17.5 C
İstanbul
Salı, Ekim 15, 2024

Geleceğim

Beklediğimi düşünme…
kitaplarda, sayfa sayfa arıyorum seni…
rastlaşırsak öpeceğim kurumuş dudaklarından.
Bir zaman yok,
bir mekan yok…
Belki Nazım Hikmet‘in bağrımı delen,
hasret kokan bir mısrasında.
Belki Ahmed’in Leyla’sına yazdığı mektuplarda,
kim bilir,
Belki de Sanço’nun sadakatinde.
Bir anne, rahminden bir yaşam doğururken,
bir şair ölürken yazdığı mısralarda
gelirim sana
altını çizdiğim cümleleri birleştirip,
yüreğine uzanan bir yol yaparak…
kirpiklerinden düşen her teli,
demet demet toplayıp şiirlerime asarak,
başımı alıp ayaklarımın götürdüğü yerlerde,
karşılaştığım her çocuğun gözlerinden topladığım
masumiyeti ve berrak sevinçleri yaralarıma sarıp;
geleceğim sana…
Yokluğun üşütürse,
gözlerimde yakıp ısınacağım bakışlarını…
geleceğim sana;
Nefes almaktan vazgeçerse ciğerlerim,
göğün mavisine küserse gözlerim
yaşamın son demlerinde,
kalemime asıp öldüreceğim duygularımı,
şiir akacak gırtlağından,
kanımı vücuduma bölüştüren kalbim;
gürültü yapmaktan vazgeçip,
sığınırsa sessizliğin gölgesine
Geleceğim sana;
ellerimde solup kuruyan, paramparça olmaya yüz tutmuş,
kokusunu kaybetmiş çirkin çiçeklerle…

FATMA HAVİN KELEKÇİER

READ  (G)özlerim (S)özlerim
Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Related Articles

CEVAP VER

Bir yorum girin
Adınız

- Advertisement -spot_img

Latest Articles