25.1 C
İstanbul
Çarşamba, Ağustos 6, 2025

Jüpiter’in Burcunuza ve Yükselen Burcunuza Etkileri 2022!

Jüpiter’in Burcunuza ve Yükselen Burcunuza Etkileri 2022!

(29 Aralık 2021-11 Mayıs 2022 ve 28 Ekim- 20 Aralık 2022)

Bu yazımızda ise yine Jüpiter ‘in 2022 yılında burçlara olan etkilerini inceleyeceğiz. Fakat bu yazımızda dikkat etmeniz gereken bir diğer husus da yükselen burçlarınız. 2022 yılında Jüpiter balık burcunda peki bunun burcunuza ve yükselen burcunuza etkileri nasıl olacak? Jüpiter’in burcunuza etkileri neler? Jüpiter’in yükselen burcunuza etkileri neler? Ve tüm diğer sorularınızın cevapları bu yazımızda…

Jüpiter’in KOÇ Burçlarına 2022’deki Etkisi! (Yükseleni KOÇ olanlar da okumalı.)

Koç burcu: En iyisi işleri oluruna bırakmak. Bırakma, gevşeme enerjisi verecek, dinleneceksiniz. Buralardan uzaklaşabilirsiniz. Daha sakin yuvaya dönük olabilirsiniz.  Yurt dışına gidebilirsiniz. Sık şehir çevre değiştirerek izole olabilirsiniz. Meditasyon benzeri çalışmalar yapabilirsiniz. Elinizdeki çalışmaları tamamlayabilirsiniz. Evinize ailenize dönük çalışmalar yapılabilir.  11 Mayıs’tan sonra Jüpiter burcunuza girince canlanacaksınız enerjiniz artacaktır.

Jüpiter’in Boğa Burçlarına 2022’deki Etkisi! (Yükseleni Boğa olanlar da okumalı.)

Boğa burcu: Arkadaşlarla birliktelikler artabilir. Sosyal hayat canlanıyor. Düğün, parti, toplantılara katılabilirsiniz. Cemiyet, dernek, grup çalışmaları yapılabilir. Arkadaşlarınızla nihayet görüşebilirsiniz. Finansal kazanımlar umutlar hedefler konusunda size destek veren yardım eden kişiler sayesinde önemli fırsatlar elde edebilirsiniz. Sosyal çevrenizde artış olur, eşinizin yatırımları artabilir.

Jüpiter’in İkizler Burçlarına 2022’deki Etkisi! (Yükseleni İkizler olanlar da okumalı.)

İkizler burcu: Kariyerde şans var! İşe girebilir, yükselebilir, unvan sahibi olabilir, evlenebilirsiniz. Eğitim amaçlı seyahatler olabilir. Akademik başarı oluşabilir. Ticari faaliyetler oluşabilir. Doktoranızı yapabilirsiniz. Dikkat çektiğiniz, fark edildiğiniz bir dönem. En çok da Şubat, Mart gibi hayatınızda canlılık başlıyor. Bekleyen projeler ilerliyor. Eşin akraba ve ailesiyle daha çok birlikte olabilirsiniz.

Jüpiter’in Yengeç Burçlarına 2022’deki Etkisi! (Yükseleni Yengeç olanlar da okumalı.)

Yengeç Burcu: Yurt dışı konuları gelişebilir. Gerek şehir dışı gerekse deniz aşırı sık seyahate gidebilir, buralardan uzaklaşabilirsiniz. Sempozyum, seminer, workshop, sınavlara katılabilirsiniz. Uluslar arası ticarete adım atabilirsiniz. Akademik eğitim alınabilir. Kitap yazabilir, yayınlayabilirsiniz. Şans eğitimden, ticaretten, hukuktan, uzaklardan, eşin akrabalarından geliyor.

Jüpiter’in Aslan Burçlarına 2022’deki Etkisi! (Yükseleni Aslan olanlar da okumalı.)

Aslan burcu: Resmi dairelerle ilgili işlerinizi çözebilirsiniz. Miras bekliyorsanız gelebilir. Eşinizin, çocuklarınızın, ailenizin paylaşımlarından faydalanabilirsiniz. sigorta, emeklilik, tazminat, prim, burs vb.. para elinize geçebilir. Ruhsal sağlığınız düzelir. Moraliniz, şükretme duygunuz yükselir. Sağlık daha iyi. Tedaviler varsa olumlu ilerler. Eşin geliri artabilir. Psikolojik bir rahatlama var. Finansal durumunuzu düzeltebilir yatırımlara yönelebilirsiniz.

Jüpiter’in Başak Burçlarına 2022’deki Etkisi! (Yükseleni Başak olanlar da okumalı.)

Başak burcu: Karşınızdan gelen destekler var. Arkadaşlarınızdan, eşiniz, dostunuz, ortağınız, avukatınız, danışmanınız, babanızdan aileden gelen destekler içindesiniz. Danışmanlık alabilir sizde verebilirsiniz. Sosyalleşebilir, seyahate çıkabilir, evlenebilir, yasal sorunları çözebilir, mahkemeyi kazanabilirsiniz. Artık son altı yıldan sonra gelişen yeni konular var, yalnız değilsiniz. Sözleşme anlaşmalar taşınmalar hayatınıza girebilir. Ortaklı bir işe girişebilirsiniz.

Jüpiter’in Terazi Burçlarına 2022’deki Etkisi! (Yükseleni Terazi olanlar da okumalı.)

