan ve Esat Yöntunç yardımcı olurken, Şebnem Schaefer’de programın moda bölümü için ekipte yer almıştır. 2006 yılında program sona ermiştir. 2006 yılında “Acun Medya” adlı şirketi kurmuştur.
2004-2006 yılları arasında “Fear Factor” adlı korku-gerilim içerikli televizyon programının; 2007-2010 yılları arasında “Var mısın Yok musun” adlı yarışma içerikli televizyon programının; 2006 yılında “Survivor Türkiye” adlı yarışma içerikli televizyon programının yapımcılığını ve sunuculuğunu yapmıştır. 2007-2008 yılları arasında “Yoksa Rüya mı?” adlı aktüel içerikli televizyon programının; 2008-2014 yılları arasında “Söyle Söyleyebilirsen” adlı ses yarışması içerikli televizyon programının yapımcılığını yapmıştır.
2009 yılında “Devler Ligi” adlı futbol içerikli televizyon programının; 2009 yılında “Yetenek Sizsiniz Türkiye” adlı yetenek yarışması içerikli televizyon programının; 2010-2011 yılları arasında “Yok Böyle Dans” adlı dans yarışması içerikli televizyon programının; 2011 yılında; “O Ses Türkiye” adlı ses yarışması içerikli televizyon programının yapımcılığını ve sunuculuğunu yapmıştır.
Çalışanlarıyla birlikte “Acunn.com” adlı portal internet sitesini kurmuştur. 2013 yılında Show Tv’den ayrılıp, Star Tv’ye geçmiştir. 2013 yılında; “3 Adam” adlı televizyon programının yapımcılığını yapmaya başlamış, çalışanlarıyla beraber “Sekiz.com” adlı giyim içerikli İnternet sitesini kurmuş, “MNG Shop” (yeni adıyla Shop90) adlı televizyon kanalına %40 ortak olmuş ve Doğuş Yayın Grubu ortaklığında “Tv8” adlı televizyon kanalını satın almıştır (%70 sahibi).
2014 yılında; Star Tv’den ayrılmış ve “Ninja Warrior Türkiye”, “Para Bende”, “Hülya Avşar Show”, “Arda’nın Mutfağı”, “Aileler Yarışıyor”, “Ver Fırına”, “Kel Alaka”, “Akademi”, “Ütopya” adlı televizyon programlarının; 2015 yılında “Rising Star Türkiye”, “İşte Benim Stilim” adlı televizyon programlarının yapımcılığını yapmıştır. 2016 yılında “İşte Benim Stilim Ünlüler” adlı yarışma programının yapımcılığını yapmaya başlamıştır. 2008 yılında ilk kez Türkiye’de vergi rekortmenleri arasına girmiştir. 2
2011 yılında 2.836.191 gelir vergisi tahakkuk ederek, Türkiye‘de gelir vergisi listesinde 62. olmuştur. Türkiye’de yer alan üniversiteler de ve Anadolu’nun farklı yerlerinde stand-up gösterileri yapmıştır. Gösterilerinde meslek hayatı boyunca başına gelenleri mizahî bir dille izleyicilere anlatmıştır. 7 Ekim 2016 tarihi itibarıyla Shop90 adlı televizyon kanalını kapatarak TV8,5 adlı spor kanalı yayına başlamıştır.
1988 yılında Seda Başbuğ ile evlenmiştir. İlk evliliğinden Banu adında bir kızı olmuştur. 1993 yılında Seda Başbuğ ile ayrılmıştır. 1999 yılında çıkarılan bedelli askerlik yasasıyla 5.000 Alman markı ödeyerek 2000 yılında 30 günlük askerlik hizmetini tamamlamıştır.
Acun Ilıcalı Evli Mi?
2003 yılında Zeynep Yılmaz ile evlenmiştir. Bu evliliğinden Yasemin ve Leyla adlarında iki kızı olmuştur.
2010 yılında Şeyma Subaşı ile bir ilişkisi olduğu iddia edilmiştir. 2013 yılında Şeyma Subaşı ile olan evlilik dışı ilişkisinden Melisa adında bir kızı olmuştur. 12.07.2016 tarihinde eşi Zeynep Yılmaz’dan anlaşmalı olarak tek celsede boşanarak 18 Eylül 2017 tarihinde Fransa’nın Marsilya şehrinde 250 kişinin katıldığı bir törenle Şeyma Subaşı ile evlendi.
Acun Ilıcalı ve Şeyma Subaşı çifti 26.11.2018 tarihinde anlaşmalı olarak boşanmıştır.
Eski Eşi Şeyma Subaşı Kimdir?
Şeyma Subaşı, 1990 yılında İstanbul’da doğmuştur. Eğitimini İstanbul Aydın Üniversitesi Moda Tasarım Programı’nda tamamlamıştır. 16 yaşından beri modellik yapmaktadır.
2008 yılında Miss Turkey yarışmasına katılmış ancak derece elde edememiştir. 2008 yılında Var Mısın Yok Musun yarışmasına katılmış ve yapımcı Acun Ilıcalı ile ilişkileri başlamıştır.
Acun Ilıcalı’nın eşi Zeynep Ilıcalı‘dan boşandıktan sonra sosyal medyada Şeyma Subaşı ile resimlerini paylaşmalarıyla gündemden düşmemektedirler.
Şeyma Subaşı’nın Ilıcalı’dan Melisa adında bir kızı vardır.
Şeyma Subaşı, 18 Eylül 2017 tarihinde Fransa’nın Marsilya şehrinde 250 kişinin katıldığı bir törenle Acun Ilıcalı ile evlendi. Acun Ilıcalı ve Şeyma Subaşı çifti 26.11.2018 tarihinde anlaşmalı olarak boşandı.
Acun Ilıcalı’nın Serveti Ne Kadar?
Acun Ilıcalı’nın net serveti hakkında kesin ve resmi bir bilgi bulunmamaktadır. Acun Ilıcalı, Türkiye’de televizyon yapımcılığı, sunuculuğu ve medya sektöründe uzun yıllardır aktif olarak çalışan tanınmış bir isimdir. Ancak serveti konusunda net bir rakam açıklanmamıştır.
Bazı kaynaklara göre, Acun Ilıcalı‘nın servetinin 100 milyon doların üzerinde olduğu söylenmektedir. Bu tahminler, Acun Ilıcalı’nın televizyon kanalı TV8’i 70 milyon dolara satın aldığını ve medya sektöründeki diğer yatırımları da göz önüne alarak yapılmış olabilir. Ancak, bu rakam resmi olarak doğrulanmamıştır ve servetin gerçek büyüklüğü hakkında kesin bilgiye sahip değiliz.
Sonuç olarak, Acun Ilıcalı‘nın serveti hakkında çeşitli tahminler ve spekülasyonlar olsa da, resmi ve kesin bir bilgi bulunmamaktadır.
24Okur I “Acun Ilıcalı Kimdir? Acun Ilıcalı Televizyonculuk Hayatı.. Acun Ilıcalı Evli mi, Eski Eşi Şeyma Subaşı Kimdir? Ilıcalı’nın Serveti Ne Kadar? ” Benzeri Konularımız;
- https://www.24okur.com/batmanli-is-adami-metin-gunes-kimdir-nereli-kimi-oldurdu/
- https://www.24okur.com/hasan-yesildag-kimdir-ne-is-yapiyor-kac-yasinda-ve-nereli/
Acun Ilıcalı’nın Resmi İnstagram, Facebook ve Twitter Hesapları;
Sinan Ateş Kimdir?
Eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş’in öldürülmesiyle ilgili soruşturmada son dakika gelişmeleri yaşanıyor. Peki, Sinan Ateş Kimdir? Ayşe Ateş Kimdir? Sinan Ateş Cinayeti Nasıl Gerçekleşti? Doğukan Çep Kimdir? Ateş’in Bazı Kitapları.. gibi bir çok bilgi bu yazıda!
Sinan Ateş Kimdir?
Sinan Ateş’in hayatı ve kariyerine daha detaylı bir bakış sunabilirim. Sinan Ateş’in eğitim hayatı, siyasi katılımı ve akademik çalışmaları Türk toplumunda çeşitli dönemlerde dikkat çekmiş bir figür olarak kabul edilir.
Eğitim hayatına Bursa’da başlayan Sinan Ateş, özellikle üniversite eğitimleri sırasında sosyal bilgiler öğretmenliği ve eğitim bilimleri alanlarına olan ilgisiyle bilinir. Gazi Üniversitesi’nde aldığı lisans ve yüksek lisans eğitimleri, onun eğitim alanındaki bilgi birikimini oluşturmasına yardımcı oldu. Özellikle doktora eğitimi sırasında Hacettepe Üniversitesi’nde Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi üzerine yoğunlaşarak, Türk tarihi ve siyaseti üzerine önemli araştırmalar gerçekleştirdi.
Siyasi kariyeri ise gençlik yıllarında Ülkü Ocakları’nda aktif olarak başladı. Bursa Ülkü Ocakları’nda ‘Lise Başkanlığı’ görevini üstlendi ve daha sonra Ülkü Ocakları’nın Ankara ve genel merkez yönetimlerinde yer aldı. 2019 yılında Ülkü Ocakları Genel Başkanı olarak seçilerek, bu dönemde örgütün liderliğini üstlendi. Ancak 2020 yılında görevinden istifa ederek siyasi arenadan bir süre ayrıldı.
Akademik kariyerine odaklandıktan sonra Hacettepe Üniversitesi Tarih Bölümü’nde çalışmaya başlayarak tarih ve eğitim konularında akademik araştırmalara devam etti. Bu dönemde Türk eğitim sistemi ve tarih konularındaki çalışmalarıyla tanınmıştır.
Özel hayatında Sinan Ateş, Ayşe Ateş ile evli ve iki çocuk babasıdır. Hem akademik kariyeri hem de siyasi katılımıyla Türkiye’nin sosyal ve politik yapısında etkili bir rol oynamış ve tartışmalara katkı sağlamış bir isim olarak bilinir. Sinan Ateş’in yaşamı, Türkiye’deki eğitim, siyaset ve tarih alanlarında yapılan çalışmalar ve değişiklikler hakkında birçok farklı bakış açısına ışık tutar.
Eşi Ayşe Ateş Kimdir?
Ayşe Ateş, adı geçen silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden eşi Sinan Ateş’in ölümünün ardından hukuki ve adalet mücadelesine odaklanmış bir isimdir. Saldırının gerçekleştiği tarihten itibaren Ayşe Ateş ve ailesi, saldırının faillerinin ve azmettiricilerinin adalete teslim edilmesi için kararlılıkla çaba sarf etmektedir.
Açıklamalarında, bu acı olayın aydınlatılması ve sorumluların cezalandırılması için hukuki süreci takip edeceklerini belirtmişlerdir. Adalet sistemi içinde güvenlerini ve inançlarını vurgulamışlar, davanın bilgi, belge ve deliller doğrultusunda ilerleyeceğine olan güvenlerini ifade etmişlerdir.
Ayşe Ateş ve ailesinin bu mücadelesi, kamuoyunun dikkatini çekmiş ve Türkiye’de adalet sistemi ve güvenlikle ilgili tartışmaların merkezine yerleşmiştir. Bu trajik olayın aydınlatılması ve cezalandırılması, Türkiye’deki hukukun işleyişi ve adalet arayışının bir yansıması olarak önemli bir rol oynamaktadır. Ayşe Ateş, eşinin anısını yaşatmak ve adaletin sağlanmasını temin etmek adına kararlılıkla mücadele etmeye devam etmektedirler.
2020’de İstifa Etti!
Sinan Ateş’in 2019 yılında Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı’na atanması, MHP’nin iç dinamikleri ve Türk milliyetçiliği hareketinde önemli bir gelişme olarak kabul edilmişti. Ancak, İYİ Parti’nin kuruluş sürecinde MHP’den ayrılan birçok ismin İYİ Parti’ye geçişiyle birlikte Sinan Ateş, MHP’nin tutumunu eleştiren bir pozisyon benimsemişti. Bu eleştiriler ve MHP içindeki parti disiplinine uyumsuzluklar, Sinan Ateş’in liderliğinin tartışılmasına ve sonunda istifasına yol açtı.
2 Nisan 2020 tarihindeki istifasının ardından Sinan Ateş, siyasi arenadan uzaklaşıp akademik dünyaya döndü. Hacettepe Üniversitesi Tarih Bölümü’nde çalışmaya başladı. Bu dönemde daha çok akademik çalışmaları ve tarih alanındaki katkılarıyla ön plana çıkmıştır. Sinan Ateş’in siyasi kariyeri ve ardından gelen akademik çalışmaları, Türk siyasi tarihindeki dönüşümleri ve siyasi figürlerin yaşadığı değişimleri anlamak için önemli bir örnek teşkil etmektedir.
Sinan Ateş Cinayeti Nasıl Gerçekleşti?
Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş, Ankara’nın Çankaya ilçesinde yer alan Kızılırmak Mahallesi 1456 Sokak’taki İnci Apartmanı’ndan çıktığı sırada motosikletli kişi tarafından silahlı saldırıya uğradı. Saldırı 30 Aralık 2022’de gerçekleşti.
Sinan Ateş, 30 Aralık 2022’de gerçekleşen silahlı saldırıda hayatını kaybetti. Olayla ilgili tutuklamalar ve söylentiler ise hâlâ devam ediyor.
Sinan Ateş Cinayetinde Son Dakika Gelişmeleri;
Eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş’in öldürülmesi üzerine yürütülen soruşturma kapsamında 3 şüpheli daha ‘tasarlayarak kasten öldürme’ suçundan tutuklandı. Tutuklananlar arasında azmettiricilikle suçlanan Doğukan Çep ile keşif görevi yapmakla suçlanan Suat Kurt da var.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan açıklamada “30.12.2022 tarihinde Ankara ili Çankaya ilçesi Kızılırmak Mahallesi 1456. Sokak üzerinde Sinan Ateş’in ateşli silah ile öldürülmesi, Selman Bozkurt’un ise yaralanması olayına ilişkin olarak yürütülen soruşturma kapsamında, Cumhuriyet Başsavcılığımızın talimatı ile gözaltına alınan şüphelilerden 07.01.2023 tarihi itibarıyla ifade ve sair adli işlemleri biten 5 şüpheli Cumhuriyet Savcısı tarafından savunmaları alındıktan sonra nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğine sevk edilmiş, nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği tarafından yapılan sorguları neticesinde Cumhuriyet Başsavcılığımızın talebi doğrultusunda 3 şüphelinin ‘tasarlayarak kasten öldürme’ suçundan tutuklanmalarına, 2 şüphelinin ise yine talebimiz doğrultusunda adli kontrol şartıyla serbest bırakılmalarına karar verilmiştir. Olaya ilişkin soruşturma Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından titizlikle ve tüm yönleriyle sürdürülmektedir” ifadeleri kullanıldı.
Doğukan Çep’in İfadesi Oraya Çıktı!
Sinan Ateş cinayetinin azmettiricisi olmakla suçlanan Doğukan Çep’in ifadesi ortaya çıktı. Çep ifadesinde, “Yargıtay’da temyiz aşamasındaki dosyam için yardım istedim. Ancak yardımcı olmadı. Bunun kızgınlığıyla korkutmak ve gözdağı amaçlı olayı planladık” dedi.
Soruşturmada Tutuklu Sayısı 13’e Yükseldi!
Öte yandan soruşturma kapsamında mahkemeye sevk edilen 5 zanlıdan 3’ü tutuklandı, 2 zanlı ise adli kontrol şartı ile serbest bırakıldı. Tutuklananlar arasında azmettiricilikle suçlanan Doğukan Çep ile keşif görevi yapmakla suçlanan Suat Kurt’da var. Tutuklananların sayısı 13’e yükseldi.
“Tetikçi Aranıyor”
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Sinan Ateş cinayetine ilişkin açıklama yaptı. 13 kişinin tutuklandığını belirten Bakan Bozdağ, kimliği belli tetikçinin arandığını ifade etti.
30 Aralık’ta Öldürülmüştü
Sinan Ateş, arkadaşı Selman Bozkurt ile Çankaya ilçesi Çukurambar semtindeki Kızılırmak Mahallesi’nde 30 Aralık’ta bir binadan çıktıkları sırada, motosikletli iki kişinin silahlı saldırısına uğramıştı. Saldırıda Ateş hayatını kaybetmiş, Bozkurt ise omzundan yaralanmıştı.
