Yavaşla / Kemal SAYAR

“Bu Dünyadan Bir Defa Geçeceksin”

Merhaba!

Ağustos ayında, daha önceden okuduğum birbirinden anlamlı iki kitabı yorumlayacağım. Yorumlamak dedim fakat, böylesi muhteşem eserlere yorum yapmak benim haddim değil. Sadece okurken bende bıraktıkları izlenimleri sizlerle paylaşmak istiyorum. Kusurum olursa affola.

İlk ele aldığım kitap, Kemal Sayar hocanın kaleminden, “Yavaşla”.

Fakat kitaptan önce ben, tam da günümüz insanına hitap eden bu harikulâde satırları bizlere sunan güzel insandan bahsetmek istiyorum.

Bir çoğumuz Kemal Sayar ismini duymuşuzdur, belki de bu isme aşina olanlarımız vardır aramızda, hatta yakînen tanıyanlarımız. Bense, onu tanımakta geç kaldığım kanaatindeyim. Kemal Sayar ve onun gibi daha nice şahsiyetlerin varlığına, onların tecrübelerine, lisanlarından dökülecek her cümleye özellikle biz gençlerin çok ama çok ihtiyacı var.

Zira O, kendini insana, insan ruhuna adamış, yaptığını bir iş, bir maddiyat unsuru olarak görmenin ötesinde, sevmeyi, umursamayı, farkına vardırmayı, kalbe dokunmayı ve en güzeli de bunu yaparken haz almayı düstur edinmiş bir gönül erbabı fikrimce. Kemal hoca, sadece başarılı bir psikiyatr olarak değil, her yönüyle başlı başına örnek alınması icâp eden bir şahsiyet. Aynı zamanda samimi ve içten bir öğretici.

Onun sohbetlerini dinlerken yahut yazdığı satırlarda kaybolurken, ruhumun doyduğunu hissediyorum. Umarım bir gün, kendisini bizzat dinleme fırsatını yakalayabilirim.

Kitaba gelince, 244 sayfanın bitmemesi için nasıl idareli okudum bilemezsiniz. Bir gecede soluksuz bitecek kadar güzel, aynı zamanda akıcı olmasına rağmen, bir haftaya bölerek sindirerek okumayı tercih ettim. Her gün yeni satırları iple çekerek, gönlüme dokunan satırların altını çizerek.

Kitabın arka kapağında yazan şu cümleyle başlayacağım, “Kemal Sayar, daha akıllı telefonların, daha hızlı internetin ve daha hızlı otomobillerin çağında yaşayan bizlere, üzerinde “Yavaşla!” yazan bir tabela gösteriyor adeta.” Evet, bence hepimizin böyle bir tabelaya kesinlikle ihtiyacı var.

“O kadar hızlı gidiyoruz ki, ruhlarımız arkada kalıyor.” İçinde bulunduğumuz “modern çağı” bir cümleyle özetlemek gerekseydi, ben bu cümleyi tercih ederdim.

Yavaşla, farkında olmadan yaşadığım, öylesine ve hızla geçirdiğim her ânı, idrak etmeme vesile oldu. Bir çiçeğin yanından geçerken, yavaşlayıp kokusunu içime çekmeyi, yolda gördüğüm bir insanı fark edip tebessüm etmeyi öğretti bana. İnsan ilişkilerini sorguladığım bir dönemde, insanın neden yalnızlaştığını, ilişkilerin neden bu kadar uzak, gelip geçici olduğunu bu muhteşem satırlarda okudum, farkına vardım.

Okuduğum her satırda başka bir duyguyla kesişti yolum. Ve her satırda, “Evet evet, işte tam benim hissettiklerim.” derken buldum kendimi.

Sevgi, saygı, merhamet, adalet, kısaca bizi biz yapan tüm değerleri ve bunların insan ilişkilerinde ne denli mühim olduğunu, sebep ve sonuçlarıyla bir bir ele almış Kemal Sayar. Hızla birlikte elimizden kayıp giden her şeyi yavaşlayarak, duyarak, anlayarak, hissederek kazanacağımızı söylüyor bize. “Dünya, yeşerecek tohumları bekliyor.” diye ekliyor.

Bir de reçete var kitapta, hayatı daha anlamlı kılmak, doya doya, tadını ala ala yaşamak için. Okurken en keyif aldığım bölümlerden biriydi. 21 maddeden oluştuğu için buraya eklemedim.

Cümleler o kadar net, o kadar akıcı ki, okurken hayran kalmamak elde değil. En güzel yanı da, bilimsel ifadelere, deneylere, bilgilere boğarak, sıkıcı bir anlatımla söylemiyor, psikiyatr kimliğiyle edebi yönünü harmanlayarak, kendi hissiyatını katarak aktarıyor biz okurlarına. Günümüzde bir çok kişisel gelişim kitabında geçen kurallar, teknikler, taktikler yok kitapta, insan var.

Yavaşla’da, gencinden yaşlısına, evlisinden bekarına, anne-babalara kadar herkesin kendinden bir parça, hayatından bir kesit bulacağından şüphem yok.

Günümüz insanının hep yakındığı, hiçbir şeye yetişememe, geri kalma, kıyaslama, güvensizlik, depresyon, değersiz hissetme, yaşamdan haz alamama ve saymadığım daha bir çok problemin çözümünün, yavaşlamaktan geçtiğini vurguluyor Kemal Hoca.

Ve “İnsan, ötekinin yüzünü arayan bir varlık.” diyor. Hepimizin içinde yatan o sohbet, samimiyet, içtenlik, yoldaş arayışını bir başkasında bulacağımızı söylüyor, git gide yalnızlaştırılmaya çalışılan bizlere. İnsanın devasının insan olduğunu hatırlatıyor, unutkan gönüllerimize.

Altını çizdiğim her cümleyi buraya aktarmaya kalksam kitabı tamamen yazmam gerekecek. O sebepten son bir alıntıyla bitiriyor ve en kısa zamanda “Yavaşla” ile buluşmanızı tavsiye ediyorum.

“Sevmek için zaman ayırmak gerekir. Bilmek için zamana ihtiyaç duyarız. Güzelliği ancak zaman ayırarak fark ederiz. Zamanla olgunlaşırız. Lütfen yavaş gidiniz.”

NO COMMENTS

LEAVE A REPLY

Bir yorum girin
Adınız

Exit mobile version