Terazi burcu: Günlük işlerinizi düzenleyebilirsiniz. İşe girebilirsiniz. Etrafınızda sizi destekleyen yardım eden kişiler var. İş bağlantılı kişilerle anlaşabilirsiniz. Sizin ya da etrafınızdaki kişilerin sağlığı düzeliyor. Çevre değişimi yaşanabilir. Baba tarafı akrabalardan destekler görebilirsiniz. Sizin sağlığınız daha iyi olacaktır.  Evcil hayvanlarınızla ilgili sorunlar bitiyor. Ofis şartlarınız düzeliyor.  Ücretiniz artar.

Jüpiter’in Akrep Burçlarına 2022’deki Etkisi! (Yükseleni Akrep olanlar da okumalı.)

Akrep burcu: Aşk hayatında gelişmeler var. Romantizm artıyor. Bu yıl seyahate çıkabilirsiniz. Uzun kısa seyahatler yapabilirsiniz. Ailenizin serveti artabilir. Yatırımlar yapabilirsiniz.  Şans oyunları yüzünüze gülüyor. Abartıya kaçmadan şanslı finansal gelişmeler olabilir.   Bebek sahibi olabilirsiniz. Çocukların hayatında mutlu bir dönem. Yarışmaları kazanabilirsiniz. Daha çok sahnede alkış alabilirsiniz. Spor aktiviteleri, sanatsal çalışmalar konserler oyunlar, sergiler, hobisel faaliyetler keyifli olur.

Jüpiter’in Yay Burçlarına 2022’deki Etkisi! (Yükseleni Yay olanlar da okumalı.)

Yay burcu: Bu yıl biraz dinleniyorsunuz. İçe dönük bir yaşam var. Aileniz ve siz daha huzurlusunuz. Taşınabilirsiniz. Yurt dışından misafirler gelebilir ya da siz gidebilirsiniz. Evde çalışmalar yapılabilir. Evlenebilir ya da çocuk sahibi olabilirsiniz. Ebeveynlerin hayatında önemli konular olabilir. Onların girişimleri  ev yerleşimle ilgili konuları gelişebilir. Daha çok aile toplantıları yapılabilir. Mülk edinmek, yatırım yapmak tarla, bağ bahçe almak mümkün olabilir.

Jüpiter’in Oğlak Burçlarına 2022’deki Etkisi! (Yükseleni Oğlak olanlar da okumalı.)

Oğlak burcu: Yakın çevre, kardeş, akrabaların hayatında güzel şeyler oluyor. Onların girişimleri yolculukları kişisel gelişimleri, taşınmaları, başarıları evlilikleri vb.. olabilir.  Yakınlarınızdan destek gelebilir, sizde onlara edebilirsiniz. Koşulsuz sevgi, yardımlaşmalar oluşur. Eğitimde başarı elde edebilirsiniz. Eğitimcilerle aranız iyi olur. Satış, pazarlama, reklam, ilişkiler alanından şanslar geliyor.  Gezebilir,  yazılar yazabilir, yayınlayabilirsiniz.

Jüpiter’in Kova Burçlarına 2022’deki Etkisi! (Yükseleni Kova olanlar da okumalı.)

Kova burcu: Para eviniz canlanıyor. Maddi manevi olarak şanslarınız artıyor. Bu dönemlerde para kazanacaksınız. Yatırım yapabilir, mülk alabilirsiniz. İşlerden gelen kazançlarınız olabilir. İhtiyaçlarınızı daha rahat karşılayabilirsiniz. Gerek grup çalışmalarınızdan gerekse spor faaliyetleri, yazı çalışmaları, dernek, cemiyet, kulüp, ekip işlerinden, yeteneklerden kazançlar artabilir. Gelir getiren kaynaklarınızda artışlar bereket var.

Jüpiter’in Balık Burçlarına 2022’deki Etkisi! (Yükseleni Balık olanlar da okumalı.)

Balık burcu: Nihayet artık Jüpiter burcunuzda! Hem kendi şansınızı kendiniz yaratıyorsunuz hem de karşınızdaki kişilerin şansını da üstünüze çekebilirsiniz.  İstekleriniz yerine gelmeye başlıyor. Koşulları istediğiniz gibi yönlendirebilirsiniz. Kişisel gelişim programlarını tamamlayabilirsiniz. Kendinizi geliştirebilir, cesaretle güvenle hareket edebilirsiniz. Seyahatlere tatillere çıkabilirsiniz. Eğitime başlayabilir, ticari alanlara da yönelebilirsiniz. Kendi yetenekleri geliştirebilirsiniz. Evlenebilir, bebek sahibi olabilirsiniz, aşk hayatınız canlanır.  Çocuklarınızın fırsatları artar.

Jüpiter Balık Burcunda! Jüpiter’in Balık Burcuna Etkileri 2022 Yılında Neler Olacak? Okumak için TIKLAYIN!

 

Talin Ağdere
Astroloji Uzmanı & Yazarı

www.astrotalin.com 
Instagram: @talinagdere
Twitter: @talinagdere
Mail: talinagdere@hotmail.com

Jüpiter Balık Burcunda! Jüpiterin Balık Burcuna Etkileri 2022 Yılında Neler Olacak?

Jüpiterin Balık Burcuna Etkileri 2022 Yılında Neler Olacak?

Jüpiter 2022 yılında balık burcunda… Peki Jüpiter’in balık burcundaki etkileri neler olacak? Jüpiter’in Balık Burcuna etkileri ve çok daha fazlası bu yazımızda. 