Ümit Özdağ Sinan Ateş Cinayetini Anlattı;
“2005 – 2006 senesinde Silifke’ye gittim arkadaşlarımla birlikte. MHP Genel Başkanlığına adayım. Silifke’de bir otele girdim. Yanımda arkadaşlarım var ve birden bize ağır bir saldırı başladı. Onlarca genç ortaya fırladılar. Benim üzerime bir genç fırladı. Benim de belim de tabancam vardı, ruhsatın tabancamı çektim. Üzerime gelen çocuğa yönelttim ve horozu da kaldırdım. O anda karşımdaki çocuğun 17 yaşında olduğunu gördüm ve silahı hemen indirdim. Bu saldırıyı düzenleyen Silifke Ülkü Ocakları Başkanı ödül olarak Ankara’ya Ülkü Ocakları Genel Merkezi’ne alındı. Böyle saldırılar bana, başka arkadaşlara, başka siyasetçilere, gazetecilere geçtiğimiz yıllarda oldu. Son dönemde de yoğunlaştı. En son bu saldırılar bir cinayetle neticelendi ve Sinan Ateş öldürüldü.”
“Bunlar Bir Ekip”
Cinayetle ilgili olarak adı geçen MHP Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz’un ilişkilerine dikkat çeken Özdağ, “Olcay Kılavuz, Milliyetçi Hareket Partisi içerisinde bir ekibin elemanı mıdır? Evet, bir ekibin unsurudur. Kimdir bu ekip? İzzet Ulvi Yönter ve Semih Yalçın bunlar bir ekiptir. Birlikte hareket ederler. Amaçları da İzzet Ulvi Yönter’in Milliyetçi Hareket Partisi genel başkanlığına taşınmasıdır. Bunun için bu ekip şu ana kadar ülkücü hareket üzerinde, MHP üzerinde etkili olabilecek bütün eski ülkü ocakları genel başkanlarını sırası ile partiden tasfiye etmiştir. Sinan Ateş, bu ekiple birlikte hareket etmediği için bu ekip tarafından hedef alındı. Neticede görevden alındı. Görevden alındıktan sonra da bu arkadaşla ilgili her zaman yapmış oldukları iftira kampanyasını yapmaya başladılar” dedi.
“Devlet Bey İzin Vermez”
Cinayetin geleceğinin belli olduğunu söyleyen Özdağ, “Efendi Barutçu, MHP’nin önemli eski isimlerindendir ve hala mı MHP üyesidir Efendi Barutçu. Sinan Ateş’in de ağabeyi. Küçüklüğünden beri beraberler. Mersin’de Sinan’a çok yakın eski Mersin Ülkü Ocakları başkanına bir saldırı düzenlettiler. Ailesinin yanında bankadan para çekerken 3 kişi saldırıyorlar. O da çekiyor birisini yaralıyor, birisini öldürüyor. Bu olay olunca bir kanlı çatışmaya dönüşeceğini herkes gördü. Efendi Barutçu, mektup yazdı Devlet Bahçeli’ye ve dedi ki, ‘Olcay Kılavuz’la Sinan’ı bir araya getirin. Çünkü bu iş artık kanlı bir hesaplaşmaya doğru gidiyor’. Rahmetli Sinan Ateş de, ‘Benim kalemimi kırmışlar ama Devlet Bey benim öldürülmeme izin vermez’ diyor yakın bir arkadaşına. O da biliyor bunu, kendisine yönelik bir saldırı olacağını. Şu ana kadar 17 kişi tutuklanıyor. 14’ü uyuşturucu kullanıyor bunların. Ankara’ya nasıl geliyorlar? İstanbul’dan iki polis özel harekatıyla geliyor. Bu polis özel harekatçılardan bir tanesi polis özel harekatçı olmanın ötesinde bağları olan bir adam” ifadelerini kullandı.
Doğukan Çep’in adı, 2013 yılındaki olayla birlikte kamuoyunun dikkatini çekti. Gülsuyu semtinde gerçekleşen bu olay, bir uyuşturucu ticareti yürüyüşü sırasında patlak verdi ve sonunda Hasan Ferit Gedik’in ölümüne yol açtı. Olayın ardından başlatılan dava, Türkiye’nin adalet sistemi ve insan hakları konularında büyük bir tartışma ve eleştiri odağı haline geldi.
Dava sonucunda, 10 sanık hakkında beraat kararı çıkarken, Şahin Eren, Hakan Taşhan ve Doğukan Çep kasten öldürme suçundan 25’er yıl hapis cezasına mahkum edildiler. Bu karar, Türkiye’de geniş çaplı protesto ve tartışmalara yol açtı. Adalet sistemi hakkında güvenin sorgulanmasına neden olan bu dava, insan hakları savunucuları ve hukukçular arasında büyük bir ilgi uyandırdı. Doğukan Çep’in ismi, bu olayın ve davanın sembolik bir figürü haline geldi ve Türkiye’deki adalet anlayışının eleştirilmesine katkı sağladı. Dolayısıyla, bu olay ve Doğukan Çep’in adı, Türkiye’deki hukuki ve toplumsal dinamiklerle ilgili tartışmaların önemli bir parçası olarak hafızalarda kaldı.
35 Yıl Hapis Cezası Aldı!
Doğukan Çep, Hasan Ferit Gedik’in ölümü olayının yanı sıra çete kurma, fuhuşa zorlama, gasp ve uyuşturucu ticareti gibi ciddi suçlamalarla karşı karşıya kaldı. Bu suçlamalarla ilgili yapılan dava sürecinde, mahkeme tarafından toplamda 35 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Ancak, dikkate değer bir ayrıntı, 2015 yılında tahliye edilmesi ve 2018 yılında hakkında yakalama kararı çıkartılmasıdır. Bu yakalama kararı sonrasında Doğukan Çep, Türkiye’den kaçarak yurtdışına firar etti.
Doğukan Çep’in nerede olduğu ve bu süreçteki hareketleri, Türkiye’nin güvenlik güçleri tarafından izlenmiş ve gündemde önemli bir konu haline gelmiştir. İddialara göre, Çep Gürcistan’a kaçtı ve daha sonra Türkiye’ye geri döndü. Ancak, yakalanması ve dava sürecine yeniden dahil edilmesi için yapılan girişimler sonuçsuz kaldı ve Çep, firari olarak kalmaya devam etti. Bu olay, Türkiye’deki hukuki süreçlerin ve ceza adaletinin işleyişi konusunda tartışmalara neden oldu ve kamuoyunda geniş yankı buldu.
Sinan Ateş’in Bilmeniz Gereken Yazıları;
- Hedef Turan & Türk Milliyetçiliği Üzerine Zor Zaman Yazıları
-
Türkiye’de Din Politikaları ve Din – Siyaset İlişkisi
-
Harf İnkılâbı ve Millet Mektepleri (1928-1935)
-
Çocuklar İçin Kür Şad Destan Roman-Öykü Kitapları
-
Sözlük Adam & Çocuklar İçin Divanu Lügati’t Türk
24Okur I “Sinan Ateş Kimdir? Ayşe Ateş Kimdir? Sinan Ateş Cinayeti Nasıl Gerçekleşti? Doğukan Çep Kimdir? Ateş’in Bazı Kitapları..” Benzeri Konularımız;
Kaan Kazgan Kimdir?
Sosyal medya üzerinden tartışmaya başlayan Kaan Kazgan ve Savaş Cebeci’nin kim olduğu merak edildi. Kaan Kazgan ve Sava Cebeci’nin çekişmesi kavgayla sonlandı. Yurttaşlar ikilinin kim olduğunu merak etti. Peki, Kaan Kazgan Kimdir, Kaç Yaşında, Nereli ve Boyu Kaç? Kaan Kazgan ve Savaş Cebeci Neden Kavga Etti? Kaan Kazgan Başarıları Nelerdir, Abisi Kimdir? gibi soruların cevapları bu yazıda!
Kaan Kazgan Kimdir?
Kaan Kazgan, 3 Kasım 1994 tarihinde Sakarya’da dünyaya gelmiş olan bir sporcu ve medya kişiliğidir. Kendisi, spora olan tutkusuyla genç yaşta tanışmış ve bu tutkusunu profesyonel bir kariyere dönüştürmüştür. Sporculuk kariyerine adım attığında sadece 9 yaşındayken Kick Boks ile başlamış, ancak kısa bir süreliğine ara vermiştir. Bu aradan sonra 11 yaşında MMA (Mixed Martial Arts) dövüşçüsü olarak tekrar spora dönerek dikkatleri üzerine çekmiştir. Ayrıca, Demir Spor’da serbest güreş genç takımının kaptanlığını yaparak liderlik yeteneklerini göstermiştir.
Kaan Kazgan, spor kariyerindeki yetenekleri ve azmi sayesinde 2011 yılından bu yana profesyonel maçlara çıkarak büyük bir başarı grafiği yakalamıştır. Spor camiasında kendisine özgü bir yer edinmiş ve bu süreçte birçok unvan elde etmiştir. Bu unvanlar arasında 2 kez Muay Thai Türkiye Şampiyonluğu ve 1 kez MMA Türkiye Şampiyonluğu gibi önemli başarılar bulunmaktadır.
Kaan Kazgan, sporla sınırlı kalmamış, medya dünyasında da kendine bir yer edinmiştir. 2019 yılında Türkiye ve Yunanistan’ın yarıştığı Survivor programına katılarak televizyon ekranlarında geniş bir izleyici kitlesi tarafından tanınmış ve sevilmiştir. Bu sayede spor ve medya alanındaki başarılarıyla hem spor dünyasında hem de televizyon dünyasında sağlam bir kariyer inşa etmiştir. Kazgan, azmi, yetenekleri ve medyatik kişiliği ile dikkat çeken bir isim olarak bilinmektedir.
Kaan Kazgan Nereli, Boyu Kaç?
3 Kasım 1994 tarihinde Sakarya’da doğmuş bir MMA dövüşçüsüdür. Spora olan ilgisi 9 yaşında başlamış ve ilk olarak Kick Boks ile tanışmıştır. Ancak, kısa bir ara vermiş ve 11 yaşında tekrar spor dünyasına dönerek MMA dövüşçüsü olarak kendini geliştirmiştir. Aynı zamanda spor kariyerinde Demir Spor’da serbest güreş genç takımının kaptanlığını yapmıştır. 2011 yılından itibaren aktif bir şekilde profesyonel maçlara çıkmaktadır ve bu süreçte birçok önemli başarı elde etmiştir.
Kaan Kazgan, spor kariyerinin yanı sıra 2019 yılında Türkiye ve Yunanistan’ın yarıştığı Survivor programına katılarak televizyon dünyasında da adından söz ettirmiştir. Bu programda gösterdiği performansla geniş bir izleyici kitlesi tarafından tanınmıştır. Spor kariyerindeki başarıları arasında 2 kez Muay Thai Türkiye Şampiyonluğu ve 1 kez MMA Türkiye Şampiyonluğu gibi unvanlar bulunmaktadır.
Kaç Yaşında?
Kaan Kazgan’ın yaşına gelince, 2023 yılı itibariyle 28 yaşındadır. Boyu ise yaklaşık olarak 1.80 metre civarındadır. Bu özellikleriyle, hem spor dünyasında hem de medya sektöründe kendine özgü bir yer edinmiş bir isim olarak bilinmektedir.
Kaan Kazgan & Savaş Cebeci Neden Kavga Etti?
MMA dövüşçüsü Kaan Kazgan ve fitness koçu Savaş Cebeci arasındaki kavga, özellikle sosyal medya platformlarında büyük bir gündem oluşturdu. İlk olarak Savaş Cebeci’nin cesur ve iddialı açıklamalarıyla başladı. Cebeci’nin, “70 kilo adamdan da dayak yemem, isterse dünya şampiyonu olsun” şeklindeki sözleri, spor dünyasında büyük bir tartışma başlatmıştı. Bu sözler, Kaan Kazgan tarafından da sert bir şekilde karşılandı ve iki taraf arasında sosyal medya üzerinden atışmalar başladı.
Zamanla, bu atışmalar fiziksel bir kavga noktasına evrildi ve nihayetinde Kaan Kazgan ile Savaş Cebeci, bir ormanlık alanda karşı karşıya geldi. Kavga sırasında yaşanan şiddet anları, özellikle Cebeci’nin kanlar içinde kalması, izleyiciler arasında büyük bir şok ve tepki yarattı. Bu olay, spor dünyasında ve genel olarak toplumda, sosyal medyanın gücünü ve çekişmelerin nelerle sonuçlanabileceğini gösteren çarpıcı bir örnek olarak değerlendirildi.
Kavga sonrası, Kaan Kazgan ve Savaş Cebeci’nin sağlık durumları ve yasal sonuçları konuşulurken, sosyal medyada da bu olayın etkileri uzun bir süre devam etti. Her iki ismin takipçi sayıları artarken, tartışma ve eleştiriler de yoğun bir şekilde devam etti. Bu olay, spor ve medya dünyasının iç içe geçtiği bir çağda, çekişme ve rekabetin ne kadar büyük boyutlara ulaşabileceğini göstermesi açısından dikkat çekici bir olay olarak tarihe geçti.
Kaan Kazgan Başarıları Neler?
Kaan Kazgan’ın spor kariyerindeki başarıları daha ayrıntılı bir şekilde ele alalım. Kazgan, Türk dövüş sporları sahnesinde önemli bir isim haline gelmiştir. İki kez Muay Thai Türkiye Şampiyonu olması, onun ayak bileği gücü, dayanıklılığı ve dövüş yeteneklerinin bir göstergesidir. Muay Thai, Tayland kökenli bir dövüş sanatıdır ve dünya çapında büyük bir rekabetin olduğu bir spor dalıdır. Bu nedenle Kazgan’ın bu alanda elde ettiği başarılar büyük bir saygıyla karşılanmıştır.
MMA Türkiye Şampiyonluğu ise Kaan Kazgan’ın dövüş yeteneklerinin ne kadar çeşitli ve kapsamlı olduğunu göstermektedir. MMA, farklı dövüş disiplinlerinin bir araya geldiği ve çok yönlü bir spor dalıdır. Kazgan’ın bu alandaki şampiyonluk unvanı, sadece fiziksel yetenekleri değil, aynı zamanda strateji ve zeka gerektiren bir spor dalında ne kadar başarılı olduğunun bir kanıtıdır.
Kaan Kazgan’ın elde ettiği bu başarılar, sadece spor dünyasında değil, aynı zamanda genel olarak Türk sporuna katkı sağlayan bir sporcu olarak da görülmesini sağlamıştır. Kazgan, azmi, çalışkanlığı ve disiplini sayesinde Türkiye’nin dövüş sporları sahnesinde önemli bir isim olmayı başarmıştır.
Abisi Murat Kazgan Kimdir?
Murat Kazgan’ın hayatı ve kariyeri oldukça ilgi çekici bir öyküye sahiptir. İstanbul’da doğduğu 1986 yılında, spor tutkusuyla tanıştı ve sadece 9 yaşında iken Kick Boks eğitimine başladı. Bu erken yaşta sporla tanışması, onun yeteneklerini geliştirmesine ve spor dünyasında kendini kanıtlamasına olanak tanıdı.
Kazgan, Kick Boks’un yanı sıra Teakwando, güreş ve kung fu gibi farklı dövüş sporlarını da deneyerek çok yönlü bir sporcu olma yolunda ilerledi. Ancak belki de en çok tanındığı ve başarılı olduğu alan MMA (Kafes Dövüşü) oldu. 2004 yılında MMA ile tanıştığında, bu spor dalında kariyer yapma kararı aldı ve Lord Pitbull takma adıyla tanınmaya başladı.
MMA dünyasında elde ettiği başarılarla adını duyuran Murat Kazgan, kendi adını taşıyan bir spor salonunun sahibi olarak genç sporcuların yetişmesine katkıda bulunuyor. Özellikle Türkiye’de MMA sporunun tanınması ve yaygınlaşması için önemli bir figür olarak kabul ediliyor.
Kazgan’ın kariyerindeki başarılar arasında Minikler Türkiye Şampiyonluğu, MMA Şampiyonluğu, BJJ Siyah Kuşak, Kickboks ve Taekwondo sporlarında kara kuşak gibi birçok prestijli unvan bulunmaktadır. Ancak Murat Kazgan sadece kendi spor kariyerine odaklanmakla kalmamış, aynı zamanda bir antrenör olarak genç yeteneklerin yetişmesine yardımcı olmayı sürdürmektedir.
Sonuç olarak, Murat Kazgan hem kendi spor başarıları hem de spor dünyasına katkıları ile tanınan bir isimdir. Başarılı bir sporcu, girişimci ve antrenör olarak spor camiasında önemli bir yer edinmiştir ve bu alandaki çalışmalarını sürdürmeye devam etmektedir.
