Ruh Yükü

Issızlığın ortasındayız. Ne yana dönsek sancılı ve bir o kadar yalnız insanlığımız. Hikayeler mutlu sonla biter derlerdi. Biz hangi hikayenin, neresindeyiz? Kahramanı olmayan hikaye olur mu?

İçimizde yaşayan, kahramanı olmayan bir hikaye var. Besledik, büyüttük onu bugüne kadar. Dünden bugüne hep cümlelerin karmaşasını yaşıyor bedenimiz, koltuk başında uyuyan baba gibi yorgunuz ama ruhumuz dimdik ayakta…

Bu pazarları hiç sevemedim, bilmem nedendir bana ayrılığı hatırlatır. Çok saçma, oysa bir pazar günü terk edilmişlik yaşamadım hiç. Ah, size umut dolu sayfalar yazacaktım, bak yine hüzün aktı kağıda, bilirsiniz kalemi gözyaşı. Genciz dedim, nedir bu acı, dedi zordur buralarda genç olmak. Bir kere kaygısı var derya kadar, derdi var ama ekmek kavgası değil… Sevmekle, sevda ile başı zaten dertte. Ha bir de umudu var, gökyüzü kadar mavi ve ufuklar kadar büyük.

Geleceğinden emin olduğum bir geçmişin içinden geçiyorum. Geçmiş geçen zamana denir, yani az öncesi ama sanma ki geçer… Yalandır inanmayın, inandırmayın; çünkü zaman sadece çeyrek geçer, anılar geçmez, hissedilenler geçmez, onlarla birlikte geleceğe doğru geçeriz, hepsi bu.

Diyorum ki, hayat filmimizde “son” yazısı çıkmadan bir umut tabelası asmak lazım gönül kapısına.
“Bir umut”, her şeye bu sırla başlamadık mı? Hayat, bir umut yaşanmıyor mu? Mutlu olmak, huzura kavuşmak için bir umutluk nefes almıyor muyuz? Tüm bu sorular beynimde ahenkle dans ederken ben de o ahenkle göğe her baktığımda bir umutluk nefes alıp gönlüme diyorum ki,

sana bugünü veren dünü vermişti, belki yarını da en güzel şekilde verecek, peki sen ona ne vereceksin?

Cevabını bulmak zorunda olduğum bu sorumluluğun yükü çok büyük ama yine de o sorumluluğu kalbimde taşımalıyım. Ve biliyorum ki bu sorumluluğu yüreğinde en güzel şekilde taşıyanlar yarınların bahtiyarları olacak.

Sevde AKTAŞ
Nisan 2022

NO COMMENTS

LEAVE A REPLY

Bir yorum girin
Adınız

Exit mobile version