Jüpiter Ne Zaman Balık Burcunda Olacak?

29 Aralık 2021-11 Mayıs 2022 ve 28 Ekim-20 Aralık 2022 tarihleri arasında Jüpiter Balık Burcunda olacaktır. Her burca iyiliği dokunacaktır ancak en çok su ve toprak elementine sahip burçların hayatı canlanacaktır. (Balık, Akrep, Yengeç, Başak, Boğa, Oğlak) Ay burcunuzda bunlardan biriyse sizin de huzurunuz yerine gelecek ruhsal olarak canlanacaksınız demektir.

Jüpiter mitolojide Tanrıların babasıdır. Bereketin sembolüdür, gökle ilgili doğal güçleri temsil eder. Astrolojide Jüpiter şansı anlatır. Maddi manevi açıdan genişlemeyi sembolize eder. İyimserlik, pozitiflik aşılar. Jüpiter Balık burcunda yöneticidir, en kıymetli konumlardan birindedir. Asaletlidir.

Transit Jüpiter Balık Burcunda yönetici olduğu için verimi de maksimuma çıkacaktır.  Şifa, iyileşme enerjileri barındırır. Nemli doğasından dolayı duygudaşlık artar. Empati kurulur, ego çözülür. Başkalarının iyiliğini düşünen bir yapıdadır. Bu yerleşim, insanlar, toplum, dünya genelinde iyilikler getirmek, yardımlar yapmak, fedakarlık yapmak anlamına gelmektedir.

Jüpiter Balık Burcunda; Bu dönem işleri oluruna bıraktığımız, maneviyatın ön plana çıktığı dönemlerdir. Her konuda, insanlar, hayvanlar, bitkiler, doğaya karşı merhamet yükselir. Ruhsal gelişim, iç zenginlik, dua, meditasyon, yoga ve benzeri içe yönelik çalışmalar adına faydalıdır. Dünya genelinde toplu yardımlar, toplu dualar, şifa çalışmaları, barış çağrıları, konserler yapılabilir, kolektif bilincin öne çıkacağı süreçlerdir. Hissedişler, rüyalar, sezgiler artabilir.

Jüpiter Balık Burcunda

Bizleri Neler Bekliyor?

Jüpiter Balık Burcunda; İlaç, tedaviler, aşılar fazlalaşır, çoğunluğun bu dönem aşılanması da mümkün. Ayrıca hediye, bağış şeklinde yardımlar tüm ülkelere ulaşabilir. Hastalara, ihtiyaç sahibi olan herkese yardım eli uzatılabilir. Bu dönem kendinizi geliştirmenin yolunun kayıtsız yardım, sevgi, barış ve anlayıştan ibaret olduğunu anlayabilirsiniz. Manevi bir şekilde korunduğunuzu ve hiç bir şeyin tesadüf olmadığı farkındalığı oluşur. İstekleriniz daha kolay karşınıza gelir. Adalet ve farklı inançlar konusunda da etkili olacaktır. Hümanizm, bütünsel sevgi öne çıkacaktır.  Hak ettiğiniz şeyler önünüze gelir. Haksızlık, insafsızlık yapanlar adına ilahi plan devreye girer.

Jüpiter Balık Burcunun Olumsuz Yönleri Nelerdir?

Jüpiter Balık burcunun olumsuz yönleri de vurgulanır. Haritanızda sert açılardaysa yinede şanslısınızdır ancak ortaya koymakta zorlanabilirsiniz. Başkalarına fazla iyilik peşinde koşarken kendinizi ihmal edebilirsiniz. Yardımın dozunu kaçırabilir sınır koymakta zorlanabilirsiniz.

Bu dönemlerde yetenekler, yaratıcılık en üst seviyeye çıkabilir, sanat, sanatçılar yetenekleri olan kişilerin, barışçıların, UNICEF vb. yardım örgütlerinin, din adamlarının, spirituel konularla ilgilenenlerin, özveri gerektiren mesleklerin, hayır işlerinin faaliyetlerde bulunduğu dönemlerdir. Müzik, şiir, resim, yönetmenlik gibi tüm sanatlar, ruhsal danışmanlıklar, psikoloji, naturopati, homeopati, kimya,  eczacılık, ilaç sektörü suyla ilgili meslekler önemini arttırır.

Jüpiter Neptün Kavuşması!

Jüpiter Balık Burcunda; Jüpiter/Neptün kavuşumları Mart/Nisan 2022 arasındaki dönemde gerçekleşecektir. Bu dönem manevi değerler fark edilir. Dua, meditasyon, yoga çalışmaları artabilir. Hissi yaklaşım çok yoğunlaşır. Doğa ve hayvanlar, evsizler, kimsesizler, yaşlılar, hastaneler, huzur bakımevleri, yoksul ülkeler adına özveri gerektiren çalışmalar yapılabilir. Din temaları, dinle yönetilen ülkeler, din görevlileri, dini liderlerle ilgili konular ön plana çıkabilir. Sanatsal çalışmalar yoğunlaşabilir. Olumsuz olarak ise, eğitim, hukuksal konular, yabancı ülkeler açısından yüksek beklentilere girilmemeli, yatırımlar risk getirebilir. Zehirlenmeler (gıda, alkol, uyuşturucu, doğalgaz vb.)oluşabilir. Kandırılma olayları, dilencilik artabilir. Jüpiter Balık Burcunda; Dünya genelinde; denizlerin yükselmesi, fırtınalar, seller, deniz kazaları, petrol, sıvılarla ilgili sorunlar sızıntılar, yanardağ patlamaları, hortum vb. gibi doğal afetler meydana gelebilir. Oluşacak olaylardan dolayı dünya genelinden yardım çağrıları yoğunlaşabilir. Özellikle zor durumda olan ülkelere yapılan çalışmalar artacaktır. Bu dönemlerde müsilajlar yeniden ortaya çıkabilir.