Murat Kazgan MMA Kariyeri;
Murat Kazgan’ın MMA kariyeri ve yaşam hikayesi oldukça ilgi çekici bir yolculuğa sahiptir. Kazgan, Türkiye’de MMA sporunun nispeten bilinmez olduğu bir dönemde bu spor dalına olan aşkını keşfetti. MMA’nın dünya genelinde büyüdüğü bir zamanda, Kazgan bu sporun Türkiye’de de popülerleşmesi ve tanınması için önemli bir rol üstlendi. Kendisi MMA Team adlı bir organizasyon kurarak, sporun Türkiye’de daha fazla tanınmasını ve ilgi görmesini sağladı. Aynı zamanda yeni yeteneklerin yetişmesine öncülük etmek ve genç sporcuları eğitmek için büyük bir çaba sarf etti.
Kazgan, sporculuk kariyerinin yanı sıra medya dünyasında da adını duyurdu. Fitness dergilerine kapak olması ve televizyon programlarına katılmasıyla MMA’yı daha geniş kitlelere tanıtmaya çalıştı. Bu çabaları, MMA sporunun Türkiye’de daha fazla ilgi görmesine katkıda bulundu ve sporun popülerliğini artırdı. Ayrıca İstanbul’un Çamlıca bölgesinde bulunan spor salonunda dövüş antrenmanlarına ve eğitimlerine devam ediyor, genç yeteneklere rehberlik ederek sporun gelişimine katkı sağlıyor.
Spor kariyerindeki en büyük başarılarından biri, Vendetta Champions Night (VCN) dünya şampiyonluk kemerini kazanmasıdır. Bu başarı, Kazgan’ın uluslararası arenada tanınan bir isim olmasını sağladı ve Türkiye’nin MMA sahnesindeki önemli temsilcilerinden biri haline gelmesine yardımcı oldu. Ayrıca ünlü televizyon yapımcısı Acun Ilıcalı tarafından hazırlanan ve sunulan Survivor 2021 yarışmasına katılmasıyla da geniş bir izleyici kitlesi tarafından tanındı.
Kazgan’ın kişisel hayatına gelince, başarılı sporcu evli ve bir kızı var. Bu kişisel bağları, sporculuk kariyeri ve profesyonel yaşamı arasında denge sağlamasına yardımcı oluyor ve onu hem aile hayatında hem de spor dünyasında başarılı bir şekilde ilerlemeye teşvik ediyor. Murat Kazgan, hem spor dünyasında hem de kişisel yaşamında önemli bir iz bırakmış bir figürdür.
24Okur I “Kaan Kazgan Kimdir, Kaç Yaşında, Nereli ve Boyu Kaç? Kaan Kazgan ve Savaş Cebeci Neden Kavga Etti? Kaan Kazgan Başarıları Nelerdir, Abisi Kimdir? ” Benzeri Konularımız;
- https://www.24okur.com/batmanli-is-adami-metin-gunes-kimdir-nereli-kimi-oldurdu/
- https://www.24okur.com/hasan-yesildag-kimdir-ne-is-yapiyor-kac-yasinda-ve-nereli/
Kaan Kazgan’ın Resmi İnstagram, Facebook ve Twitter Hesapları;
Can Atay Kimdir?
Polen Atay, 2019’da evlendiği Gezi Hotel Bosphorus’un sahibinin oğlu iş adamı Can Atay‘ın kendisine şiddet uyguladığını söylemesinin ardından uzun zamandır süren tartışmalar sonrası Atay’ı savcılığa şikayet etti. Peki, Can Atay Kimdir? Polen Atay Kimdir? Can Atay & Polen Atay Davası Öldürme Teşebbüsü Nedir? Atay’ın Taksi Kavgası! gibi soruların cevabı bu yazıda!
Can Atay Kimdir?
Can Atay, Türkiye’nin iş dünyasında kendine sağlam bir yer edinmiş olan Ertuğrul Atay’ın oğlu olarak, iş dünyasının zirvesindeki bir ailenin ferdi olarak tanınır. Can Atay’ın iş dünyasındaki yükselişi, Gezi Hotel Bosphorus’un başarılı sahibi ve Atay Turizm İnşaat’ın başkanı olarak çarpıcı bir şekilde ifadesini bulmuştur. Otelcilik sektöründeki liderliği ile İstanbul’un turizm sahnesini şekillendiren Can Atay, lüks ve konforu bir araya getiren yenilikçi konaklama deneyimleri sunmaktadır.
Ancak, Can Atay’ın iş dünyasındaki etkisi sadece buyla sınırlı değil. Atay Turizm İnşaat’ın başkanı olarak, büyük ölçekli inşaat projelerini başarıyla yöneterek, şehirlerin ve bölgelerin gelişimine katkıda bulunmaktadır. Bu projeler, sadece ekonomik büyümeye değil, aynı zamanda iş fırsatlarının yaratılmasına ve toplulukların kalkınmasına da önemli katkılarda bulunmuştur.
Kişisel hayatında da başarılar elde eden Can Atay, yüksek mimar Polen Atay ile evlenmiştir ve bu birliktelikleri, ailelerinin iş dünyasındaki mirasını sürdürme yolunda attıkları önemli bir adım olarak kabul edilmektedir. Hem iş dünyasındaki liderliği hem de kişisel hayatındaki dengesiyle Can Atay, Türkiye’nin önde gelen iş insanlarından biri olarak kendini kanıtlamıştır. Gelecekteki projeleri ve katkıları, iş dünyasında ve toplumda büyük bir merakla beklenmektedir.
Polen Atay Kimdir?
Polen Atay 22 Haziran 2019 tarihinde ünlü iş insanlarından Can Atay ile dünya evine girdi.
Yüksek mimar olan Polen Atay eblliğinde yaşadğını iddia ettiği sorunlar ile gündeme geldi.
Evliliğin ardından yaşananlar ise magazin gündeminde oldukça fazla yer edindi.
Polen Atay eşi Can Atay’ın evlilikten 4 gün önce kendisine şiddet uyguladığını iddia etti. Düğünde çekilen fotoğrafların da bu nedenle vücudndaki morlukları gizlemesi için Photodhop’lu olduğunu belirtti.
Gezi Hotel Bosphorus’un sahibinin oğlu Can Atay’ın kendsiini öldürmeye teşebbüs ettiği iddiası üzerine başlatılan soruşturmada Can Atay hakkında, “eşi kasten öldürmeye teşebbüs” suçundan dava açıldı.
Polen Atay yaptığı açıklamada “Beni darp etti, bornoz kuşağıyla öldürmeye çalıştı” diyerek eşi Can Atay’dan şikayetçi oldu. Can Atay hakkında 13 yıldan 27 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.
İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde bugün ilk duruşması görülen davaya sanık Can Atay avukatlarıyla birlikte katıldı. Can Atay duruşma sonında karşı tarafın avukatına omuz atması nedeniyle tutuklandı.
Can Atay Polen Atay Davası Nedir?
Polen Atay ve Can Atay arasındaki dava, Türkiye’de büyük yankı uyandıran ve halkın ve medyanın büyük ilgisini çeken bir hukuki olaydır. Bu davanın kökenleri 14 Temmuz 2020 tarihine dayanmaktadır. Polen Atay, eşi Can Atay’a karşı ciddi şiddet iddialarıyla şikayette bulundu. Polen Atay’ın ifadelerine göre, düğünlerinin sadece 4 gün önce gerçekleştiği bir dönemde, Can Atay tarafından şiddet görmüş ve bu şiddetin izlerini düğün fotoğraflarında fark etmiştir. Ancak, iddialar sadece fiziksel şiddetle sınırlı değildir. Polen Atay, Can Atay’ın kendisine şiddet uygulamakla kalmayıp aynı zamanda hakaret, aşağılama ve küçük düşürmeye yönelik söz ve davranışlarda bulunduğunu da ileri sürmüştür.
Mahkeme süreci, her iki tarafın da iddialarını incelemek amacıyla başlatılmış ve sonuç olarak Polen Atay’ın Can Atay’a yönelik korunma talebi değerlendirilmiştir. Mahkeme, Polen Atay’ın Can Atay’a 2 ay süreyle şiddet tehdidi, hakaret ve küçük düşürme içeren söz ve davranışlarda bulunmamasına karar vermiş, ayrıca Polen Atay’ın Can Atay’ı iletişim araçlarıyla rahatsız etmemesi, evine ve işyerine yaklaşmaması gerektiğine hükmetmiştir.
Ancak hukuki süreç burada sona ermemiş ve daha karmaşık bir hal almıştır. Can Atay, 21 Temmuz’da ‘evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle çekişmeli boşanma’ davasını açmıştır. Bu dava, çiftin kişisel ve hukuki anlaşmazlıklarını daha fazla incelemek amacıyla devam etmektedir. Polen Atay ve Can Atay arasındaki bu hukuki süreç, geniş bir kamuoyu ilgisi uyandırmış ve toplumsal bir tartışma konusu haline gelmiştir. Dava, Türkiye’deki birçok insan ve medya kuruluşu tarafından yakından takip edilmektedir ve sonuçları merakla beklenmektedir.
Can Atay’ın Polen Atay’ı ‘öldürmeye Teşebbüs’ davasında Keşif Kararı;
Boşanma aşamasındaki eşi Polen Atay’ı iple boğarak öldürmeye çalıştığı iddiasıyla iş adamı Can Atay’ın yargılandığı davada, mahkeme olayın yaşandığı evde keşif yapılmasına karar verdi. İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya, tutuksuz sanık Can Atay ile şikayetçi Polen Atay ile taraf avukatları geldi.
Şikayetçi Polen Atay ifadesinde, olay günü oturma odasında eşiyle yaşadığı tartışmaların dayanılmaz hale geldiğini belirterek “Bu aileden ve eşimden ayrılmak istiyordum. Nasıl söylerim bilemiyordum. Daha öncede şiddet görmüştüm. Yatak odasına geçtim yanlış anlaşılmalar yüzünden çok üzgündüm. Sonra Can geldi, ben de ‘Bu ailede bulunmak istemiyorum. Seni bu aileden kopartmak istemiyorum, ayrılmak istiyorum’ dedim. Yanımda durduğunu hatırlıyorum. Sırtıma çok sert bir darbe aldım. Karanlık oldu. Sadece boğulduğumu hissettim. Sırtıma öyle bir darbe aldım ki belki de o yüzden nefessiz kaldım. Acaba öldüm mü dedim, sonra uyandığımda hastanedeydim” dedi.
Hafıza kaybının olduğunu ve her şeyi hatırlamadığını, gözünü açtığı özel bir psikiyatri hastanesinde hemşireye eşini sorduğunu, hastane koridoruna çıktığımda çok farklı insanlar gördüğü için nerede olduğunu sorduğunu belirten Polen Atay, “Ailem geldi. Can’ı sordum ‘Gelecek’ dediler. Sinir krizi geçirdim. İlaç verildi ve saatler sonra uyandım Sonra odam değişti. Anneme sorular soruyordum, çünkü hatırlamıyorum yaşananları. Annemin telefonundan Can’a saçma sapan mesajlar gönderdim. Ama en korkuncu Can’ın bu mesajları hafıza kaybı yaşadığımı bilmesine rağmen dosyaya delil olarak sunması. Bana karşı bir senaryo yazdılar. Ailem hastaneden çıkarmak istedi. Can ve babası hastaneyi bastı. ‘Bu kız deli çıkaramazsınız’ dediler. Başhekim onay verince çıktım. Boynumda herhangi bir iz yoktu” diye konuştu.
“İsmimi Temizletmek İçin Burdayım, Suçsuzum”
Sanık Can Atay ise “Eşim neredeyse ölüyordu. 3 dakikaya kadar asılı kalmış olmalı ki bilinci gitti. Ben ne eşimin sırtına vurdum, ne de tokat attım. Aşk mesajlarımız orada duruyor. Madem öyle annesi nasıl aşk mesajları atmasına nasıl izin verdi?. Ben eşimi gönlümde affettim ama hepsi iftira. Polen’de günah bulmuyorum, affettim bu yalanı babası söyletti. O hayata döndürdüm bana teşekkür edecekleri halde 2.5 yıldır bu şekilde suçlanıyorum. Bana dua edip teşekkür edecekleri yere organize suç gibi planlı cinayete sokmaya çalıştılar ama tutmadı. Babası anlaşırız demiş. Siz kızınızı boğan biriyle anlaşırmısınız? Beni medyaya madara ettiler. Ben yarın öbür gün hayat kurmak istiyorum. İsmimi temizlemek için buradayım. Suçsuzum elimi sürmedim” dedi.
Yurt Dışı Yasağı Talebine Ret!
Mahkeme heyeti, olayın yaşandığı evde 12 Haziran’da keşif yapılmasına karar verdi. Polen Atay’ın avukatlarının yurt dışı yasağı konulması talebini ve Can Atay’ın avukatlarının 112 acilin arandığı telefon kayıtlarının dinlenmesi taleplerini reddeden heyet, duruşmayı erteledi. Duruşma çıkışınde Can Atay, “Yakında adalet yerini bulacak arkadaşlar çok merak ediyorum” dedi. Taraflar, güvenlik önlemleri altında farklı çıkışlardan adliyeden ayrıldı.
Önceki Duruşmada 3 Günlük Disiplin Hapsine Çarptırılmıştı!
Bir önceki duruşmada, savunma yapan Can Atay, “Sinirlenince kendi istediği şeylerin olması için kendine zarar verme eğilimi olan bir kızdır” diyerek olay günü eşinin kapısında bornoz ipi bulduğunu anlatmıştı. Can Atay, “Kapıyı ittirerek açmak zorunda kaldım. Polen yere yığıldı. Ölü gibiydi. Ayaklarından tutup düz çektim. Ağızdan nefes verdim. O panikle babamı aramışım. Babam açmayınca site güvenliğini aradım. Ambulans istedim. Sonra 112’yi aradım. Güvenlik görevlisi Tayfur, Polen’in dilinin boğazına kaçtığını görünce ağzını açtı. Bu sırada site müdürü de geldi. Sonra diş fırçası yardımıyla dilini çekip nefes almasını sağladılar. Eşimin hayatını kurtardım. Asla eşime karşı öldürmeye yönelik bir eylemim olmadı. Suçsuzum, beraatimi istiyorum” demişti. Duruşma sonunda Polen Atay‘ın avukatı Sibel Engin’e omuz attığı iddia edilen Can Atay, 3 günlük disiplin hapsi verilerek duruşma sonunda tutuklanmıştı.
Can Atay‘ın Taksi kavgası!
Eşi yüksek mimar Polen Atay‘ı öldürmeye teşebbüs suçundan yargılanan ünlü iş insanı Ertuğrul Atay’ın oğlu Can Atay, 1 Haziran’da Ortaköy’de lüks aracını park yerinden çıkarken arkadaki taksiye çarptı.
Çarptığı Aracı Böyle Yumrukladı!
O esnada lokantada yemen yiyen taksi şoförü Aydın A., dışarı fırladı. Lüks aracıyla uzaklaşmaya çalışan Can Atay iddiaya gören kendisine ”Arabama vurdunuz” diyen taksi şoförüne ”Aracına vurmadım. Burası zaten böyleydi. Siz taksiciler çakalsınız. Hepiniz böylesiniz” diyerek tepki gösterdi.
Sinirlerine Hakim Olamadı!
Sinirlerine hakim olamayan Can Atay, taksinin bagaj bölümünü yumruklamaya başladı. Hıncını alamayan Atay bu sefer taksi şoförünün üzerine giderek saldırmaya başladı. Taksiciyle birlikte kavgaya tutuşan Can Atay’ın sinkaflı küfürlerde ettiği ileri sürüldü. Çevredeki vatandaşların müdahalesiyle taraflar ayrıldı. Taksi şoförü Aydın A., hem aracının zarar gördüğünü hem de saldırıya uğradığı gerekçesiyle karakola başvurdu.
Can Atay Suçlamaları Reddetti!
Taksi şoförü Aydın A., olayı anlatarak Can Atay‘ın taksi plakasını alarak tehdit ettiğini belirterek şikayetçi oldu. İfadesi alınan Can Atay, park yerinden çıkarken aracının arkasında bulunan lastiğin taksiye değdiğini ve sadece bir çizik oluştuğunu iddia ederek ”Şoför takside dokunmadığım bölümü göstererek benim yaptığımı söyledi. Ben de kabul etmeyince ”Şımarık zengin çocuğu” dedi. Ben şahsa yönelik yumruk atmadım. Bana saldırmaya başladı. Gitmemi engellemeye çalıştı. Aracımı yumrukladı” diyerek 50 bin TL zararının olduğunu belirtti. Can Atay, suçlamaları reddederek Aydın A.’dan kendisini darp ettiği gerekçesiyle şikayetçi oldu.
