Yanlış İnsanlar İstasyonu

Sanki evrendeki tüm yanlış insanların benden başka gidecek bir yeri yoktu. Yol üzerinde lastiği patlayan kim varsa bende şişirmeye çalışıyordu sönmüş duygularını. Uzun bir şehirler arası otobanda benzini bitmeye yakın ve gözü bir benzinlik yok mu diye kaygılanan tüm binek araçların, görür görmez kendini attığı o ismini hiç bilmediği benzinlik gibiydim. Alelacele bir mutlulukla girdiği, ama sonrasında hep söylendiği. Yanlış insanlar istasyonuydum ben. Yalnış insanlar istasyonu.

Dünyanın bütün güzel mısralarını okuyarak kendimi motive ettiğim bir gecenin ağaran saatlerinde sana ağız dolusu küfürler etmekten alıkoyamadım kendimi. Nasıl olur da şairlere ait onlarca güzel kelimeyi insanlara iletmeye hevesli beni bu hale soktuğunu anlamaya çalıştım. Nasıl olur da içimde henüz doğmamış ancak doğmayı bekleyen sabırsız aşk cümlelerini bu denli tarumar edebildiğin üzerinde düşündüm bir süre. Ve sonra üzerini çoktan örttüğüm ve ölü kokusuyla tüm semti bezdirmiş olan aşka inancımı tekrar tomurcuklandırmaya çalıştım diye kendime sövdüm tüm iç organlarımı aynı anda titretecek kadar şiddetli.

Her zaman, “Suçu Kendinde Ara” mottosuyla yola çıkmaya başlayıp, tüm cezayı sana kestiğimi fark ettim. Ulan ot muyuz biz tek başımıza bitelim. İnsanız, insan. Seven, konuşan, gülen, sarılan, sevişen, duygusal bir varlık olan insan. Sevmeyelim mi? Güvenmeyelim mi? Paylaşmayalım mı? İnanmayalım mı?

Sevmeyelim canlarım. İnanmayalım. Güvenmeyelim ve bağlanmayalım.
Şayet çok sevmek istiyorsanız birini annenizi sevin. İnanmak istiyorsanız bir şeye kitaplara inanın. Güvenecek biriyse aradığınız aynaya koşun. Ve illa bağlanacaksak bir olguya yaşam olsun vardığımız kapı.

Ben,
Geldiğim onca yoldan,
Ettiğim onca yeminden,
Verdiğim ve döndüğüm onca sözden,
Aşık olduğum ve ağlattığım adamlardan,
Kaybettiğim umutlardan,
Ezberlediğim yalanlardan ve sarıldığım yılanlardan
İçimdeki tüm sevgiyi ispat etmeye çalışan cümlelere rağmen öğrendim ki,
Sevmeyeceksin kimseyi kendinden fazla.
Ve bir taşı başka bir taşın üzerine koymayacaksın bir başkası için
Eski zamanlarda kalmış bu tür aşklar.
Filmlerin ve kitapların esiri olmuşuz istemsiz.
Sevginin emek olduğuna inandırırlarken bizi,
Bize emek verecek kimse olmayacağını ihtimale katmamışlar belli ki.
Kendini sev.
Anneni sev.
Kedini sev.
Kitapları sev.

En tuhafı da ne biliyor musun sevgili okuyucu, bunca süslenmiş cümle ve süslenmiş kalabalıklar içinde,
Herkes beni minnoş bir aşk kadını sanıyor sırf edebi sözler ve şiirler paylaştığım için.
Oysa ki ben aşka hiç inanmıyorum.
Tıpkı bu örnekte olduğu gibi
Görünen başka, olduğun başka olabilir.
Gülen gözlerinin ardındaki hüznü görebilen kişilere çıksın yolunuz.
( Edebi bir bitiş için böyle yazdım, yoksa çıkacağına çok da ihtimal vermediğimi anlamışsınızdır herhalde)

Güzel günler sevgili okuyucu.
Bol mısralı
Güzel günler.

NO COMMENTS

LEAVE A REPLY

Bir yorum girin
Adınız

Exit mobile version