Jüpiter Balık Burcunda İken Yükselen Burcunuza Etkisi Nelerdir?

Yükselen burçlarımız da haritamızı belirlemede bir hayli önem taşır. Linke tıklayarak siz de yükselen burcunuza ait yorumlara ve 2022 yılı içerisinde gerçekleşebilecek durumlara bakabilirsiniz. 

Jüpiter’in Balık Burçlarına Yükselen Burçlarına Göre 2022’Deki Etkileri!


Her dönem sağlık ve sevgiyle kalın, Jüpiter Balık tüm dünyaya şifa ve barış getirsin.

Talin Ağdere
Astroloji Uzmanı & Yazarı

www.astrotalin.com 
Instagram: @talinagdere
Twitter: @talinagdere
Mail: talinagdere@hotmail.com

Yolun sonu

Hiç ummadığım bir zamanda çıktın karşıma,

Yüzündeki ben için hayatımı riske attım aslında,

O afet gözlerine her baktığımda,

Kirpiklerin kadar hayat buldum, yaşamadığım dünyada.


İnceden inceye yuvarlanarak koptum bu rüyadan,

Seni her göremediğimde, gözlerine her bakamadığımda ayrıldım oradan,

Senin için müebbet yemiş olsam da hayattan,

Gönül rahatlığıyla bırakabilirim kendimi idam sehpasından.


Gözyaşların  vuslat dolu bağrıma düştü,

Cansız bendenim sensizlikten yorgun düştü,

Bir ikbal uğruna ömrümden ömür söndü,

Bu gidiş yolu çoktan bana göründü.

                                              Kendine iyi bak

SON BEKLEYİŞ

Aylardan Ağustos ben hala seni beklemekteyim

Belki bir kapı aralığında gelirsin diye umut etmekteyim

Ve sen geldiğin vakit dokunduğun tüm kapılar çiçek açar

Belki bir çiçeğin yaprakları arasından gülümsersin bana

Aldığın bir gül demetinden elimi kanatmadan tutarsın

Sana olan sevgimi bahçene dikmeliyim

İşte o vakit anlarsın bendeki beni

Aylardan Ağustos ben hala seni beklemekteyim

Oysaki geleceğim demiştin

Keşke şu ay ışığında gelebilseydin

Ruhuma dolansaydı kolların

Gözlerim gözlerinde mühürlenseydi

Bedenim bedeninde yok olsaydı

Bekledim de gelmedin

Belli ki bu yıl da gelmeyeceksin

Güzellikleri seninle yaşamak için bekleyeceğim

Aylardan Ağustos ben hala seni beklemekteyim

Seni beklemek bekleyişlerin en güzeli

Ben şimdi bir kar uykusundayım

Ölürsem kapanır yollar geriye

Ben mezarımla sırdaş olur, beklerim

Hangi yıldızdır bilmem gözlerin

Kayar da düşerse üstüme ben benden geçerim

Yıpranmış divaneler gibiyim

Söylesene ben bu zulme layık mıydım?

Karada balık gibi nasıl yaşarım? Söyle

Aylardan Ağustos ben hala seni beklemekteyim

Sen gelmeyince zamanı, zamana şikayet ettim

Mevsimleri ayarla geleceğim demiştin

Bu yorgun gözler kaç mevsimdir beklemekte

Bir anlatsam içimdekileri

Bir haykırsam çığlıklarım, atar damarlarımdan gelir

Yasını tutuyorum kararttığım düşlerimin

Seni beklerken umudum baygınlaşır

Aylardan Ağustos ben hala seni beklemekteyim

Korku beklenilmez kapıda

Şimdi kimbilir olduğun yerlerde

Gözlerin kaç kişinin gözünde gezinir

Sen kaç köşeli bir yıldızsın

Belki aklına düşerim

Gökyüzünde bir salıncakta buluştuğun vakitte

Aklına düşerim, gönlüne kayarım

Kalkıp bana gelirsin, beni özlersin

Sana olan aşkıma diz çökersin

Gel Başıma Söyle Bana

Yağacağını biliyorum az sonra yağmurun
Islanacağım…
Atacağım her zerremi yağmur damlalarının düştüğü memlekete
Islatacak ve bir şeker gibi eritecek yağmur bedenimi
Düşüncelerimi saklayacağım ondan
Yalnızım…
Beraber ıslanacak tek kişi bulunmaz
Oysaki yalnızlığı giderebilsem
Eğer ki yalnız olmasam
Onlar içinde eriyebilirdim
Fikirlerimi eritmemek şartı ile bir şeker gibi
Bölünürüm insanlardan ondan
Yaşasın diye Cumhuriyet!
Amacım aşikâr
O bu şiiri okur ise artık şairimdir
Artık şair olmuşumdur
Lakin hiç bilemeyeceğim biliyor musun?
Şairimdir belki de
Belli etmedin ama
Göçerken bu diyardan
Veya göçtükten sonra
Gel başıma söyle bana
Şairsin de
Okudum şiirlerini de
Arkasından şu kelimeleri söyle
Yaşıyor Cumhuriyet!
Rahat uyuyayım artık rahatsız iki metrede
Allah beni çağırmıştı
Sen gelene kadar dayanabildim ancak
Gidiyorum artık rabbin yanına
Şiirlerim sana emanet
Cumhuriyete emanet
Bilirim ki insan ölür
Sende öleceksin
Fakat Yaşayacak Cumhuriyet