Aracı Yumrukladığı Kamera Görüntülerine Yansıdı!
Olay anının yansıdığı kamera görüntüleri incelendi. Hazırlanan görüntü izleme tutanağında Can Atay‘ın çarpma sonrası aracından inerek baktığı ve tekrar aracına binerek manevra yaptığı esnada taksi şoförünün geldiği kaydedildi.
Daha sonra ikili arasında konuşma geçtiği ve Can Atay‘ın taksi bagajına birkaç defa yumruk attığı ardından arbede yaşandığı raporda yer aldı.
Olayla ilgili savcılık tarafından ‘kasten yaralama’ suçundan soruşturma başlatıldı.
24Okur I “Can Atay Kimdir? Polen Atay Kimdir? Can Atay & Polen Atay Davası Öldürme Teşebbüsü Nedir? Atay’ın Taksi Kavgası! ” Benzeri Konularımız;
- https://www.24okur.com/batmanli-is-adami-metin-gunes-kimdir-nereli-kimi-oldurdu/
- https://www.24okur.com/hasan-yesildag-kimdir-ne-is-yapiyor-kac-yasinda-ve-nereli/
Sera Kadıgil Kimdir?
Türkiye işçi Partisi’nin 27. Dönem milletvekili olan Sera Kadıgil, siyasetin gündemine gelmeye devam ediyor. Kadıgil, özellikle bir dönem mecliste yaptığı konuşmalarla gündeme gelen bir isim olmuştu. Peki TİP Milletvekili Sera Kadıgil Kimdir, Aslen Nereli, Sera Kadıgil Ne Mezunu? Kaç Yaşında? Sera Kadıgil Ne İş Yapıyor? Sera Kadıgil’in Eşi Kimidir, Babası Kimdir? gibi soruların cevabı işte bu yazıda! Sera Kadıgil hakkında bilmeniz gerekenler;
Sera Kadıgil Kimdir?
Saliha Sera Kadıgil Sütlü, 29 Kasım 1984 tarihinde İstanbul’da dünyaya gelmiş bir isimdir. Eğitim hayatına Vefa Lisesi’nde başlamış ve bu süreçteki başarılarıyla dikkat çekmiştir. Ardından İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde eğitim almış ve 2007 yılında derece ile mezun olmuştur. Hukuk alanındaki yetkinliği ve ilgisi, onu yüksek lisans eğitimine yönlendirmiştir. 2007 yılında İstanbul Üniversitesi Özel Hukuk alanında başladığı Yüksek Lisans eğitimini, “Sinema Eserleri” üzerine yazdığı başarılı bir tezle 2010 yılında tamamlamıştır. Ayrıca, İstanbul Üniversitesi’nde özel hukuk alanındaki doktora eğitimine devam etmektedir, bu da akademik alandaki ilgisinin bir yansımasıdır.
Saliha Sera Kadıgil Sütlü, dil yetkinliği açısından da öne çıkan bir isimdir ve ileri seviyede İngilizce bilmektedir. İstanbul’da bulunan kendi hukuk bürosu, profesyonel kariyerinde önemli bir yer tutmaktadır. Hukuki danışmanlık ve temsil konularında uzmanlaşmış olan Kadıgil, bu alandaki çalışmalarını sürdürmektedir.
Ayrıca, Saliha Sera Kadıgil Sütlü, siyasi arenada da aktif bir rol üstlenmiştir. 27. Dönem Milletvekili Genel Seçimi’nde Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul 1. Bölge Bölgesi’nde 10. sıradan milletvekili adayı olmuştur. Bu, onun siyasi ve toplumsal meselelere duyduğu ilginin bir göstergesidir.
Saliha Sera Kadıgil Sütlü aynı zamanda 2008 yılından bu yana İstanbul Barosu Hayvan Hakları Komisyonu Yürütme Kurulu Üyeliği görevini sürdürmektedir. Bu, hayvan haklarına verdiği önemin bir yansımasıdır ve toplumsal sorumluluk anlayışının bir ifadesidir.
Sera Kadıgil Nereli?
TİP Sözcüsü olan Saliha Sera Kadıgil Sütlü aslen Gümüşhaneli, İstanbul doğumlu ve şu anda 39 yaşında. Evli olan Saliha Sera Kadıgil Sütlü’nün eşi akademisyen olan Tolga Sütlü’dür. Henüz çocuğu olmayan Sera Kadıgil Hukuk Fakültesi mezunu.
Kaç Yaşında?
29 Kasım 1984 tarihinde İstanbul’da dünyaya geldi. Sera Kadıgil aslen Gümüşhane Kelkitli. Tam adı Saliha Sera Kadıgil Sütlü.
Sera Kadıgil Ne Mezunu?
Vefa Lisesi’nden 2003 yılında mezun oldu. Lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. Yüksek lisansını aynı üniversitede özel hukuk alanında 2010 yılında yaptı. İngiltere’nin başkenti Londra’da Queen Mary Üniversitesi’nde sinema eserleri üzerine araştırmalarda bulundu.
Ne İş Yapıyor?
Mezuniyetinin ardından İstanbul Barosu’na bağlı olarak serbest avukatlık yaptı. Avukatlık kariyerini kültür sanat hukuku alanında yoğunlaştıran Sera Kadıgil, birçok tiyatro ve sanat örgütünün yanı sıra Oyuncular Sendikası, Sinema Televizyon Sendikası, Bağımsız Tiyatrolar Derneği Girişimi, İstanbul Şehir Tiyatrosu Çalışanları Derneği gibi meslek örgütlerinin avukatlığını üstlendi.
İstanbul Barosu Hayvan Hakları Komisyonu Yürütme Kurulu’nda üyelik görevinde bulundu.
2011-2012 yıllarında CHP Kadın Kolları Merkez Yönetim Kurulu Üyeliği yaptı ve 2014 yılından itibaren 3 dönem Parti Meclisi Üyeliği yaptı.
2018 yerel seçimlerinde CHP’de İstanbul Milletvekili seçildi.
TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Üyeliği yaptı.
25 Haziran 2021 tarihinde CHP’den istifa ederek Erkan Baş’ın genel başkanlığını yaptığı Türkiye İşçi Partisi’ne (TİP) katıldı. Burada parti sözcülüğü ve yasama büro sekreteri olarak görev aldı.
2011 yılında akademisyen Tolga Sütlü ile evlendi.Sera Kadıgil 1.61 metre boyunda, 58 kilo ve yay burcu. İyi seviyede İngilizce konuşabiliyor.
Sera Kadıgil’İn Eşi Kimidir?
Tolga Sütlü, aslen Gümüşhaneli olup İstanbul’da doğmuş ve halen İstanbul’da yaşamını sürdüren bir akademisyen ve eş olarak tanınmaktadır. Kendisi 39 yaşındadır ve kişisel bilgileri oldukça özel tutulmaktadır, bu nedenle akademik geçmişi ve uzmanlık alanları hakkında daha fazla ayrıntılı bilgiye sahip değiliz.
Tolga Sütlü‘nün en bilinen kimliği, Saliha Sera Kadıgil Sütlü ile olan evliliğidir. Saliha Sera Kadıgil Sütlü, bir hukuk fakültesi mezunu ve hukuki alanda kariyer yapmış bir isimdir. Bu nedenle, çiftin kişisel ve profesyonel hayatları arasında çeşitli etkileşimler olabileceği düşünülebilir.
Ayrıca, bu aile biriminin henüz çocuk sahibi olmadığına dair bilgilere sahibiz. Bu, Saliha Sera Kadıgil Sütlü ve Tolga Sütlü’nün aile yaşamları hakkında önemli bir detaydır. Özellikle Sera Kadıgil’in siyasi ve hukuki kariyeriyle yoğunlaştığı dönemlerde, çocuk sahibi olup olmayacakları konusu merak edilen bir konu olmuştur.
Ancak, çiftin kişisel yaşamları ve tercihleri hakkında daha fazla bilgiye sahip olmadığımızı unutmamız önemlidir. Her iki kişinin de özel yaşamlarını koruma hakları vardır ve bu nedenle daha fazla detay paylaşılmamış olabilir.
Sera Kadıgil Boşandı Mı?
Sera Kadıgil ve Akademisyen Tolga Sütlü’nün evliliği hakkında daha fazla detayı paylaşabilirim. 2011 yılında hayatlarını birleştiren bu çift, uzun yıllardır birlikte olmalarına rağmen, hala bir arada ve mutlu bir şekilde yaşamaktadırlar. Sera Kadıgil’in sanat dünyasında saygın bir isim olması ve Akademisyen Tolga Sütlü’nün akademik kariyeri, onların ilişkisini daha da güçlendiren faktörlerdir. Bu iki farklı dünyanın bir araya gelmesi, onların ilişkilerini zenginleştirmiş ve çeşitli deneyimler kazanmalarını sağlamıştır.
Evliliklerinin başlangıcından bu yana, medya zaman zaman çiftin ayrılacağına dair spekülasyonlar yapmış olsa da, Sera Kadıgil ve Tolga Sütlü, birbirlerine olan bağlılıkları ve sevgileri sayesinde bu zorlukların üstesinden gelmişlerdir. Kamuoyuna herhangi bir resmi boşanma açıklaması gelmemiş ve çift, birlikte yaşamlarını sürdürmektedir. Bu nedenle, Sera Kadıgil’in boşandığına dair herhangi bir kesin bilgi bulunmamaktadır ve evlilikleri hala devam etmektedir. İkisinin de mutlu bir birliktelikleri ve sağlıklı bir aile hayatı sürdürmelerini dileriz.
Sera Kadıgil Çocuğu Var Mı?
Genç Siyasetçi Sera Kadıgil’in özel yaşamı halk tarafından büyük bir merak konusu olmuştur. Genç yaşta siyaset sahnesine adım atan ve aktif bir şekilde görevine devam eden Kadıgil’in özel yaşamı, toplumun ilgisini çekmektedir. 2011 yılında evlenen Sera Kadıgil, özellikle medyanın ve arama motorlarının merceği altında yer almıştır. Ancak çiftin, bu evliliğin ardından çocuk sahibi olmadığı bilinmektedir.
Kariyerine odaklanan Sera Kadıgil, siyasetteki başarısı ve halkla ilişkilerindeki etkinliğiyle tanınırken, özel hayatını da oldukça özel tutmaktadır. Bu nedenle, genç siyasetçinin çocuk sahibi olup olmadığına dair resmi bir açıklama bulunmamakta ve bu konuyla ilgili detaylar kamuya açıklanmamaktadır. Ancak, Sera Kadıgil’in siyasi kariyeri ve toplumsal katkılarıyla daha fazla ilgi çekmekte ve izlenmektedir. Özel hayatına dair detaylar ise daha kapalı bir şekilde korunmaktadır.
Sera Kadıgil’in Babası Kimidir?
1954 yılında Gümüşhane’nin Kelkit İlçesi Babakonağı Köyü’nde (Tılısbık) dünyaya geldi.1954 yılında Gümüşhane’nin Kelkit İlçesi Babakonağı Köyü’nde (Tılsıbık) dünyaya geldi. Babası Hacı Sırrı Bey, annesi Hacı Saliha Hanım’dır. İlkokulu Babakonağı Köyü İlkokulu’nda, ortaokulu Rize İkizdere’de ve liseyi Giresun’da tamamladı. 1978 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. Cumhuriyet Savcılığı görevinde bulunduktan sonra vatani görevini Mardin Ömerli’de Askerlik Şube Başkan Vekili Asteğmen olarak tamamladı. Hakimlik sınavını kazanıp savcı olarak Erzurum’da göreve başladı. 4 yıl boyunca görevini başarı ile ifa eden Kadigil yaşadığı tayin problemleri nedeni ile savcılıktan ayrılarak 1983 yılında İstanbul Şişli’de Kadıgil Hukuk Bürosu’nu kurdu. Başta ceza hukuku olmak üzere özellikle ticaret, gayrimenkul ve tazminat hukuku alanlarında uzmanlaşmış olup, uzun yıllardır yerli ve yabancı onlarca şirket ile belediyelerin hukuk danışmanlığını başarı ile yürütmektedir. Sevilay Hanım ile evlidir.
Sera Kadıgil‘in babası olarak bilinen Engin Çelik Kadıgil, Türk siyaset sahnesinde önemli bir figürdür. Özellikle Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) yaptığı etkili konuşmalar ve siyasi eylemleriyle tanınır. Ancak Engin Çelik Kadıgil’in adı, siyasetle sınırlı kalmamıştır.
Kamuoyunda büyük bir yankı uyandıran bir olay, Engin Çelik Kadıgil’in bir dönem Fetullahçı Terör Örgütü üyeliği suçundan hapse mahkum edilen bir askerin avukatlığını yapmasıyla ilgilidir. Bu hukuki temsil görevi, geniş çaplı bir kamuoyu tartışması ve eleştirilere yol açmıştır. Özellikle Sera Kadıgil’in siyasi kariyeri ve aile arka planı ile birlikte düşünüldüğünde, bu olay daha da büyük bir önem kazanmıştır.
Engin Çelik Kadıgil’in hukuk alanındaki faaliyetleri ve siyasi görüşleri, geniş bir kesim tarafından dikkatle izlenmektedir. Ayrıca, bu tür olaylar, aile arka planının siyasi bir figür olarak Sera Kadıgil’in kariyerine nasıl yansıdığına dair kamuoyunda merak uyandırmıştır. Bu nedenle, Engin Çelik Kadıgil’in hukuk pratiği ve siyasi bağlamdaki etkisi, Türk siyasi sahnesinde önemli bir konu olarak değerlendirilir.
24Okur I “TİP Milletvekili Sera Kadıgil Kimdir, Aslen Nereli, Sera Kadıgil Ne Mezunu? Kaç Yaşında? Sera Kadıgil Ne İş Yapıyor? Sera Kadıgil’in Eşi Kimidiri, Babası Kimdir? ” Benzeri Konularımız;
- https://www.24okur.com/batmanli-is-adami-metin-gunes-kimdir-nereli-kimi-oldurdu/
- https://www.24okur.com/hasan-yesildag-kimdir-ne-is-yapiyor-kac-yasinda-ve-nereli/
Sera Kadgil’in Resmi İnstagram, Facebook ve Twitter Hesapları;
Osman Gökçek Kimdir?
Son zamanlarda sıkça karşımıza çıkan Osman Gökçek ile aradığınız herşey bu yazıda. Peki Osman Gökçek Kimdir, Nereli, Kaç Yaşında ve Evli Mi? Osman Gökçek Milletvekili Seçildi mi? Osman Gökçek Babası ve Annesi Kim? gibi soruların cevabı sizlerle!
Osman Gökçek Kimdir?
Osman Gökçek, Ankara’da doğduktan sonra eğitim hayatına ilgi duyduğu alanlarda başarılı bir şekilde devam etmiştir. İlköğrenimini Hamdullah Suphi İlkokulu’nda tamamladıktan sonra ortaokul eğitimini TED Ankara Koleji’nde almıştır. Üniversite yıllarında Başkent Üniversitesi Uluslararası Ticaret Bölümü’nden mezun olan Gökçek, eğitim hayatını başarıyla tamamladıktan sonra medya sektöründe kariyer yapmaya yönelmiştir.
Osman Gökçek‘in medya kariyeri, 2010 yılında Beyaz TV’de Genel Yayın Koordinatörlüğü görevini üstlenmesiyle başlamıştır. Bu görevi boyunca televizyon dünyasında önemli projelere imza atmış ve medya sektöründe kendisini kanıtlamıştır. Ayrıca, Kanal 6 televizyonunda gençliğin sorunlarına odaklanan “Var mı Gençlik Gibisi?” programının yapımcılığını üstlenerek gençlerin sesini medya aracılığıyla duyurmayı amaçlamıştır.
Sadece medya alanında değil, eğitim ve gençlik konularında da aktif bir şekilde çalışmalar yapmıştır. Hacettepe Eğitim Vakfı ile işbirliği yaparak gençlerin mesleki alanda gelişmelerini destekleyen sertifika programlarının düzenlenmesine öncülük etmiş ve eğitimde fırsat eşitliğine inandığı için birçok öğrenciye ücretsiz üniversiteye hazırlık kursları düzenlenmesine katkı sağlamıştır.
Ayrıca, 2006 yılında Çankaya Gönüllüleri Derneği’nin başkanlığına seçilmiş ve bu görevi sırasında toplumsal sorumluluk projelerine liderlik etmiştir. Gençler için yaptığı çalışmalarla Güneydoğu Life Dergisi tarafından ödüle layık görülen Osman Gökçek, gençlik ve eğitim alanlarındaki çalışmalarıyla tanınan bir isim olmuştur.
