Alışmak

Heveslerin ortasında dönüp duran bilinmez bir yolun yolcusuyuz. Bu öyle bir yol ki her durağında adına ayrı ayrı kapılar açtıran aynı kilidin ucuymuş meğer…

Karmaşık gibi görünsede aslında dümdüz tepeden tırnağa insana has bir özellikmiş, alışmak… Belki bir lütuf, belki bir ceza, belki de bir umut; iki ucu iki yandan sivri olan iğne gibi tut tutabilirsen bu tutarsızlığı neresinden. Her ne açıdan baksam ne acılar gördüğüm sanki bir kördüğüm misali. Şükretmeye sebep olan lütuf muydu kendisi?
Olmasaydı insanın içinde, iç acılarına dayanabilir miydi bunca bölünmüş hikayelerin. Ya da tam tersi kaybettiği benliğinin farkında olurdu varlığı içinde olmasaydı.
Onca kelimenin kalabalık ettiği yaşam denen türküye sımsıkı bağlayan, her zorluğu her an kolaylaştıran alışmak değilde neydi ?

Öyle çok şey birikmiştir ki alışmak denen bu yaradılış gerçeğinde, anlat anlat bitmez. Yaşayarak tecrübesini sırtlayacağın bir yük gibi taşırsın geleceğe. Yük dedimse bir kuş tüyü kadar hafif alışmalarda var, bir taş yükü gibi olan alışmışlıklar da. Taşı yüklediysen omzuna ne denir bilinmez, buna söz kifayet etmez, yaşayarak öğrenirsin. Canını yakana kadar kendini sevdirir, canın yandı mı anlarsın. Ve bazen çok geç kalırsın kendine, canın yansada artık bırakamazsın…


Bir bataklık içinde debeler durur seni o alıştığın karanlıklara alışmalar. Bir kanadında ben dediğin tüm benlik savaşların, diğer tarafında içinde yıllardır biriken kalbinin karanlığına sebep olan alıştığın şeyler. Tam bu eksende hatırına gelir insanın “hani alışmak güzeldi, hani kolay kılardı herşeyi”. Sonra anlarsın elini bile kullanış şekline göre değişirdi her şey, ya sımsıkı tutar şefkat verir bir yüreği ısıtırdı ya da dokunduğu yerde can yakardı eziyetle. Velhasıl hepsi senin elinde avuçlarındaki sırda saklıydı…

Acılar yetişmez zamana, evet acı bir kayıp bile bir kuş tüyü olur zamanla yüreğinde, varlığı hep göz önündedir ama eskisi gibi yük etmez ağırlık vermez kalbine.
İşte hepsini toplasan parçalasan bölsende günün sonunda elinde hepi topu tek bir doğru kalır, zaman alışmanın en güzide rehberidir.

Kimi an içinde kısacık, kimi belki bir ömür kadar uzunda olsa yolun sonunda beklenen son kabullenilmiş alışmaları kucaklamak olacaktır. Çünkü insan olduğunu bilmen kıymetini görmen tamda orada, kalbine kolaylıklar sunan “alışabilmek” gerçeğinin kıymetini bil ve onu güzel hasletlere yönlendir. Rehber olan zamanın ekseninde görüpte anlayacaksın ki yönün hep güzelliklere doğru akıp gitmiş…

NO COMMENTS

LEAVE A REPLY

Bir yorum girin
Adınız

Exit mobile version