Yalnızlığın Mezarlığı

Yalnızlık içimde büyüyen kor

Yavaş yavaş, inceden inceye

Ruhumu yakan

Çevremde kirli gülüşler, sahte suratlar, silik ruhlar

Beni yalnızlığın mezarlığına gömen

Çekiliyorum bir kenara

Etrafıma bakıyorum

Yerler, caddeler, şehirler parçalarla dolu

İnsanlığın parçalarıyla

Kimse farkında değil düşürdüklerinin

Kimse farkında değil kaybettiklerinin

Kimse farkında değil farkındalığın

Gökyüzüne bakıyorum

Umudun yağmasını bekliyorum

Bizi insanlığımıza kavuşturacak olan

Sonra denize bakıyorum

Huzurun gelmesini bekliyorum

Bizi insanlığımıza bağlayacak olan

Sonunda beklenenler geliyor

Yalnızlığımın kabuğu kırılıyor

Uyanıyorum dünya uykusundan

Beni karşılıyor sonsuz güzellikteki insanlık

Ve varıyorum kalabalığın eşsiz tadına

Yaşamın Vazgeçilmezi

Yalnızlık ufkunda beliren keskin bir ışık, minik bir pırıltı gibi yüzüne vurur ve yaklaştıkça büyür sonunda karanlıklar içinde aydınlık kaçınılmaz olur. İşte o pırıltı umuttur önce göz bebeğine düşer, sonra kalbine, en sonunda bütün bedenini esir alır ve ruhun aydınlanır. Bir tohumun toprağa, çekirdekten çınara geçmesi misali; gölgesinde mutluluk rüzgarı, meyvesinde aşkın ikramını verir sana… Bu bir hikâye değil bu hakikatin ta kendisi, ömrüne ömürler getirecek yaşamın vazgeçilmezi!

Işığa Doğru


Rağmenlere kilitlediğin her şeyin başlangıcı “vazgeçmemek”. Ufukta bekleyen ışıkta, kalbinde ve ruhundaki umutta vazgeçmemek sırrında saklı. Düne ektiğin tohumlar bugünün nefesi, yarınların mirası olacak. Vazgeçmemek sırrının ilk anahtarı inançtan gelir, inanmak sonsuz kere inanmak… Herkes olamaz, olmaz bırak dediğinde yine de inan çünkü yola revan olanlar yola inanlardır ve yolun sonunda kazananlar hep onlar olur. Sana tersini söyleyen, yoldan dön, vazgeç diyenleri ömür durağının müsait bir yerinde indir, zira yola onlarla devam edemezsin.

Hayat Yolu


İnanmak kalple olur. Önce aynadakini ve sonra yine aynadakini inandırman gerekir. Aynadan kalbine yansıyan tüm inançların -eğer vazgeçmezsen- bir gün gerçeğin olacak. Çünkü kalp yanılmaz, onu dinlersen mutlaka kazanırsın diyemem, yenilirsin bazen ama her seferinde daha güzel yenilmek ister yüreğin. Sen de bir kez daha yenil, zira ne demiş Sezai Karakoç “Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır…”

Daha kendi ile savaşında bile yenik düşen insan yaşadığımız bu yılgınlar çağında nasıl zamana galip gelsin ki? Yine de zamana inat tutunmak bir kalbe, bir umuda, bir yola…

Kalbin inancını yitirmezse, direnirsen inatla bil ki yüreğinde tuttuğun o samimi duan ve niyetin göreceksin bir gün kuş olup konmuş kapına, anahtar olup açmış kapılarını. Eğer emek verdiğin yolda gördüğün zahmete katlanamayıp vazgeçersen yolu hak etmeyene vermiş olacaksın. Neden bu dünyada haklı olan hak eden kazanamıyor anlıyorsun değil mi?

Yaşamın kendisi bir savaş, herkes savunma hattında kendini savunuyor ve kimse karşısındakinin ne kadar yara aldığını görmüyor; görse belki durup dinleyecek “Gel vazgeçmeyelim insan olmaktan çünkü insanlığımızı unutmaya devam edersek bu savaş hiç bir zaman bitmez” diyecek.

Hayatta tutunacak dalım yok deme her gün gözlerinin önüne uzatılan sonsuzluk dalını gör yani gökyüzünü, toprağı, ağacı, aşkı, merhameti ve bunları sana gösteren Zât’ı gör çünkü onlar bu hayatı değerli kılan yaşamın vazgeçilmezleri.

Şimdi aynadakine bak ve söz ver, nefes aldıkça vazgeçmek yok! İnsanlığımın hakkını verip öyle yaşayacağım ve kalbimle çıktığım tüm yollardan asla vazgeçmeyeceğim ve bir gün umudumu sevgiyle taçlandıracağım.