Osman Gökçek Nereli, Kaç Yaşında?
Osman Gökçek, Türk siyaset sahnesinde ve medya sektöründe etkili bir isim olarak bilinir. 12 Ekim 1983 tarihinde Ankara’da dünyaya gelmiştir ve Melih Gökçek ile Nevin Gökçek’in oğludur. Ailesinin siyasi geçmişi, onun da siyasete ilgi duymasına yol açmış olabilir.
Ne iş Yapıyor?
Medya alanında, Beyaz TV’de Genel Yayın Koordinatörü olarak görev yapmaktadır, bu da medya sektöründeki etkisini göstermektedir. Medya patronu olarak, televizyon kanalının içerik ve yayın politikalarını şekillendirme sorumluluğuna sahiptir.
Ayrıca siyasette de aktif bir rol üstlenmiştir ve Adalet ve Kalkınma Partisi’nden milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görev almaktadır. Bu pozisyon, onun siyasi kariyerinin önemli bir parçasını oluşturur.
Osman Gökçek’in genç yaşta önemli görevler üstlenmesi ve hem medya hem de siyasette etkin bir şekilde faaliyet göstermesi, onun Türk medya ve siyaset sahnesinde tanınmış bir kişilik olduğunu göstermektedir.
Osman Gökçek Evli Mi?
Osman Gökçek’in evlilik durumuyla ilgili net bir bilgiye ulaşmak oldukça zorlu bir görev haline gelmiştir. Kamuoyuna sunulan bilgilere ve mevcut kaynaklara dayanarak Osman Gökçek’in medeni durumu hakkında resmi bir açıklama yapılmamıştır. Bu nedenle, Osman Gökçek’in evli olup olmadığına veya eşi hakkında kesin bir bilgiye sahip olunmamaktadır. Osman Gökçek’in kişisel yaşamı hakkında daha fazla ayrıntıya ulaşabilmek için resmi bir açıklama veya güncel bilgilere ihtiyaç duyulmaktadır. Bu konudaki net bir bilgiye sahip olunana kadar, Osman Gökçek’in evlilik durumu hakkında kesin bir yanıt vermek mümkün değildir.
Kiminle Evli?
Osman Gökçek, 4 Mayıs seçimlerinin ardından AK Parti’nin 28. Dönem Milletvekilleri arasında yer aldı ve Ankara 2. bölge 5. sıradan aday gösterildi. Bu seçim sonuçları, Melih Gökçek’in oğlu Osman Gökçek’in siyasi kariyerinin başlangıcını işaret etti. Ancak Osman Gökçek’in evlilik durumuyla ilgili kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Kamuoyuna açıklanan ve kaynaklarda yer alan bilgilere göre, Osman Gökçek’in evli olmadığı ve çocuğu olmadığı bilinmektedir. 14 Mayıs seçimlerinin sonuçları henüz resmi olarak ilan edilmemiştir, ancak Osman Gökçek’in milletvekili olarak seçilmiş olması, siyasi kariyerinin önemli bir dönüm noktasıdır. Gökçek’in kişisel yaşamı hakkında daha fazla ayrıntıya ulaşabilmek için resmi bir açıklama veya güncel bilgilere ihtiyaç vardır. Bu nedenle Osman Gökçek’in kiminle evli olduğu veya evlilik durumuyla ilgili kesin bir yanıt vermek mümkün değildir.
Osman Gökçeğin Babası Kimdir?
İbrahim Melih Gökçek, 20 Ekim 1948, Ankara, eski milletvekili ve bürokrat.
Aslen Şanlıurfa Halfetili olan Gökçek’in çocukluğu babasının mesleği dolayısıyla Gaziantep’te geçti. Aslen Şanlıurfa Halfetili olan babası avukat Ahmet Gökçek, Adalet Partisi Gaziantep il başkanı idi. İlk, orta ve lise öğrenimini Gaziantep’te tamamlayan Gökçek Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinde öğrencilik hayatına başlayınca 1967 yılından itibaren Ankara’ya yerleşti.
Gazi Üniversitesi Gazetecilik Yüksek Okulunu bitiren Gökçek gazeteciliğe yerel Gaziantep Haber Gazetesinde başladı. Parlamento muhabirliği yapan Gökçek, askerlik görevine başlamadan önce Çalışma Bakanlığında özel kalem müdür yardımcılığı yaptı.
Yedek subaylığını Kıbrıs Güzelyurt’ta yapan Gökçek, askerlik dönüşü ticaret hayatına atıldı. 1984 yılında Anavatan Partisi’nden Keçiören belediye başkanlığına aday oldu ve seçildi. 1989 yılından itibaren Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu genel müdürlüğüne getirilen Gökçek, bu görevini 1991 yılı başlarına kadar sürdürdü.
Aile yaşamı
1975 yılında, 20 Ekim 1954 doğumlu aslen Düzce Akçakocalı olan Nevin Gökçek ile evlendi. Gazi Üniversitesi matematik öğretmenliği mezunu ve 27 yıl öğretmenlik yaptıktan sonra emekli olan Nevin Gökçek ile evliliğinden iki çocuğu oldu. 2013-2015 yılları arasında Ankaraspor’da profesyonel futbolculuk yapan, 4 Kasım 1976 doğumlu Ahmet Gökçek, Osmanlıspor’un başkanlığını yapmaktadır.12 Ekim 1983 Ankara doğumlu Osman Gökçek ise Beyaz TV’yi yönetmektedir. İlk ve orta okulu TED Ankara Koleji’nde okuyan Osman Gökçek lise öğrenimini Samanyolu Koleji’nde üniversiteyi ise Başkent Üniversitesi Uluslararası Ticaret Bölümü’nde tamamlamıştır.
Siyasi Hayatı
25 Mart 1984 yerel seçimleri’nde Keçiören belediye başkanlığını kazandı. 1989 yerel seçimlerinde ikinci defa Keçiören belediye başkanlığı görevine aday oldu. Fakat seçimi kazanamadı. 1991 yılı hem siyasi hem bürokratik hayatında dönüm noktası yaşayan Gökçek, ANAP’tan istifa ederek Refah Partisi’ne geçti. 20 Ekim 1991 genel seçimlerinde Refah Partisi Ankara milletvekili olarak meclise girdi.
2 yıl 3 ay milletvekilliği yapan Gökçek, 1994 yılında milletvekilliği devam ederken Refah Partisi’nden Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday oldu. 1994 Türkiye seçimlerinde 6.500 oy farkla büyükşehir belediye başkanlığını kazandı. Belediye başkanlığı görevindeyken “Periler Ülkesinde” adlı heykeli Altınpark’tan kaldırtırken sarfettiği “Böyle sanatın içine tükürürüm” sözü, tartışma yaratmıştır.
Refah Partisi’nin kapatılması üzerine Fazilet Partisi’ne geçen Gökçek, 1999 yılı belediye seçimlerinde ikinci kez Ankara büyükşehir belediye başkanlığına aday oldu, yapılan seçimlerde %33,7 oyla ve 30.000 oy farkıyla Ankara tarihinde iki kez üst üste seçilen ilk belediye başkanı oldu.
2004 yerel seçimlerinde üçüncü kez, 29 Mart 2009 yerel seçimleri seçimlerinde dördüncü kez, 30 Mart 2014 yerel seçimleri seçimlerinde 5. kez aynı göreve geldi ve Ankara tarihinde ilk kez beş dönem üst üste büyükşehir belediye başkanlığına seçilen kişi oldu. Ankara’da en uzun süre görev yapan belediye başkanıdır.
Başkanlık yaptığı dönemde büyükşehir belediyesi “Avrupa Şeref Bayrağı” (2001) ve “Avrupa Şeref Plaketi” (2003) ile ödüllendirilmiştir. 10 Ekim 2009 tarihinde Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi tarafından, kentsel, çevresel, sosyal, kültürel ve uluslararası ilişkilerde dünyada örnek teşkil edecek çalışmalar yapan kentler ve belediyelere verilen Avrupa Ödülü’nü parlamento başkanı Lluís Maria de Puig’den almıştır.
Mayıs 2010’da OICC Toplantısı’nda Belediye Projeleri alanında 4 ayrı kategoride verilen ödüllerin 3’ünü toplayan Ankara, “Kuzey Ankara Kentsel Dönüşüm Projesi” ile Kentsel ve Bölgesel Planlama Birinciliği’ni, “Göksu Park” ile Çevre Düzenlemesi Birinciliği’ni ve “Mogan Park” ile de Çevre, Koruma ve Sürdürülebilir Kalkınma İkinciliği’ni 54 ayrı ülkeden 170 temsilcinin arasında kazandı.
Davalar ve eleştiriler
Hakkında açılan çeşitli davalarda: yayın yoluyla hakaretten, kişilik haklarına saldırıdan, şahsiyeti ağır şekilde zedelemekten, manevi saldırıdan birçok kez mahkûm oldu.
Gökçek, dönüşüm faaliyetlerinin devam ettiği Hıdırlık, Atıfbey ve İsmetpaşa bölgelerinde “özellikle muhafazakar ailelerin tercih edeceği” konutlar inşa edileceğini açıkladı. Mimarlar Odası, Gökçek’in açıkladığı projeyle “aleni bir şekilde nefret suçu işlediğini ve toplumu ikiye bölmeye çalıştığını” dile getirdi.
Annesi Nevin Gökçek Kimdir?
Nevin Gökçek, Türk eğitim sisteminde uzun yıllar boyunca öğretmenlik yapmış ve bu alanda deneyim kazanmış bir kişiliktir. Matematik Öğretmenliği Bölümü’nden mezun olduktan sonra öğrencilere matematik dersleri vererek eğitim alanında katkı sağlamıştır.
Ayrıca, Melih Gökçek ile 1975 yılında evlenmiştir ve bu evlilikleri kamuoyunda geniş bir şekilde bilinir. Melih Gökçek, uzun yıllar Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapmış bir siyasetçi olarak tanınırken, Nevin Gökçek de bu süreçte birinci hanımefendi olarak Ankara’nın sosyal hayatında ve çeşitli etkinliklerde aktif bir rol üstlenmiştir.
Nevin Gökçek’in kişisel hayatı ve toplumsal katkıları, Ankara’da tanınmış bir isim olarak bilinirken, Melih Gökçek’in siyasi kariyeriyle de ilişkilendirilir.
Osman Gökçek Millet Vekili Seçildi Mi?
Ankara 2. bölge milletvekili adayı Osman Gökçek, seçimlerde resmi olmayan sonuçlara göre milletvekili olarak ilan edilmiş olsa da, seçim sonuçlarının kesinleşmesi ve Meclis’e giren milletvekili listesinin resmi olarak duyurulması için Yüksek Seçim Kurulu’nun açıklamaları beklenmektedir. Osman Gökçek’in seçilmesi, siyasi kariyerinde önemli bir adım olabilir ve Ankara 2. bölge için temsilcisi olarak önemli sorumluluklar üstlenmesi muhtemeldir. Bu sonuçlar, seçim sonuçları ve Türk siyaseti açısından önemli bir gelişme olarak değerlendirilmektedir.
24Okur I “Osman Gökçek Kimdir, Nereli, Kaç Yaşında? Osman Gökçek Milletvekili Seçildi mi? Osman Gökçek Babası ve Annesi Kim?” Benzeri Konularımız;
Muhammed Yakut Kimdir?
Son dönemlerde sosyal medyadan Deliler Delisi kanalında yayınladığı videolar ile adından söz ettiren Muhammed Yakut isimli şahsın hangi ülkede olduğu herkes tarafından merak ediliyordu. Yayınladığı son videoda nerede olduğu belli olan isim hakkında Muhammed Yakut Kimdir, Nerede? Muhammed Yakut Mesleği Ne?Muhammed Yakut Aranma Kararı! Yakut Kaç Yaşında,Nereli? 25 Yıldır Tanıdığı Bir Dost… Muhammed Yakut Öldü Mü? gibi konuların cevabı işte bu yazıda!
Muhammed Yakut Kimdir?
Muhammed Yakut, 1972 yılında Diyarbakır’da doğmuştur. Babası Hacı Hasan Yakut’dur. Diyarbakırspor Kulübü eski başkanı Abdurrahman Yakut’un yeğenidir. Atatürk Anadolu Lisesi’nde okudu.
Muhammed Yakut, 1992 yılında BOTAŞ’ta çalıştığını belirtmiştir.
Muhammed Yakut, daha önce Plastikçiler Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanlığı yaptı. Yakut, Ankara’da bir yağ fabrikasının da sahibidir.
2012 yılında Kamuoyuna yansıyan o günkü haberlerde, Kocaeli’de Körfez ilçesindeki Denizatı Petrokimya Şirketi’nin sahibi iş adamını kaçırarak 400 bin dolarını alan çete üyelerinin başında Muhammed Yakut vardı. İş adamının kaçırılması sonrasında başlatılan operasyonda Muhammed Yakut, tutuklanarak cezaevine gönderilmişti.
YouTube ve Twitter gibi sosyal medya ortamlarında Deliler Delisi lakabıyla yayın yapan Muhammed Yakut, Sedat Peker gibi çeşitli videolar yayınladı.
Muhammed Yakut, Melih Gökçek ile ilgili “Travesti Okşan” ile bir ilişkisi olduğunu ima etmesi gündeme oturdu.
11 Nisan 2023 tarihinden itibaren Youtube’da ‘Delilerin Delisi’ rumuzu ile siyasetçiler hakkında öne sürdüğü iddialarla tanınmaktadır. Muhammed Yakut, Sedat Peker‘i 20 yıldan fazla süredir tanıdığını ancak samimi ilişkiler içinde olmadığını söyledi.
Sosyal meydanın gündemine bir anda giren Muhammed Yakut’un sabıkasının kabarık olduğu ortaya çıktı. Yakup’un suç dosyasında 14 ayrı kayıt bulunuyor.
Muhammed Yakut, evlidir ve çocukları vardır.
Muhammed Yakut, yayınladığı videolardan sonra İstanbul 3. Sulh Ceza Hakimliğince, hakkında 15 Nisan 2023 tarihinde verilen karara istinaden “hakaret” ve “terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek” suçlarından yakalanması kararı verildi.
Muhammed Yakut, 6 Nisan 2023 tarihinde karayolu ile Edirne Kapıkule Hudut kapısından Bulgaristan üzerinden yurtdışına kaçtı. Almanya‘da olduğu öğrenildi.
Muhammed Yakut, 6 Eylül 2023 tarihinde İspanya‘nın kuzeyindeki Santander kentinde kimlik kontrolüne takıldı ve yakalandı. İade, Türkiye’de Adalet ve Dışişleri bakanlıklarından gelecek bilgilerin İspanya’da ulusal mahkemeye ulaştırılması ve mahkeme kararının ardından gerçekleşebiliyor.
Muhammed Yakut Mesleği ne?
Muhammed Yakut, özellikle sosyal medya üzerinde yaptığı açıklamalar ve videolarıyla tanınan bir isimdi. Bu videolarında siyasetçiler, ünlüler ve kamuoyunda dikkat çeken kişiler hakkında çeşitli iddialarda bulunmuş ve sıkça tartışma yaratmıştı. Bu nedenle Yakut, hem Türkiye’de hem de uluslararası alanda dikkat çeken bir figür haline gelmişti.
Ancak kırmızı bültenle aranmaya başlandıktan sonra uzun bir süre yerini gizlemiş ve polisler tarafından bulunması zor bir hal almıştı. İspanya’nın kuzeyindeki bir operasyon sonucu Yakut’un yakalanması, bu olayın uluslararası boyutunu daha da vurgulamıştır.
Muhammed Yakut’un yakalanması, Türkiye’deki ve dünya genelindeki birçok kişi tarafından merakla ve ilgiyle takip edilen bir gelişme olarak kayda geçmiştir. Bu yakalama sonrasında, Yakut’un yargılanması ve iddiaları hakkındaki süreç daha fazla ilgi çekmeye devam etmektedir.
Muhammed Yakut Aranma Kararı?
Muhammed Yakut’un aranma kararı, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen bir soruşturma çerçevesinde alınmıştır. Yakut, ‘nitelikli yağmaya teşebbüs’ suçuyla ve ‘kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme ve yayma’ suçuyla suçlanmıştır. Bu suçlamaların ciddiyeti, yetkililerin Yakut’un tutuklanması için yakalama kararı çıkarmasına yol açmıştır.
