İadesiz Mektup 3

Bu sana son selamım, son merhabam bilinmezim

Çağımızın, yorgunluk denilen çarpık düzenine kalbim yenik düştü. Yazmaya kelimem yetmez, sığ kalır. Duygulara tercüman olmaz biliyorsun. İçimde yaşamana mukayyet olamıyorum. Veda etmeyi zaten beceremem, hiç sevmem de ama bu mağlup kalbim sessizce gitmeyi kabul etmedi.

Hayatın bir yerinden olur da çıkıp gelirsen söylemeye hacet yok evin sol üst köşemde, üç vefalık bir sevgi salonu hazır. Ne yapacaksın? Delidir, ne yapsa yeridir sözünün vücut bulmuş hali olarak karşına gelirim yine gülümserim 🙂 Çünkü ben akıl almaz bir gülüşün resmini içime çizmişim, üstelik tükenmez kalemle. Çizdim, çizdim çizdikçe ben tükendim… Adını umudun resmi koydum, tutunur da bir gün güzel günler atlayıp gelir yanımıza diye.

Gidiyorum diye üzülme, hayatın kanunu bu her güzel şey bitmeye yeminli; sanki biz koymuşuz gibi bu kuralı. Kabul etmek zorunda kalabiliyor insan bazen vedaları. Biri demiş zaten “yere göğe sığdıramadığım beni bir hoşça kala sığdırdı” diye. Merak etme sana hoşça kal demeyeceğim, hoş kalmanı her şeyden çok isterim biliyorsun ama bu gidiş bu bitiş bir sonunun başlangıcı olacak. Neden bu denli emin duruşum oysa ayaklarım yere basmaz iken gökyüzüne yetişemiyorum. Bilmiyorum sadece hissediyorum, hislerimi çok dinlerim keşke biraz sen sus da akıl konuşsun diyebilsem.

Yaralım

Yaralı ceylanın hikayesini bilir misin? Ceylan bir gün bir avcı tarafından yaralanır ama evine dönmek zorundadır eşi bekliyordur çünkü onu, adımları yavaşlar ama pes etmez sonunda ölse de yuvasına dönmelidir. Yuvasına ulaşır ama yuvası dağılmış kimsecikler yok tam üzgün bakışlarla boynunu bükecekken bir de ilerde ağacın arkasında eşinin olduğunu görür ama zor ayakta duruyordur. O da başka bir avcı tarafından yara almıştır ve o da yuvasını yuva yapan ceylanını görmek için direnmiştir. İki yaralı ceylan orada can cana, yan yana vefat eder… Şimdi, bu hikayede olduğu gibi, gönlünü bir kere beklemeye razı ettiysen beklersin ve gönlün bir kere varmaya yemin ettiyse ölse geri durmaz, varır. Tüm bunlar sevgi ve vefa kahramanı olan kalbin marifetidir. Her zorluğu, her yolu o aşar ama bir kez küserse hayata sadece insanlığın gereği olarak yaşar, tabi buna yaşamak denirse. Yani demem o ki beni, kalbimi hayatla barışık tutan senin bilinmez varlığın, içimde iyi ki varsın. Varlığın şükür vesilesi, şimdilik kavuşma vesilesi olan bir şey yok ne yapalım kaderimizdir deriz ama kara kara gecelere de direnişçi umudu teslim etmeyiz.

Son sözlere geçiş vakti. Sonlar hep biten, yiten şeyleri mi karşılar kalbimizde? Hileli yaşam, kuruyor yine bize tuzağını belki ondandır ısrarlı kaçışlarımız. Düşmeyeyim der insan, oysa düştüğünde belki bir el tutacak onu, sonra bunca zamandır kaçışlarını sorgulayacak. Keşke düşmek için bu kadar korkmasaydım diyecek. Ruhun bu düşüşle öyle bir kalkışa şahit olacak ki artık her gününe kıymet vereceksin. Yine başladım karmaşık cümleler silsilesine ama biliyorum ben sussam bile sen beni anlarsın değil mi? Sahi, içime sustuklarımı hiç duydun mu? Bazen piyasası uyguna giden kelimeler karşısında yetersiz kalıyor gönül bakiyem, düşünüyorum düşünürken çoğu kez düşlüyorum; orada düşler içine bir sır gibi saklıyorum seni… Kendime rica minnet edişlerim bitmiyor güzellikle olmuyor, bu sırrı söküp atmak mümkün değil, zorbalık mı yapayım sen söyle? Çağımızın dışında yaşayan ben için çok fazla bu kadarı, kalbim kuş misali… Kalbim ait olmadığı göğe uçmaya niyet etmiş bu yol da telef olsa bile döner mi sandın. Her kuş kaderine uçar konabildiği ancak nasibidir. Benim kuşumun kalbi dermanı kalmayana kadar senin göğüne kanat çırpmaya devam edecek.

Evet gökyüzüne kanat çırptığım maviliğim…

Merhametinin elinden tutup masumiyet kırlarında koşan bilinmezim. Seni Allah’a emanet ettim. Kendine çok iyi bak.

Bir gün görüşebilmek yıldızlı dileğimdir!

4 COMMENTS

  1. Tebrik ederim. Güzel ve duygu yüklü bir yazı olmuş. Devamı gelir inşallah. Ayrılıklar olmasa vuslatın sevinci olmazdı.

LEAVE A REPLY

Bir yorum girin
Adınız

Exit mobile version