İşte insanca yaşamak dediğin budur, her koşulda yenilse de asla pes etmeyip vazgeçmeyenlere sevgilerle…

Sessiz Kaçışlar

Seninle veda türkülerindeyiz.
Trenler beni almadan,
Seni ise bana vermeden geçiyor.
Sürekli bekleyen yolcuyken,
Çirkin yaralarım kanıyor.
Kaburgalarım sığmamış ruhumu zorluyor.
Biraz ölüyorum beni hoş gör.
Kendimden kaçarken sana yakalanıyorum.
Bu dünya beni bırakmış,
Bense bu dünyaya hiç ait olmamışım.
Tutunmaya çalışan bedenim,
İnsanlığın günahıyla üzerimi kirletmiş.
Hayâlı bakan gözlerim, kimseye yuva olmamış.
Büyük bir enkaz yığınıyken,
Kimseyi göğsümde barındıracak odam olmamış.
Sen beni hoş gör.
Yüreğim daima yanı başında.
Bitmeyen sevgim gölgenin kıyısında.
Ruhum pencerenden esen rüzgarda…

Bilinmeyene Mektuplar V

Sevgili Lusin,

Günler kendini bir kuma dönüşmek için harcarken sana yazmayı seçtim. Geçiyor her şey. Sana yazarken de geçiyor. Dizlerime bakıp düşünürken de. Bu kadar çabuk olması normal mi? Bilmiyorum, Lusin. Dalıyorum bir denize doğru bakışlarımla, “Söyle. Sen misin durgun olan, yoksa ben mi?” diyorum. Sonra onu bir şiire konuk ediyorum gözlerimle.

“Bir dalgalı, bir sessizsin,
Söyle bana, niçin gülmezsin?
Bazen bir şiire konuk olursun,
Bazen bir kuşa denk.
Bir gülümsetir, bir ağlatırsın,
Söyle, bana niçin gülmezsin?
Hep başkalarına, hep başkalarına.
Bir şair neden gülemez sana baktığında?
Söyle.
Kelimeler mi ağlar öylesine,
Yoksa bir hüznü mü arzularsın o geldiğinde?
Bir dalgası vurduğu zaman şehrinin kıyısına.
Geçtiği zaman o seslerin,
Saç tellerime kadar uzandığında o rüzgarın,
Hayalimde kurduğum dünyada yaşamaya devam edeceğim.
Söyle bana,
Bir şair mi bilir böylesini?
Bir şair bilir.

Bir fırtınalı, bir sessizsin.
Söyle bana, niçin gülmezsin?
Baktığında sana tüm o kapılarım,
Açtığı zaman ardına kadar benliğini,
Sanki ruhumu avuçlarcasına şehrime gelirsin.
Söyle bana, niçin öfkelenirsin?
Bir şair bilir böylesini,
Bir şair bilir, neden döküldüğünü bir denizin.
Baktığı zaman her bir damlasına.
Söyle bana mavi,
Gökte ve yerde,
En çok kime gelirsin?
Bir şair bilir böylesini.
Bir şair bilir. “

Lusin, seni bir denize bakarken gördüm o gün. Bakışlarınla denizi kucaklıyor gibiydin. Bir şair bilirdi böylesini, öylece yazdım bir kağıda. Günler geçerken eline vermek için. Biliyorsun, sana yazmasam ben fırtınalı bir yaprak olurum denizinde. Sevgili Lusin, seni çok yorgun görüyorum. Neden böylesin? Her zaman bir yıldızdan aşağıya doğru sarkıtıyorsun kendini. Saklanıyorsun, Saklanıyorsun. Neden gözlerini kapatıyorsun? İnsanlar bu kadar mı korkutuyor seni? Oysaki küçük gülüşlere muhtaç kalan bir sen vardı öncesinde. Şimdi neden gülmezsin? Söyle bana, yaşayacağımıza dair söz vermiştik birbirimize. Neden oynayamıyorsun bu küçük oyununu? Sen değil miydin bir kuşa bakıp gülümseyen? Şimdi neden doldurur o küçük gözlerini? Ah, Lusin. Sen ve ben küçük bir parçasıyız bu ayın. Bir süre uzaklaş olduğun yerden ve bir bak o köşene. Ne kadar da küçülüyor değil mi olduğu yerde? Peki nasıl olur da her bir gözyaşın daha büyük olur? Sadece bir saniye nefes al ve durdur zihnini. Sensin tüm o kapıları açan, sensin benliğini bir denizde boğduran. Gözlerini aç, Lusin. Orada seni bekleyen bir kağıt olacak. Ne zaman gözlerin kapanırsa, o kağıt oraya düşecek. Ve zamanla yaprakların değişmesi gibi, sen de değişeceksin. Belki daha güçlü geleceksin geri, belki daha küçük. Bil ki, tüm sorunları kucaklayan insandır. Oysaki ben istemiyorum hüzün kokan bir cümleyi defterimde, sen de isteme o gözyaşını mürekkebinde. “Yazıyorum, çünkü varım.” de.

Yazıyorsun, çünkü varsın Lusin. Eskimeyecek bir yaprağı defterinin, hep izleyeceksin cümlelerini. Dizlerin kanayacak ormanında belki, “Anne, bul beni.” diyeceksin. Sen kendini bulamazken. Yapma, Lusin. Sırtındakileri alacağım, seni bir denize bırakacağım öylece. Sadece koşacaksın ve o an göreceksin ellerinde hangi yıldızların olduğunu. Gülümseyeceksin, çünkü ben varım, Lusin. Sen yönünü kaybettiğinde yıldızın olacağım ışığınla. Bir yanın yaşamak isteyecek. Ben de sana bırakacağım o umut kokan cümlemi.

Sadece,
Tut ellerimi, Lusin.
Seni yaşatacağım.