Ayrıca, Yakut’un yurtdışına kaçışını önlemek amacıyla Adalet Bakanlığı’na başvurularak kırmızı bülten çıkarılması talep edilmiştir. Kırmızı bülten, uluslararası düzeyde kişinin yakalanmasını ve iade edilmesini kolaylaştıran bir arama ve yakalama uyarısıdır. Bu nedenle, Muhammed Yakut’un hukuki süreci ve yargılanması büyük bir ilgiyle takip edilmektedir.
Muhammed Yakut Kaç Yaşında,Nereli?
Muhammed Yakut, 1972 yılında Diyarbakır’da dünyaya gelmiş ve bu şehirde büyümüştür. Ailesiyle birlikte Diyarbakır’ın yerel topluluklarına ve spor camiasına uzun yıllar boyunca hizmet etmiştir. Özellikle Diyarbakırspor Kulübü eski başkanı Abdurrahman Yakut’un yeğeni olması, onun sporla iç içe bir aile geleneğine sahip olduğunu göstermektedir.
Muhammed Yakut’un yaşamı ve kariyeri hakkında daha fazla bilgiye sahip değilim çünkü verilerim Eylül 2021’e kadar güncel ve daha sonraki olayları kapsamıyor. Ancak herhangi bir güncel veya özel bilgiye ihtiyacınız varsa sormaktan çekinmeyin.
Ve hayır, her zaman “uzatır mısın” yazmanıza gerek yok. Size daha fazla bilgi veya ayrıntı sunmaktan memnuniyet duyarım. İhtiyacınıza göre sorularınızı veya taleplerinizi paylaşabilirsiniz.
25 Yıldır Tanıdığı Eski Bir Dostu
Barkın, “Şimdi Muhammed Yakut, Sedat Peker’in benim kendisiyle iletişim kurmam sonucunda elde ettiğim bilgileri paylaşabilirim. Kendisinin yaklaşık 25 yıldır tanımış olduğu eski bir dostu. Onu ifade edeyim. Şunu da söylüyor bu da doğru: Yakut’un evlatlarıyla Sayın Peker’in evlatları, sürgüne gitmeden önce aynı okullarda eğitim alma hakkına sahipti. Ama Sayın Peker’in benim dışımda herhangi bir kişiyle iletişim kurması ve paylaşımda bulunması olanaklı olmadığı için Yakut’la doğrudan ya da dolaylı bir iletişim kurması mümkün değil. Ben Yakut’u tanımıyorum. Dolasıyla Yakut’un anlattıkları tamamıyla kendi sahibi olduğu bilgilerden ibaret” dedi.
Muhammed Yakut Öldü Mü?
Muhammed Yakut’un Diyarbakırlı olduğu belirtiliyor. 50’li yaşlarda olduğu tahmin edilen Muhammet Yakut’un iş dünyasında çeşitli alanlarda çalışmaları olduğu belirtiliyor.
24Okur I “Muhammed Yakut Kimdir? Muhammed Yakut Nerede? Muhammed Yakut Mesleği Ne?Muhammed Yakut Aranma Kararı! Muhammed Yakut Kaç Yaşında,Nereli? 25 Yıldır Tanıdığı Bir Dost…” Benzeri Konularımız;
- https://www.24okur.com/batmanli-is-adami-metin-gunes-kimdir-nereli-kimi-oldurdu/
- https://www.24okur.com/hasan-yesildag-kimdir-ne-is-yapiyor-kac-yasinda-ve-nereli/
Sedat Peker Kimdir?
1990’lardan bu yana ‘mafya operasyonlarının’ en önemli isimlerinden biri aynı zamanda bir çok videosuyla gündemde yerini alan isimlerden olmuştur. Peki Sedat Peker Kimdir? Sedat Peker Kaç Yaşında, Mesleği Ne ve Nereli? Peker’in Ailesi? Sedat Peker’in Kaç Adamı Var? Peker Nerede, Ne Yapıyor? Peker’in Mal Varlığı Nedir? gibi soruların cevabı işte bu yazıda!
Sedat Peker Kimdir?
Sedat Peker, 26 Haziran 1971 tarihinde Sakarya’da doğmuş bir kişidir. Rizeli bir aileden gelen ve Sakarya doğumlu olan Peker, genç yaşlardan itibaren hayatında çeşitli olaylarla adını duyurmuş bir figürdür. Uzun bir süre Almanya’da yaşadıktan sonra Türkiye’ye dönen Peker, Turancı düşüncelere sahip olduğunu sık sık ifade etmiştir.
1990 yılında T. Bülent Kılıç ile birlikte bir oto firmasının servisinin dolandırılmasından ve ortağından ayrılmasından sonra yasa dışı örgütler kurarak birçok suça karışmıştır. 1997 yılında Rize’de kaçakçı Abdullah Topçu’yu öldürme suçundan yargılanmış ve serbest bırakılmıştır. Ancak, Peker’in iki adamı aynı davadan müebbet hapse mahkum edilmiştir.
Peker, tehditle tahsilat yapmak, zorla alıkoymak, adam öldürmeye azmettirmek gibi suçlardan yedi ay boyunca aranmış ve 1998’de Romanya’dan Türkiye’ye getirilerek teslim olmuştur. Eylül 1998’de Peker ve adamları hakkında 7,5 yıla kadar hapis istemiyle dava açılmış ve 12 sanıkla birlikte çete oluşturmak suçundan yargılanmıştır. Ancak, 24 Mayıs 1999’da tahliye edilmiş ve sekiz ay 29 gün cezaevinde kalmıştır. Sedat Peker, 2005 yılında İstanbul Kaçakçılık ve Organize Suçlar Şube Müdürlüğü tarafından yapılan Kelebek Operasyonu ile tutuklanmış ve 2007 yılında 14 yıl 5 ay 10 gün hapis cezasına çarptırılmıştır. Ayrıca örgüt kurmak, tehdit, iş yeri kurşunlama, yaralama, hürriyeti tahdit, yağma ve sahte kimlik kullanma gibi suçlarla da İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmıştır.
Peker, hayır işlerine de katkıda bulunmuş ve Kocaeli Spastik Engelliler Derneği, Erken Doğan Çocukları Yaşatma Derneği gibi kuruluşlara yardımlarda bulunarak gündeme gelmiştir. 2015 yılında Zihinsel Engelliler Rehabilitasyon ve Eğitim Vakfı’nın düzenlediği ödül töreninde En Hayırsever İş Adamı ve Yaşam Boyu Onur Ödülü almıştır.
Ancak Peker’in hayatı sadece bu olumlu yönleriyle değil, özellikle 2015-16 Şırnak çatışmaları sırasında yaşanan olaylarda akademisyenlere yönelik tehdit içerikli açıklamaları ve nefret dilini kullanmasıyla da tanınır. Bu olaylar sonucunda soruşturmalarla karşı karşıya kalmıştır.
Sedat Peker’in hayatı, hem olumlu katkıları hem de suçlarıyla karmaşık bir şekilde şekillenmiştir. 2016 yılında aldığı En İyi İş Adamı ödülü, onun iş dünyasındaki etkisini gösteren bir başka noktadır.
Sedat Peker Kaç Yaşında, Mesleği Ne ve Nereli?
Sedat Peker’in yaşam öyküsü oldukça ilginç ve karmaşıktır. Sakarya’da doğup büyüdüğü Rizeli bir aileden gelmesine rağmen, genç yaşlarda Almanya’ya yerleşmiştir. Almanya’da geçirdiği yıllar, Peker’in hayatında önemli bir dönüm noktası olmuştur. Döneminde Almanya’da yaşadığı süreç, Türk suç örgütleriyle temas kurmaya başladığı bir dönemdir ve bu temaslar, onun suç dünyasına girmesine yol açmıştır.
Sedat Peker, organize suç örgütlerinin liderlik pozisyonlarına yükselmiş ve Türkiye’deki suç dünyasında etkili bir konuma gelmiştir. Bu süreçte çeşitli suçlara karışmış, hapis cezaları almış ve yargılanmıştır. Özellikle 1997 yılında Rize’de kaçakçı Abdullah Topçu’yu öldürmek suçundan savcı karşısına çıkmış ve bu olay büyük bir kamuoyu ilgisi uyandırmıştır.
Sedat Peker, iş dünyasında da faaliyet göstermiş ve çeşitli sektörlerde işler kurmuştur. Aynı zamanda bazı hayır işlerine katkıda bulunarak toplumda farklı bir imaja sahip olmuştur. Ancak, suç dünyasıyla olan ilişkisi nedeniyle Türkiye’de sürekli bir tartışma konusu olmuş ve hukuki soruşturmalarla karşı karşıya kalmıştır.
Sonuç olarak, Sedat Peker’in yaşamı ve mesleği, suç dünyası, iş dünyası ve toplumun ilgisi arasında karmaşık bir denge oluşturmaktadır. Kendisi, Türkiye’de suçla mücadele ve güvenlik konularının önemli bir parçası olarak görülmektedir ve yaşam öyküsü, ülkenin suçla mücadele stratejileri üzerinde etkili bir faktör olarak değerlendirilmektedir.
Sedat Peker’İn Alilesi
49 yaşında olan Sedat Peker 26 Haziran 1971 yılında Sakarya doğdu fakat uzun süre Almanya’da yaşadı. Sakarya doğumlu olsada aileden aslen Rizeli olan Sedat Peker’in annesinin ismi Meryem Peker, solcu dediği babası ise Ahmet Peker. Sedat Peker’in Vedat Peker ve Atilla Peker isminde 2 kardeşi var. 2 kez evlenen Sedat Peker’in ilk eşinden 2 oğlu ikinci eşinden 3 çocuğu var. Sedat Peker 2008 yılında Özge Yılmaz ile evlendi. Sedat Peker’in karısı Özge Peker avukatlık yapıyor. Peker hapis yatarken ilişkileri başlamıştı.
Sedat Peker’in Özge Peker ile olan evliliğinden Filiz Lina Peker ile Mila Peker isminde iki kızı, Boğaçhan Talha Peker adında bir oğlu var. Sedat Peker’in eski eşinden ise Celal Han Peker ile Serdar Han Peker adında 2 oğlu daha bulunuyor.
Sedat Peker’in olay yaratan videolarını çeken kişi de büyük oğlu Celal Han Peker çıktı. Sedat Peker’in ilk eşine dair bilgi bulunmazken ismi de kamuoyunca bilinmiyor.
Sedat Peker’in eşi Özge Peker, büyük kızının fiziken babasına benzediğini küçük kızının ise karakter olarak babası gibi olduğunu söylüyor. Sedat Peker küçük kızı Mila Peker’e düşkün.
Sedat Peker’in Kaç Adamı Var?
Sedat Peker’in liderliğindeki suç örgütünün 253 üyesi, organizasyonun etki alanını ve gücünü gösteren etkileyici bir rakam olarak karşımıza çıkıyor. Bu üyeler, farklı suç faaliyetlerinde yer alarak örgütün genişlemesine ve etkisinin artmasına katkıda bulunuyor. Organize suç örgütlerinin liderleri, sadece suç dünyasında değil, aynı zamanda toplum üzerinde de büyük bir etkiye sahip olabiliyor. Bu nedenle, bu tür örgütlerin liderlerinin ve üyelerinin sayısı, güvenlik makamları ve kamuoyu için önemli bir endişe kaynağıdır.
Raporda, Alaattin Çakıcı ve Sedat Şahin gibi diğer suç örgütü liderlerinin üye sayıları da dikkate değerdir. Alaattin Çakıcı’nın liderliğindeki suç örgütünün 428 üyesi olduğu belirtilmiştir, bu da onu Türkiye’deki en büyük suç örgütü lideri yapmaktadır. Sedat Şahin’in liderliğindeki Şahinler örgütünün ise 257 üyesi olduğu bilinmektedir. Bu liderler, farklı suç alanlarında faaliyet göstermekte ve suç dünyasının farklı yönlerini etkilemektedir.
Bu veriler, suçla mücadele ve güvenlik konularında çalışan yetkililer için önemlidir. Organize suç örgütlerinin liderlerinin ve üyelerinin sayısı, suçla mücadele stratejilerinin belirlenmesi ve uygulanması açısından kritik bir faktördür. Bu nedenle, bu tür verilerin toplanması ve analiz edilmesi, suçla mücadelede etkili bir rol oynamaktadır.
Sedat Peker Nerede, Ne Yapıyor?
Peker’le haftada birden fazla kez görüştüğünü belirten Barkın, Peker’in şu anki yaşantısına dair şunları söyledi:
“Neredeyse Birleşik Arap Emirlikleri’ne gittiğinden beri aynı ikametgâhta kaldığını biliyorum. Çünkü kendisiyle yaptığım görüşmeler aynı mekânda gerçekleşiyor. Sadece telefonla değil, çoğu zaman video konferans yoluyla görüşüyoruz. Kendisi, eşi ve çocukları Birleşik Arap Emirlikleri’ne gittiklerinden beri aynı yerde ikamet ediyorlar. Sosyal hayatlarının da Türkiye’deki gibi olduğunu söyleyebilirim. Burada da çok serbest sosyal hayatı olan bir aile değildi. Anladığım kadarıyla biraz daha dikkatli, temkinli, kendi güvenliklerini riske atmayacak şekilde yaşamlarını sürdürüyorlar.”
Tekrar Video Yayınlayacak Mı?
Barkın, Halk TV yazarı İsmail Saymaz’ın bugünkü yazısındaki “Peker’in seçime yakın bir süreçte konuşmaya hazırlandığı söyleniyor” iddiasına ilişkin şunları söyledi:
“İsmail Saymaz’ın açıklamalarında bahsettiği konulara dair bir bilgim yok. Ancak Sayın Saymaz’ın bugüne dek Sayın Peker hakkında ya da başka bir konuda yeterli inceleme ve bilgiye sahip olmadan bir değerlendirme yaptığını görmedim.”
Hakkındaki Davalar ve Kırmızı Bülten Talepleri ne Durumda?
Müvekkili Sedat Peker ile hukuki ihtiyaç duyduğu her an görüştüğünü belirten Barkın, Peker hakkında Türkiye’de devam eden davalara ilişkin şu bilgileri verdi:
“Hakkında Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin hem Bursa 5. Ağır Ceza Mahkemesi hem de İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kırmızı bülten talebi var. Bursa’daki dosya İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki dosyayla birleştirilmişti. Geçen ay Yargıtay 5. Ceza Dairesi bu kararı uygun bulmadı ve iki davanın, yani iki örgüt davasının iki mahkemede görülmesine karar verdi. Dolayısıyla bir İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yürüyen 92 sanıklı örgüt davası, bir de Bursa’da yürüyen “Köfteci Yusuf davası” diye tanımlanan bir dava var. Kendisi hakkında her iki davada da kırmızı bülten talebi var. Kırmızı bültenin icrası Interpol tarafından oluyor. Interpol tarafından Türkiye Cumhuriyeti’nin talepleri ve Sayın Peker’in savunmaları alındı. Şu an için nihai bir değerlendirme gerçekleşmedi. Dolayısıyla kırmızı bültenin Birleşik Arap Emirlikleri’nce icrası söz konusu değil.”
Türkiye’ye iade edilir mi?
Barkın, Peker’in iadesi için şu an hukuki bir sebep bulunmadığını ancak konunun siyasi boyutunun da olduğu belirtti:
“İadesi konusu tamamen siyasi bir durum. Hukuki olarak vereceğimiz cevap şu: ‘Birincisi, kırmızı bülten talebi var ve bu talep nihayete ermedi. İkincisi BAE ve Türkiye arasında bir iade anlaşması yok. Üçüncüsü BAE herhangi bir uluslararası iade anlaşmasının tarafı değil.’ Ancak tabii iade anlaşması olmasa da pekâlâ iade edebilir. Çokça örneği var. Bu Türkiye devletiyle BAE arasındaki siyasi ilişkiye bağlı. Bir de tabii ki Türkiye’de yargılandığı davaların niteliklerinin ne ölçüde iadeye gerekçe oluşturduğu önemli. Arapların bunu da göz önünde bulunduracağı kanaatindeyim, sonuçta orası bir kabile devleti değil.”
Bir planı var mı?
Sedat Peker’in geleceğe ilişkin bir planının olup olmadığıyla ilgili olarak Ersan Barkın şunları söyledi:
“Kişisel fikirleri, planları hakkında bir fikrim yok çünkü kendisinin ilişki biçimi bu benimle. Yani avukatlık sınırını benim koruduğum kadar o da koruyor. Dolayısıyla hukuki süreçlere katkı sağlamayacağı sürece benimle herhangi bir bilgi paylaşmaz.”
Sedat Peker’in Mal Varlığı Nedir?
