Rötar Yapmış Otobüs

Gece vakti bir otogarda tek başıma, hava da fazlasıyla soğuk iken,
vaktinde gelmeyen otobüsün yolunu gözlerken, düşünceler ve soğuk
aynı anda bastırır.

Merhaba bir şey soracaktım. Rötar yapan otobüsü
otogarda bekleyen ben ile soğuktan burnu donmuş ben
aynı bedende hapsolmuş. Müebbet yemiş, birkaç cinayet
suçundan ötürü. Aklım bir siyahinin 1960’ların
Amerika’sında yaşarken hissettiği karışıklık kadar karışık.
İyi değilim sanırım ben. Bir sahilin öteki tarafındaki
kıyıyım, kimsenin ayak basmadığı. Dini bir kitap gibiyim,
hiçbir dindarın eline almadığı. Birkaç tane yoldan
hepsiyim, hiçbirinin doğru yola çıktığı yok, benim de artık
o yollarda ilerleyesim yok. İnancım kurak bir çöle
uğramayan yağmurdan farksız; asla gözükmüyor. Ben çok
zengin bir sofraya asla oturamayacak fakir bir genç hem
de kafamın eriştiği cennette huzur bulan bir zengin.
Anlamsız cümleler anlam barındırmayan hayatların sahibi
insanların ağızlarından dökülür, kimisi ayıplar kimisi ise
garipser. Ben sefil bir hayatın parçacıklarıyım; asla
toparlanmayacağım, asla da birisi beni alıp birleştirmeye
tenezzül etmeyecek.

NO COMMENTS

LEAVE A REPLY

Bir yorum girin
Adınız

Exit mobile version