İnsanoğlunun Fıtratı Ne Peki

Bugün hayatın bize her fırsatta sorduğu soruyu sordum kendime,
“Her şey  olması gerektiği gibi mi?”
Kim ne kadar doğru yerde doğru şekilde acaba.
 Bazen çok lezzetli olur yemeğimiz,
bazen yanmış veya fazla tuzlu,
bazen etrafımız çok kalabalık, destekçimiz çok, kimi zaman da feryat etsek de yanımızdaki duymaz.
Bir gün en pahalı kıyafetleri giyeriz, 
başka günde yama yaparız yırtık elbisemizi.
Yeri gelir methetmeye doyamayız hayatımızı,
yeri gelir sıkıntılarımızı anlamasınlar diye kendimizden geçeriz..
Bırakın başkalarını, çok değil bi iki sene önceki halimize bile mana buluruz.

Küçücük sivilceye söylenir durur, muhteşem yaradılışımızı övmeyiz.

Tuzu az olduğu için sevmeyiz, acıyı çok olduğu için.
Ekşide yüzümüzü buruşturur mesela, ama her salataya ekleriz..
Arıyı soktuğu için sevmeyiz, 
belki de bir köpeği havladığı için.
Kışın yazı ister, yazın ise güneşten şikayet ederiz.

Fıtrat nedir peki?
 Ateşin fıtratı söndürmek değildir elbette.
Örneğin bir köpek de miyavlayamaz değil mi?
Ve yine gök gürlerken göstermez termometre 35 dereceyi.

Birinin fıtratı yakmak iken, diğerininki söndürmektir dedik ya! 
“İnsanoğlu’nun fıtratı ne peki?”

Evrendeki bütün her şey ne gerekiyorsa onu yapıyor, bir hayvan, bir eşya bir ağaç, bir çiçek.
 ”Zıt  olan biziz aslında, ne tuz, ne şeker, ne sizi sokan arı, ne de ekşi olduğu için yüzünüzü buruşturan limon.

Sanırım bir tek insanoğlu dışında herkes, olması gerekeni yapıyor bu dünyada.

NO COMMENTS

LEAVE A REPLY

Bir yorum girin
Adınız

Exit mobile version