Sedat Peker’in mal varlığına dair ortaya atılan bu büyük iddia, Türkiye’de uzun süre gündemi meşgul etmiş ve kamuoyunda büyük bir ilgi uyandırmıştır. Bedirhan Şinal’ın 3 milyar dolarlık mal varlığı iddiası, Peker’in iş dünyasındaki ve suç dünyasındaki etkisini gösteren önemli bir unsurdur. Ancak, Peker, bu iddiaları reddederek sadece İstanbul Kartal Adliyesi’nin bulunduğu arsanın mal varlığını oluşturduğunu belirtmiştir.
Peker’in bu açıklamaları, Türkiye’de mal varlığı ve servetin nereden geldiği gibi hassas konuları gündeme getirmiştir. Ayrıca, organize suç örgütleri ile iş dünyası arasındaki ilişkileri ve servetin nasıl kazanıldığını anlamaya yönelik bir ilgi de yaratmıştır. Ancak, Peker’in mal varlığına dair açıklamaların ve iddiaların kanıtlanabilirliği hala bir soru işareti olarak kalmıştır.
Sonuç olarak, Sedat Peker’in mal varlığına dair kesin ve güvenilir bilgilerin eksikliği, bu konunun Türkiye’de uzun süre gündemde kalmasına neden olmuştur. Peker’in iş dünyasındaki etkisi ve suç dünyasıyla olan ilişkisi, kamuoyu ve yetkililer tarafından yakından izlenmeye devam etmektedir.
24Okur I “Sedat Peker Kimdir? Sedat Peker Kaç Yaşında, Mesleği Ne ve Nereli? Sedat Peker’in Ailesi? Sedat Peker’in Kaç Adamı Var? Peker Nerede, Ne Yapıyor? Peker’in Mal Varlığı Nedir?” Benzeri Konularımız;
- https://www.24okur.com/batmanli-is-adami-metin-gunes-kimdir-nereli-kimi-oldurdu/
- https://www.24okur.com/hasan-yesildag-kimdir-ne-is-yapiyor-kac-yasinda-ve-nereli/
Mert Ramazan Demir Kimdir?
Yalı Çapkını dizisinde canlandırdığı Ferit karakteriyle popülerlik kazanan oyuncu Mert Ramazan Demir hakkında aramalar hız kazandı. Mert Ramazan Demir Kimdir? Ne İş Yapıyor, Nasıl Oyuncu Oldu? Demir Kaç Yaşında, Nereli? Demir’in Ailesi Kimdir? Mert Ramazan Demir & Afra Saraçoğlu İlişkisi, Ayrıldılar mı? İşte Mert Ramazan Demir hakkında merak edilenler…
Mert Ramazan Demir Kimdir?
Mert Ramazan Demir, 1998 yılında İstanbul’da dünyaya gelmiştir. Genç yaşta oyunculuk tutkusuyla tanışan Mert Ramazan Demir, kendisini geliştirmek ve profesyonel bir oyuncu olmak için oyunculuk ajanslarında eğitim almıştır. 178 cm boyundaki ve 73 kilogram ağırlığındaki Mert Ramazan Demir, Yay burcu olmasıyla da kişilik özellikleriyle örtüşen bir sanatçıdır.
Oyunculuk kariyerine adım attıktan sonra Mert Ramazan Demir, Türk sinemasının önemli isimleriyle bir araya gelerek yeteneğini gösterme fırsatı bulmuştur. İlk büyük çıkışını “I Am You” adlı filmde yapmıştır. Bu filmdeki başarılı performansı, Damla Sönmez, Cansu Tosun ve Ushan Çakır gibi deneyimli oyuncularla başrolü paylaşarak sergilenmiştir.
Ayrıca, 2020 yılında yayınlanan ve Can Evrenol’un yönetmenliğini üstlendiği “Çıplak” isimli mini dizi projenin başrolünde yer alarak dikkat çekmiştir. Bu dizi, Mert Ramazan Demir’in yeteneklerini geniş bir izleyici kitlesiyle buluşturmasını sağlamıştır.
Mert Ramazan Demir, FOX kanalında yayınlanan “Öğretmen” dizisinde de önemli bir rol üstlenmiş ve bu diziyle adını daha da duyurmuştur. Ayrıca Netflix platformunda izleyiciyle buluşan “Ufo” adlı filmde de başarılı bir performans sergileyerek oyunculuk kariyerine başarılı projelerle devam etmektedir. Mert Ramazan Demir, genç yaşına rağmen Türk televizyon ve sinemasının geleceğine ışık tutan yetenekli bir oyuncu olarak kabul edilmektedir.
Mert Ramazan Demir Nasıl Oyuncu Oldu?
Mert Ramazan Demir, oyunculuk kariyerine sıradışı bir şekilde başlamış bir yetenek olarak öne çıkıyor. Kendisi çocukluğunu İstanbul’un Şile köyünde geçirmiş, annesi ev hanımı ve babası ticaretle uğraşan sıradan bir ailede büyümüştür. Lise eğitimini Şile’de tamamladıktan sonra hayatı, ağabeyinin Denizli’de üniversite okuduğu dönemde önemli bir dönüm noktası yaşar. İşte bu dönemde, ağabeyinin yanında yaşarken bir tiyatro oyununda sahneye çıkar, ve oyunun başrolünde yer alır. Bu deneyim, genç Mert Ramazan Demir’in oyunculukla tanışmasına vesile olur ve bu tanışma hayatının dönüm noktası olur.
İlk oyunculuk deneyimini “Hamlet” adlı bu tiyatro oyununda yaşayan Demir, oyunculuğa olan ilgisi ve yeteneğiyle dikkat çeker. İlk deneme çekimlerinin her zaman büyük bir heyecan kaynağı olduğunu belirten Demir, kariyerinin bu erken dönemlerinde kendisine büyük destek olan menajeri Tümay Özokur’a vurgu yapar. İlk olarak iki filmde rol alarak adını duyuran Mert Ramazan Demir, daha sonra FOX kanalında yayınlanan “Öğretmen” dizisinde önemli bir karakteri canlandırarak televizyon dünyasında da büyük bir çıkış yapmıştır. Bu şekilde, sıradan bir köy hayatından oyunculuk kariyerine uzanan ilginç bir hikayesi bulunan Mert Ramazan Demir, Türk televizyon ve sinemasının parlak yıldızlarından biri olarak yükselmeye devam etmektedir.
Mert Ramazan Demir Kaç Yaşında, Nereli?
Mert Ramazan Demir, 1998 yılında İstanbul’un kalbinde doğan genç ve yetenekli bir Türk oyuncudur. Oyunculuk kariyerine adım atmadan önce kendini geliştirmek için Dialog Anlatım İletişim ve Michelle Danner Acting Studio gibi saygın eğitim kurumlarında eğitim aldı. Beyaz perdeye ilk adımını attığında, yönetmenliğini Sonia Nassery Cole’un üstlendiği “I Am You” adlı filmde başrolü üstlenerek atmıştır. Bu filmde Damla Sönmez, Cansu Tosun ve Ushan Çakır gibi deneyimli oyuncularla bir araya gelerek dikkat çekici bir performans sergilemiştir.
Ardından, 2020 yılında yayınlanan ve Can Evrenol’un yönettiği “Çıplak” isimli mini dizi projesinde başrolde yer alarak yeteneklerini bir kez daha kanıtlamıştır. Demir, bu diziyle birlikte televizyon dünyasında da büyük bir çıkış yapmıştır. FOX kanalında yayınlanan “Öğretmen” dizisinde de önemli bir karakteri canlandırarak geniş bir izleyici kitlesinin dikkatini çekmeyi başarmıştır.
Netflix platformunda yayınlanan “Ufo” adlı filmde de boy gösteren Mert Ramazan Demir, kariyerine başarılarla devam ederken 178 cm boyu, 73 kg ağırlığı ve Yay burcu özellikleriyle hem oyunculuk hem de fiziksel olarak etkileyici bir figür sunmaktadır. Şu an “Yalı Çapkını” dizisinde Ferit Korhan karakteriyle ekranlarda yer alarak oyunculuk kariyerine devam etmektedir. Genç yaşına rağmen Türk televizyon ve sinemasının parlak geleceğine işaret eden Mert Ramazan Demir, izleyiciler tarafından büyük bir beğeni ve ilgiyle takip edilmektedir.
Mert Ramazan Demir’in Ailesi Kimdir?
Mert Ramazan Demir, 25 Kasım 1998’de İstanbul’da dünyaya gelmiş bir Türk oyuncu olarak hayata başlamıştır. Ailesi, aslen Van kökenli olup, Vanlı bir ailenin 5 erkek çocuğunun en genç üyesidir. Annesi ev hanımı olarak aileyi yönetirken, babası iş dünyasında faaliyet gösteren bir iş adamıdır. Mert Ramazan Demir’in ailesi, onun oyunculuk kariyerine adım atmasında büyük bir destek kaynağı olmuştur. Genç yaşlardan itibaren İstanbul’un Şile ilçesine bağlı bir köyde büyüyen Demir, ailesinin sıcak ve destekleyici ortamında yetişmiştir. Lisenin sonuna kadar Şile’de yaşayan Demir, ailesinin sağlam temelleri üzerinde oyunculuk yeteneğini geliştirerek kariyerine başlamış ve Türk televizyon ve sinemasının parlak yıldızlarından biri olmuştur. Ailesinin gururu olan Mert Ramazan Demir, kendi özverisiyle ve ailesinin desteğiyle başarı basamaklarını hızla tırmanmaya devam etmektedir.
Mert Ramazan Demir & Afra Saraçoğlu İlişkisi
Afra Saraçoğlu ve Mert Ramazan Demir’in ilişkisi, ikisinin de oyunculuk kariyerindeki yükselişleriyle dikkat çeken bir aşk hikayesi olarak öne çıkmıştır. İkilinin ilişkisi, Afra Saraçoğlu’nun uzun süreli ilişkisini sonlandırmasının ardından gündeme gelmiş ve Yalı Çapkını dizisindeki partnerleri olarak sette yakınlaşmalarıyla daha da güçlenmiştir. Medya, çiftin tatil anlarını belgeleyerek ilişkilerini resmiyete dökmüş ve bu ilişki hakkında merak uyandırmıştır. İkilinin hem aşk hem de iş hayatlarındaki başarıları, onları Türk televizyon ve sinemasının parlayan yıldızlarından biri haline getirmiştir. İlişkileri, hem hayranları hem de magazin dünyası tarafından yakından takip edilmekte ve romantik bir hikaye olarak Türk medyasının gündeminden düşmemektedir.
Afra Saraçoğlu & Mert Ramazan Demir Ayrıldı Mı?
Afra Saraçoğlu ve Mert Ramazan Demir’in ilişkisi, Türk medya ve magazin dünyasında büyük ilgi uyandırmıştı. Afra Saraçoğlu’nun uzun süreli ilişkisini sonlandırmasının ardından Mert Ramazan Demir ile başlayan ilişki, ikilinin dizi setindeki yakınlaşmalarının da etkisiyle dikkat çekmişti. Tatil sırasında dudak dudağa görüntülenmeleriyle ilişkileri resmiyet kazandı, ancak ne yazık ki bu aşkın ömrü pek uzun sürmedi. Kısa bir süre sonra çiftin yolları ayrıldı ve ilişkileri sona erdi. Bu ayrılık, hem hayranları hem de medya tarafından büyük bir merakla ve üzüntüyle karşılandı. İkilinin neden ayrıldığına dair kesin bir açıklama yapılmamış olsa da, ilişkilerinin sona ermesi Türk magazin gündemine damgasını vurdu.
Mert Ramazan Demirin Kardeşleri Var mı, Kimlerdir?
Mert Ramazan Demir’in ailesi oldukça çeşitli meslek alanlarında faaliyet gösteren kardeşlerden oluşmaktadır. Doktor olan Melik Demir, tıp alanında eğitim alarak sağlık sektöründe kariyer yapmayı hedeflemektedir. Diğer kardeşi Enes Demir, Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği bölümünde okuyarak eğitim sektöründe yer almayı planlamaktadır. Zafer Demir’in mesleği net olarak bilinmese de, ailenin diğer üyeleri gibi kendi alanında başarılı bir kariyere sahip olabilir. Mert Ramazan Demir’in kız kardeşi hakkında herhangi bir bilgi bulunmamakla birlikte, ailenin farklı ilgi alanlarına ve mesleklere sahip bireylerden oluştuğu görülmektedir. Bu çeşitlilik, Demir ailesinin farklı alanlarda yeteneklere sahip bir aile olduğunu göstermektedir.
24Okur I “Mert Ramazan Demir Kimdir? Mert Ramazan Demir Ne İş Yapıyor, Nasıl Oyuncu Oldu? Mert Ramazan Demir Kaç Yaşında, Nereli? Mert Ramazan Demir’in Ailesi Kimdir? Mert Ramazan Demir & Afra Saraçoğlu İlişkisi, Ayrıldılar mı? ” Benzeri Konularımız;
- https://www.24okur.com/batmanli-is-adami-metin-gunes-kimdir-nereli-kimi-oldurdu/
- https://www.24okur.com/hasan-yesildag-kimdir-ne-is-yapiyor-kac-yasinda-ve-nereli/
Mert Ramazan Demir’in Resmi İnstagram, Facebook ve Twitter Hesapları;
Savaş Cebeci Kimdir?
Sosyal medya fenomeni ve vücut geliştirme koçu Savaş Cebeci‘nin “İsterse dünya şampiyonu olsun 70 kilo kimse beni dövemez” sözlerine profesyonel MMA dövüşçüsü Kaan Kazgan’ın yanıt vermesi üzerine ikili arasında gerginlik çıktı. Peki Savaş Cebeci Kimdir? Kaç Yaşında, Mesleği Ne ve Nereli? Cebeci Evli Mi? Savaş Cebeci & Kaan Kazgan Kavgası! gibi sorular hakkında bütün bilgiler bu sizlerle!
Savaş Cebeci Kimdir?
Savaş Cebeci’nin etkileyici kariyeri sadece kişisel antrenörlük ve lisanslı bir “Body Work Uzmanı” olarak sınırlı değildir. O aynı zamanda uluslararası alanda birçok eğitim ve lisans programına aktif bir şekilde katılarak, spor ve sağlık alanında sahip olduğu uzmanlığı sürekli olarak geliştirmiştir. Bu sayede, sadece bireylerin fiziksel kondisyonlarını iyileştirmekle kalmamış, aynı zamanda geniş bir kitleye sağlıklı yaşam tarzı ve sporun faydaları hakkında bilgi vererek toplumsal bir etki yaratmıştır.
Savaş Cebeci’nin profesyonel yolculuğu sadece Türkiye ve Fransa ile sınırlı değildir. Uluslararası arenada tanınmış bir figür olması, onun dünya çapında birçok sporcu ve sağlık meraklısına ilham kaynağı olmasını sağlamıştır. Sporun ve sağlıklı yaşamın önemini vurgulamak amacıyla dünya genelinde konferanslara katılarak, seminerler vererek ve yazılı makaleler kaleme alarak bilgi paylaşımında bulunmuştur.
Ayrıca, Savaş Cebeci‘nin kişisel YouTube kanalı, fitness ve vücut geliştirme konularında sağladığı bilgilendirici içeriklerle büyük bir takipçi kitlesi edinmiştir. Kendisi, bu platform üzerinden spor ve sağlıkla ilgili pratik öneriler sunarak, izleyicilerine sağlıklı bir yaşam tarzı benimseme konusunda yol göstermektedir. Bu şekilde, Savaş Cebeci, sadece bireysel müşterilere değil, geniş bir dijital topluluğa da hizmet vererek sağlık ve spor konusunda bilinçlenmeye katkı sağlamaktadır.
Tüm bu başarılar, Savaş Cebeci’nin sadece kişisel kariyerinin ötesine geçtiğini, aynı zamanda spor ve sağlık alanında ilham verici bir lider ve eğitmen olduğunu göstermektedir. Onun tutkusu, bilgisi ve kararlılığı, sporun ve sağlıklı yaşamın gücünü herkese gösteren bir örnek oluşturuyor.
Kariyeri
Savaş Cebeci, babasının teşviki üzerine başladığı spor hayatına kariyer olarak devam etmiştir. Spor kariyerine, dövüş sporlarıyla başlayan Cebeci, eğitimini de spor üzerine alarak kariyerine bu yönde devam etmiştir. Cebeci, öğrencilik yıllarında başladığı kariyerine çeşitli spor salonlarında ve otellerde kişisel antrenör olarak faaliyet gösterdi. Daha sonra Fransa’ya taşınan Cebeci, burada da 6 yıl boyunca kişisel antrenör olarak çalışmıştır.