MÜTEHASSİS.

  • Eskiden;
  • Böyleydi yaşam,
  • Gaz lambası,
  • Masada duran eski bir radyo…
  • Soğuk bir kış akşamında..
  • Radyodaki müziğe kendini kaptırmaya,
  • Anıları yaşamaya çalışıyorum…
  • Ne güzel zamanlardı.
  • Anı kokar bazı odalar.
  • Şakaklarımdan çocukluk hüznü,
  • İçimdeki yüzyıl harpleri, virane ediyor…
  • Yüreğimi melun bir sancı iğleniyor…
  • Şimdi bazı şeyleri özlemle geçiştirdim.

Tramvay Durağı 12.Bölüm

Tramvay durağına girişte kart okuttuğumuz turnikeler var ya, oradan geçerken omzumdaki ve sırtımdaki çantalarım sebebiyle çoğu zaman takılıyorum. Yan dönerek çapraz dönerek bir şekilde geçmeyi başarıyorum. Bazı zamanlar tuhaf bulduğum telaşlı halimle birlikte başımdaki kulak üstü kulaklığım ve onun, cebimdeki Farid Farjad enstrümantallerine uzanan kablosu da beni dışarıdan kalabalık gösteren detaylardan biri. Gözlüğümü, canım isterse taktığım bilekliğimi ve sanki sürekli içiyormuşum gibi elimde tuttuğum küçük su şişesini saymıyorum bile.

Haklısınız, bazen ben de soruyorum kendime “Neden bu kadar kalabalık?” Cevabım şu oluyor “Çünkü sevdiğim şeylerin bende bıraktığı huzur, onları yanımda taşımanın ezasından daha ziyade.”

Çantamda bu kadar kıymetli olan ne mi var? (Youtuber arkadaşların video başlığı gibi oldu sanki biraz) Birinde; okuma kitabım, resim defterim ve diğer gereçler, fikrimden içimden gelip geç-en-meyen-çok şeyi yazdığım defterim, kalemlerim, yedek kulaklığım vs. Diğerinde bir kol çantasında ne bulunursa onlar işte. Diğerinde ders notları…

Biliyor musunuz, çoğunlukla kendi iç muhasebelerim ve mânâ muhabbetlerimle zaman değerlendirmeyi seçerim. Yanımda her yere götürdüğüm bunca lüzumsuz gibi görünen şeyler(!) ve yalnızmış izlenimi veren bir görüntüye rağmen, sisli perdemin arka yüzündeki sayısız düşünceyi, diyaloğu, hayali, besteyi, cümbüşü… görebilen gönüllerle de ama sözlü ama sözsüz, muhabbetleşmeyi çok severim. Bunun yerine çözemediklerinde -Dostoyevski’ye selâm olsun- olumsuz önyargılarını kullanmayı tercih eden bakışlar da… Sanki kalabalık olan, onların gözleriymiş gibi geliyor bana. Ve çoğu zaman toprakta, kitap sayfalarında, çizimlerimde, kalemimde, (reklamı atla ve) play tuşunda tutuyorum bakışlarımı. Ara sıra da ağaçlara, kuşlara, bulutlara, sokak lambalarına, evlerin pencere ışıklarına, uçsuz bucaksız maviye/laciverte/siyaha ve yıldızlara uzanıyorum. Kalabalık bakan bakışları görmeyi tercih etmediğimden, gözlüğümü çıkarıp 2.75 astigmat/miyop gözlerimle bakıyorum dünyaya. Her şey değişiyor, yüzüne baktığım insanların kalabalık bakan gözleri puslanıyor, güneşin ışığı daha da parlaklaşıyor, eserken rüzgâr göz akıma dokunuyor, kirpiklerim acıyor.

Ya sizler? Tramvay durağına giriş turnikelerinden rahatça geçebiliyor musunuz? Gözleriniz ne kadar kalabalık, ne kadar yalnız görünüyor bakışlarınız, nasıl görüyorsunuz dünyayı bilmem kaç derece yakın ya da uzak “gözlüklerinizi” çıkardığınızda?..

Bulutların Üstündeyim

Nedir bu hissettiğim

Beni hayallerimde boğan, beni çıkmaza sokan

Kimdir bu beklediğim

Beni gözlerinde hapseden, beni kalbinde mühürleyen

Günler geçiyor, insanlar geçiyor, acılar geçiyor

Bir sen geçmiyorsun bir de sana olan hasretim

Bekliyorum seni

Bulutların üstündeyim

Şeklini hayallerimden alan bulutların

Görüyorum seni

Biraz değişmişsin sanki

Ama yüreğimi delip geçen bakışların aynı

Yürüyorum sana doğru

Ama yaklaşamıyorum

Uzanıyorum sana doğru

Ama dokunamıyorum

Sonra kayboluyorsun

Sen kayboluyorsun, bulutlar kayboluyor

Düşüyorum yere doğru

Bedenim parçalanıyor, ruhum parçalanıyor

Kalbim kalıyor geride

Kalbimin içinde de bir tek sen kalıyorsun

Proletarya Ruhların Selamı

Okuma yazma bilmeyen,
Bedenleri yoksul,
Ruhları zengin,
Yanık türküleriyle ateşi harmanlayan,
Dudakları kuraklığa esir düşmüş,
Çocuk çobanların selamını getirdim sana
Proletarya ruhların selamı bu…

