Tramvay Durağı 2. Bölüm

Penceremden seyrediyorum bugün tramvay durağını. Diyorum ki, boşuna yapmışlar şu bankları, sabahtan beridir hiç kimse oturmadı kim geldiyse ayakta beklemeye koyuldu. Yetişebilmenin derdinde gibi her biri, işleri var. Oturmak, dinlenmek zaman kaybı.

İşim yok benim, zaman mütemadiyen benim sanıyorum. “Boş boş oturmaktan başka bir işe yaradığın yok” derler bana. Yazmaksa koca bir bahane! Haklılar biraz. Kaçmanın en güzel yolu. Başka hiçbir yol bulamadım içime doğru. Dışarısı çekiyor, elbet bakışlarıma dokunuyor davetkâr dünya. Ancak yazarak reddedebiliyorum. Çünkü yazarken sadece gitmek istediğim yerlere gidiyorum. Beklemek istediğim tramvayı bekliyorum. Gelmiyor, isimsiz, gelmedi hiç belki gelmeyecek biliyorum, ben, özlemek istediğimi diliyorum.

Şu duraktaki yolcular… Onlar ne için bekliyor dersiniz? Herkesin bir telâşı var; sanki gelmesini umdukları tramvayı değil de gitmek istedikleri menzili gözlüyorlar gibi.

Bir yazı okumuştum “hissettiklerimi değil hissetmek istediklerimi, olduklarımı değil olmak istediklerimi yazarım” böyle diyordu yazar.

Hissettiklerimden başkası olmadım hiç. Denedim, yazamadım başka türlü. Bu yüzden siyah olsam beyaz kızdı, beyaz olsam siyah kırıldı. Renksizdim aslında hep, bu yüzden fotoğraflarda görünmezdim, kutlamalarda, bayramlarda. Bu bayram göründüm; bakışlarım, sağ üst köşedeki hayallerimdeydi bir fotoğrafta, diğerinde sol alt köşedeki hüzünlerimde…

Diyorum ki bir gün de şu tramvay durağındaki banklardan birine oturayım, öyle bir fotoğraf çektireyim. Kimse oturmuyor madem, ben dinleneyim.

2 COMMENTS

  1. O kadar doğru tespitler, o kadar güzel cümleler ki nereyi alıntılayacağımı bilemedim 🙂 Tramvay duraklarında ınsanların oturmuyor oluşu, yazmanın kaçmanın en kolay yolu oluşu, insanın gitmek istediği yerlere yazarak gitmesi, ‘sanki tramvayı değil menzili gözlüyorlar’…
    Harika bir yazı olmuş..

LEAVE A REPLY

Bir yorum girin
Adınız

Exit mobile version