Cebeci, Fransa’da geçirdiği 6 yılın ardından New York’a geçerek hem kariyer hem de eğitim hayatına orada devam etmiştir. Cebeci, Swedish Institute College of Health Sciences University’de ‘masaj ve body work’ bölümünü bitirip, burada spor masajı, postur analizi, kaslarla ilgili postur bozukluklarının manuel terapisi, uygun egzersiz hazırlama konusunda uzmanlaşmıştır. Ardından Cebeci, New York State lisans sınavına girerek lisansını ve National Academy Sport Medicine’den Amerika genelinde geçerli olan ‘Personal Trainer’ sertifikasını almış ve National Certification Board For Therapeutic Massage And Body Work sınavlarına girerek yine Amerika genelinde geçerli olan “Body Work Uzmani” lisansını almıştır. Cebeci, daha bir çok alanda yurt dışında eğitimler ve lisanslar alarak kariyerine devam etmektedir.
Savaş Cebeci, kişisel antrenörlüğünün yanında şahsi Youtube kanalı üzerinden fitness ve vücut geliştirmeyle ilgili videolar çekerek bu alana ilgili insanlari bilgilendirmektedir.
Savaş Cebeci Kaç Yaşında, Nereli?
Elbette, Savaş Cebeci‘nin yaşam ve kariyer hikayesi oldukça etkileyici bir seyir izlemiştir. 49 yaşındaki bu uzman, spor ve sağlık alanlarında zengin bir geçmişe sahiptir. Sporla tanışması, babasının dövüş sporlarına ilgi duymasını teşvik etmesiyle başladı ve bu ilgi genç yaşta Savaş Cebeci’yi etkiledi. Gençlik yıllarında kişisel antrenörlük kariyerine başlayarak çeşitli spor salonları ve otellerde çalıştı, sporcuları eğitti ve deneyim kazandı.
Mesleği Nedir?
Ancak Cebeci’nin kariyeri sadece kişisel antrenörlükle sınırlı kalmadı. Fransa’ya taşındıktan sonra, uluslararası arenada daha fazla bilgi ve deneyim edinmek için New York’a gitti. Burada Swedish Institute College of Health Sciences University’de “masaj ve body work” bölümünü başarıyla tamamladı ve spor masajı, postür analizi, kaslarla ilgili postür bozukluklarının manuel terapisi, uygun egzersiz hazırlama gibi konularda uzmanlaştı. New York State lisans sınavını geçerek lisansını aldı ve National Academy Sport Medicine’den Amerika genelinde geçerli olan ‘Personal Trainer’ sertifikasını elde etti. National Certification Board For Therapeutic Massage And Body Work sınavlarını da başarıyla tamamlayarak Amerika genelinde geçerli olan “Body Work Uzmanı” lisansını aldı.
Ayrıca, uluslararası alanda birçok eğitim ve lisans programına katılarak kariyerini daha da ileriye taşımıştır. Savaş Cebeci’nin bu etkileyici yolculuğu, onun spor ve sağlık alanındaki derin bilgisi ve deneyimi ile tanınmasını sağlamış, hem bireysel müşterilere hem de geniş bir topluluğa ilham vermiştir.
Savaş Cebeci Evli Mi?
Savaş Cebeci’nin evliliği, onun yaşamında önemli bir köşe taşıdır. Evlilik hayatı, onun kişisel ve profesyonel yolculuğunu destekleyen bir güç kaynağıdır. Savaş Cebeci, eşi Ayşegül Cebeci ile birlikte sağlıklı bir yaşam tarzını benimsemekte ve sporun aileleri için de ne kadar önemli olduğunu vurgulamaktadır. Bu çift, birlikte zaman geçirerek sporu bir aile etkinliği haline getirirken, aynı zamanda birbirlerine destek olmaktadır.
Savaş Cebeci’nin İstanbullu kimliği, hem kişisel hem de profesyonel hayatının önemli bir parçasıdır. İstanbul’un çeşitliliği ve enerjisi, onun spor ve sağlık tutkusunu daha da beslemekte ve şehirdeki geniş spor topluluğuyla güçlü bir bağ kurmasına yardımcı olmaktadır. Evlilik, bu bağlamda da bir dayanak noktasıdır çünkü Savaş Cebeci, aile hayatının ve İstanbul’un sunduğu imkanların bir araya gelerek, bireylerin sağlıklı ve aktif bir yaşam sürmelerini teşvik ettiğine inanmaktadır. Bu nedenle Savaş Cebeci’nin evliliği, onun hayatındaki denge ve motivasyon kaynaklarından biridir.
Savaş Cebeci & Kaan Kazgan Kavgası!
Savaş Cebeci, bir videosunda, “İsterse dünya şampiyonu olsun 70 kilo kimse beni dövemez” dedi. Bu videonun ardından ikili arasındaki ateş alevlendi. Bunun üzerine MMA dövüşçüsü Kaan Kazgan, Savaş Cebeci’ye meydan okudu ve yanına giderek kavga etti.
Sosyal medyada gündem olan büyük kavgada seyircilerden birinin belinden silah çıkarıp “Ayıranı, vururum.” dediği görüldü.Kaan Kazgan, “Lisansımın askıya alınacağını düşünmüyorum. Karşılıklı kışkırtma vardı. Ben zaten giderken haber bile vermiştim. Zaten yurt dışında maç yapabilmek için amatör lisansa ihtiyaç duymuyorlar. Benim için bir problem yok.” dedi.
Kaan Kazgan ve Savaş Cebeci kavgasından sonra, Savaş Cebeci’den ilk video geldi. Savaş Cebeci, “Arkadaşlar Kaan Kazman Tuzla’ya geldi. Maç yaptık, delikanlıca bir maç oldu. Beni yendi, helal olsun.” dedi.
24Okur I “Savaş Cebeci Kimdir? Savaş Cebeci Kaç Yaşında, Mesleği Ne ve Nereli? Savaş Cebeci Evli Mi? Savaş Cebeci & Kaan Kazgan Kavgası! ” Benzeri Konularımız;
- https://www.24okur.com/batmanli-is-adami-metin-gunes-kimdir-nereli-kimi-oldurdu/
- https://www.24okur.com/hasan-yesildag-kimdir-ne-is-yapiyor-kac-yasinda-ve-nereli/
Savaş Cebeci’nin Resmi İnstagram ve Youtube Hesapları;
Cevheri Güven Kimdir?
Cevheri Güven Kimdir? Nokta Dergisi Davası Nedir? Cevheri Güven Kaç Yaşında, Mesleği Ne ve Nereli? Güven’in “Tankın Eli Kulağında” Paylaşımı Nedir? neden son günlerde yeniden gündeme geldi? Sedat Peker ile Youtube yayınları paralel bir şekilde süren, Peker’in videolarını alarak kara propaganda malzemesi yapan Cevheri Güven adını Türkiye birçok şaibeyi ortaya çıkaran ve sonrasında birçok karanlık noktanın da odağı haline gelen Nokta Dergisi ile gündeme gelmişti. İşte bütün soruların cevapları bu yazıda!
Cevheri Güven Kimdir?
25 Kasım 1977’de Erzurum’da dünyaya gelmiştir.
Cevheri Güven, Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik bölümünden mezundur. Güven, 1999’da Cem Uzan’ın sahibi olduğu Star gazetesinde stajyer olarak işe başlayıp ileriki yıllarda gazetenin bir çalışanı oldu. Eğitim ve güvenlik alanlarında haberler yayınladı.
2004 yılında Cem Uzan‘ın hükümetle yaşadığı siyasi gerilimler nedeniyle Star’a TMSF tarafından el konulması sonrası Star’dan istifa etti. Bir süre işsiz kaldıktan sonra Aktifhaber.com web sitesini kurdu.
2007 yılında aktifhaber’den ayrıldı. 2009 yılında tekrar Star Gazetesine katılıp, Ankara haber müdürü olarak görev yaptı. Mayıs 2015’te Nokta dergisine genel yayın müdürü görevine getirildi.
Nokta dergisi eski genel yayın yönetmenidir. 3 Kasım 2015 tarihinde “halkı hükümete karşı silahlı isyana tahrik etmek” suçlamasıyla tutuklanmış, 29 Aralık 2015’te ise adli kontrol şartı ile tahliye edilmiştir. Kaçak yollarla Türkiye’yi terk etmiş ve Almanya’ya yerleşmiştir.
FETÖ mensubu olduğu bilinen Cevheri Güven, günümüzde YouTube’da gündeme dair videolar yayınlamaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti aleyhine yayınlar yapan Güven’in 15 Temmuz darbe girişimi öncesi kaotik ortam oluşturmaya yönelik manüplatif yayınlar ve paylaşımlar yaptığı, darbe girişiminden iki gün önce ‘tankın eli kulağında’ şeklinde paylaşımda bulunarak darbe girişiminden önceden haberi olduğu değerlendirilmesi yapıldı.
Örgütte “Bahadır” kod adını kullanan ByLock’cu Cevheri Güven, Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile bazı eski MHP’li yöneticilerin özel hayatına ilişkin görüntülerin internette yayınlanması ile ilgili kumpasta da başrolü oynadı.
Yasadışı yollarla yurtdışına firar eden Güven hakkında Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tutuklamaya yönelik yakalama kararı bulunuyor.
NOKTA DERGİSİ DAVASI NEDİR?
Nokta dergisinin 2-8 Kasım 2015 tarihli kapağı nedeniyle Genel Yayın Yönetmeni Cevheri Güven ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Murat Çapan tutuklandı. Derginin kapağında Türkiye’nin bir iç savaşa sürüklenebileceğine ilişkin endişeler dile getiriliyordu. Dergi saatli bir maarif takvimiyle iç savaş tehlikesini çarpıcı biçimde dile getiriyordu. Güven ve Çapan, “halkı silahlandırarak isyana teşvik” suçlamasıyla gözaltına alındılar. Ardından suç vasfı değişerek “suç işlemeye tahrik”ten tutukluluğa sevk edildiler. Ancak Sulh Ceza Hakimliği ‘hükümete karşı silahlı isyana teşvik’ suçlamasıyla Güven ve Çapan’ı suçun vasfını değiştirerek tutukladı. Mahkeme en son kararı “Cumhurbaşkanı‘na hakaret” olarak değiştirdi. 58 gün tutuklu kalan Çapan ve Güven, 29 Aralık 2015’te çıktıkları ilk duruşmada tahliye edildiler. İkili hakkında yurt dışına çıkış yasağı konuldu. 1 Mart 2016’da çıktıkları ikinci duruşmada Savcılık silahlı isyana teşvik ve benzeri suçlardan beraatlerini talep ederken, Cumhurbaşkanına hakaret suçlamasıyla yargılanmaları için Adalet Bakanlığı’ndan izin alınmasını talep etti. Mahkeme karar vermek için 17 Mayıs 2015’e duruşma günü verdi.
Güven ve Çapan tutuklu kaldıkları 58 günü tek kişilik hücrelerde tecritte Metris ve Silivri Cezaevinde geçirdiler. İkilinin serbest bırakılması için sivil toplum kuruluşları ve muhalefet partilerinden çeşitli girişimler yaşandı. Tutuklanan Cumhuriyet Gazetesi Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül de tek kişilik hücrelerde Silivri Cezaevi’nde, Güven ve Çapan’ın yan tarafına konuldular.
Cevheri Güven Mayıs 2017’de İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde Nokta Dergisi’nin 2-8 Kasım 2015 tarihli kapağı nedeniyle yargılandığı davadan, “İç savaş çıkarmaya çalışmak” suçlamasıyla 22,5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Derginin sorumlu yazı işleri müdürü Murat Çapan da aynı cezayı aldı. Murat Çapan tutuklanarak cezaevine kondu. Cevheri Güven, yurt dışında bulunduğu için tutuklanmadı. Güven hakkında açılan diğer davalar ise yurt dışında bulunması nedeniyle sürdürülemiyor.
24 Aralık 2021’de yayımlanan Resmi Gazete’de; Türkiye’de bulunan tüm malvarlıklarının dondurulduğu belirtilmiştir.
2016 yılının başından beri yurt dışında yaşamaktadır. Karısı ve iki çocuğu ile beraber, kaçak yollardan Türkiye’yi terk ederek Yünanistan’a oradan da Almanya’ya gitmiştir. Türkiye’den kaçmak için insan kaçakçılarına 15 bin Euro ödemiştir.
Cevheri Güven Kaç Yaşında, Mesleği Ne ve Nereli?
Cevheri Güven, gazetecilik kariyerine Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde aldığı eğitimle sağlam bir temel atmıştır. Mezuniyetinin ardından Star gazetesindeki stajyerlik deneyimi, onun gazetecilik dünyasına ilk adımını attığı yer olmuştur. Burada gösterdiği başarılı performansıyla dikkat çekmiş ve stajının sona ermesinin ardından Star gazetesinde profesyonel bir gazeteci olarak çalışmaya devam etmiştir.
Gazetecilik kariyerindeki deneyimi ve yeteneği, Cevheri Güven’i kısa sürede önemli pozisyonlara taşımıştır. Star gazetesindeki çalışmalarının ardından aktifhaber.com’u kurarak bağımsız bir medya platformu oluşturmuş ve burada kendi habercilik anlayışını yansıtmıştır. Bu dönemde de kamuoyunun ilgisini çekmeyi başarmıştır.
Ancak, Cevheri Güven’in kariyeri siyasi ve hukuki sorunlarla da karşılaşmıştır. 2015 yılında, “halkı hükumete karşı silahlı tehdit etmek” suçlamasıyla tutuklanmış, ancak daha sonra adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştır. Bu dönemdeki hukuki süreçleri ve yaşadığı zorlukları atlatarak Türkiye’yi terk etmiş ve Almanya’ya yerleşmiştir.
Cevheri Güven’in FETÖ ile ilişkilendirildiğine dair bilgilere de rastlanmıştır. Bu bağlamda, FETÖ’nün Türkiye’deki illegal faaliyetlerine dair soruşturmaların ve operasyonların bir parçası olarak adı geçmiştir. Ancak bu iddiaların netliği ve kesinliği hakkında tam bir açıklık bulunmamaktadır.
Günümüzde Cevheri Güven, YouTube platformunda videolar yayınlayarak gündemdeki siyasi ve toplumsal konuları ele almaya devam etmektedir. Videoları, takipçi kitlesi tarafından ilgiyle izlenmektedir ve sosyal medyada geniş bir takipçi kitlesi bulunmaktadır.
Cevheri Güven’in “Tankın Eli Kulağında” Paylaşımı Nedir?
Cevheri Güven’in 15 Temmuz darbe girişiminden 2 gün önce “tankın eli kulağında” şeklinde bir mesaj paylaştığı ortaya çıktı.
Son dönemlerde sosyal medyada muhalif isimlerin referans aldığı ve paylaşımlarını sık sık yaptığı Cevheri Güven isimli FETÖ firarisinin “tankın eli kulağında” şeklinde paylaşım yaptığı ortaya çıktı.
Yaptığı paylaşımla ilgili bilgi ortaya çıkınca kesinlikle böyle bir paylaşım yapmadığını savunan Güven’in kendi hesabındaki paylaşımın hala yerinde durduğundan habersiz olduğu anlaşıldı.
Güven, paylaşımını ortaya çıkaranlara yönelik yaptığı savunmada ise, “militerleşmeye” vurgu yapmak istediğini ileri sürdü.
Güven savunmasında, “Sabah Gazetesi&OdaTV” ikilisinin uydurdukları yeni yalan: 15 Temmuz’dan iki gün önce “tankın eli kulağında” diye paylaşım yaptığım yalanı. Ne yapsanız olmuyor. Her gün yalanın dozunu artırın olur mu Serhat Albayrak ve Toygun Atilla ikilisi. Bakalım hayal gücünüzün kapasitesi ne. Ülkenin militerleşmesi, polisin ve askerin 7 Haziran seçiminden sonra aşırı görünür olmasıyla ilgili rahatsızlığımı dile getirdiğim tweeti, darbe çağrısı gibi tam tersi yorumlamak için ancak sizin kadar yalancı olmak lazım.” dedi.
24Okur I “Cevheri Güven Kimdir? Nokta Dergisi Davası Nedir? Cevheri Güven Kaç Yaşında, Mesleği Ne ve Nereli? Cevheri Güven’in “Tankın Eli Kulağında” Paylaşımı Nedir?” Benzeri Konularımız;
- https://www.24okur.com/batmanli-is-adami-metin-gunes-kimdir-nereli-kimi-oldurdu/
- https://www.24okur.com/hasan-yesildag-kimdir-ne-is-yapiyor-kac-yasinda-ve-nereli/