Diyarbakır’da, Mardin’de, Van’da…
Yoksulluğunu yırtık ayakkabısıyla,
Gönlüne kazımış geleceğin umutlarının,
Sevdası boğazında kurutulan;
Esmerlerin, dilberlerin selamını getirdim sana
Coğrafyasına, prangalarına esir düşmüş,
Kader kurbanı ruhların selamı bu…

İçten ağıt yakan annelerin,
Köşe başlarında sessiz sedasız ağlayan,
Alın terinin içinde boğulan babaların da selamını getirdim sana
Yürekten verilmiş, ilkel sanılan,
Hiç kitap okumayan, hiç okula gitmemiş ama
Aydın ruhlu insanların selamı bu…

Yağmurun Altında

Gündüzün geceyle karıştığı bir zaman diliminde,
Kendime olan bakışımdı aynada gördüğüm,
Sanki küçük bir balıktı okyanusunda kendini arayan
Söyle bana kelebeğim, neden bu kadar uçmak istersin?
Hangi yeri olursa olsun bir cihanın,
Basacağın yer kendi toprağın olacak.
Biliyorsun, her şeyden kaçacağını,
Ve biliyorsun ki ruhundan kaçamayacağını,
Öyleyse bir aynaya neden küskün kalırsın?
Sen değil miydin yarına gülümseyen oracıkta?
Sen değil miydin kendini saran küçük bir kutucukta?
Bana bakan bu kırgın kim?
Elleri titriyor balığımın, parçaları dökülüyor gökyüzüme,
Dağılıyor, dağılıyor ve dökülüyor yeryüzüne.
Yağmur geliyor karanlık ormanlarına bu şehrin,
Beyazlatıyor her bir yanını ruhların,
Dağılıyor, dökülüyor yeryüzüne.
Bakıyorum, bendim bu gökyüzüne bakan o siyah sokakta,
Bendim şiirler yazan o kırık lambaya,
Bir cümlenin altında kalan benim ruhumdu.
Bir şair neden dökülür dedim kendime,
Daha çok yazsın diye dedin bana,
Biliyorum, göğsüme batan acı olmasaydı,
Bu kadar dökülmezdi bu şair,
Dağılıyor, dökülüyor kalemine.
Bakıyorum, bendim tüm bunları kucaklayan o şehirde,
Kendine kalan bendim mürekkebin o siyah ucunda,
Yazdım, döndüm, dolaştım.
Bir güneşe aldandım.
O gün,
Bir güneşin sıcaklığına aldandım.
Yaşamak, dedim.
İşte yaşamak.

Yazıyorum,
Neresi olursa bu şehrin,
Gözlerimde taşıyorum her bir kelimesini,
İçime atıp da kaleme bırakıyorum sonra kendimi,
Nasıl da buluyorum bu bedeni kaçtığım o sokakta,
Sanki daha çok yazmak için buluşuyor kendiyle,
Karanlık bir aynasında o şehrin.
Soğuk bir kaldırım taşıyla bakışıyorum o an,
Kendi gerçekliğinde çarpılan bir ruha dönüşüyorum,
Çehresi korkutuyor defterimi,
Kaçıyorum,dökülüyorum yeryüzüne.
Böylesine niye ağlar insan içine?
Yaşamak, dedim.
İşte yaşamak.

Kuyu

Bir çocuk geçiyor uzaktan.
Kurumuş gözyaşları kirli yanaklarında
Kızarmış burnunun etrafında kırık düşler saklı
Kaybolmuşluğun izleri sürüyor ürkek adımlarında
Delik cebine sakladığı soğuk elleri
Yavaşça okşuyor rüzgarın öptüğü saçları
Yolun ortasına acımasız savrulmuş cam parçalarının,
Hissizce üzerinden geçiyor yalın ayak
Birkaç söz mırıldanıyor çatlamış dudakları
Kaçtığı bütün yalanların
Ilık terleri süzülüyor ensesinde
Bir baba elinden tutuyor sımsıkı
Duvarları dökük evin kimsesiz hatıralarında.
Bir anne son yemeğini pişiriyor
Kalabalıktan sakındığı renksiz bakışlarında.
Yalnızlıktan küflenen zincirleri vuruyor birbirine
Coşkunun çığlıklarını ağırlamış onlarca salıncağın.
Hüzünden unutulmuş çiçekleri soluyor pencerelerin
Birbirini tanımayan yüzler saklı odalarda.
Bir abla koşuyor telaşla ansızın
Silik anılarında, üstü çizilmeyen satırların.
İnsanları yakalayamıyor artık kuşlar
Peşinden sürüklerken kirli yarınları dünyada.
Bir çocuk geçiyor uzaktan.
Bulutlar gözyaşı döküyor avuç içlerine
Yarım kalmışlığın kısık uğultusu kulaklarında
Kolları sarılı yüreğinde umuttan yoksun
Ne trenler kalkıyor dönmemek üzere.
Uyanamadığı gecelerin izleri rüyalardan 
Korkak bedenine fısıldıyor, sağdan sola.
Parmak uçlarında süzülürken rengarenk uçurtmalar
Göğsüne dolan yalanların kapısında
Zaman gibi tükeniyor, siyaha doğru.
Varoluş kavgası verdiği onlarca çizgi alnında
Hayatsız dalgaların tepesinden
Söylenmeyen kelimeleri seyrediyor usulca.
Büyümek denen bu aldatılmış şarkının
Yırtık mektupları seslendiren sıcak toprağından
Kendini saklandığı kuyulara bırakıyor.
Bir çocuk geçiyor uzaktan.