Şairlerden Edebi Aşk Mektupları

Bazen iş olsun diye bazen meşk olsun diye yazarlar şairler.
Bir mısrasında bin anlam buluruz kimi zaman.
Kimi zaman ‘Hepimiz mi aynı şeyi yaşıyoruz?’ diye düşündürürler uzun uzun.

Fakat onlara has, biricik olan,
Kalplerinin aynası, aşklarının iş döküşleri yazdığı mektuplardır sevdiklerine.

Araya uzun yıllar uzun yollar girmesine rağmen bitmeyen aşklar…
Tüm imkansızlıklarına rağmen umut dolu aşklar…

Seslendirirken gözlerimi dolduran edebi mektuplardan bazılarını sizlerle paylaşmak istiyorum.
Benim favorim 5. Cemil Meriç’in Lamia Hanım’a yazdığı mektup.

“Yalnız sende yaşamak, yalnız senin için yaşamak… Bütün dostlardan, bütün düşmanlardan, bütün yabancılardan uzak bir dünyada, senin için konuşmak, senin için yazmak, senin için yaratmak. Sen dokunduğunu altına kalbeden büyücü. Krezüs’ün dilsiz oğlu savaşta babasını kurtarmak için birden dile gelir. Sen dilsizleri konuşturacak kadar dilbersin. Yılların levsi iskarpinlerini yalayıp geçmiş, yaşamamışsın ki kirlenesin. Benim gözyaşlarından temiz sevgilim… Sen bir anne sütü kadar temizsin, bir dua kadar temiz. Yalnız seni okumak istiyorum, yalnız seni dinlemek istiyorum. Lamiam benim. Kollarımda yeni doğmuş bir bebek gibi uyuduğunu hatırlıyorum ve yeni doğmuş bir bebek gibi uyanırdın. Baş başa yaşadığımız bu asırlar kadar uzun, bu asırlar kadar dolu ve bir rüya kadar kısa günlerde gecelerde diyecektim dudaklarından bayağıya benzeyen tek hece dökülmedi. Uyurken, uyanıkken, sarhoşken. Yalan söyleyen aynaları kırdım. Sen şimdi o içten gülümseyen, o içten ağlayan tertemiz Lamiamsın. Saat 6.30. Az sonra seni arayacağım. Ve sesin bütün karanlıkları dağıtacak. Hangi karanlıkları? Gönlüm bir ışık tufanı içinde. Mektupların gök kubbem, kelimelerin bir yıldız yağmuru. Bana öyle geliyor ki yalnız mektubunu okurken, yalnız seni düşünürken, yalnız sana yazarken yaşıyorum. Aşkımızın kitaplardakine benzer tarafı yok. Kanunların, mevsimlerin dışında. Neden hislerini gizleyeceksin? Aynı anları yaşamıyor muyuz? Göğüs boşluğumda senin kalbin de çarpıyor. Sen ağlarken ben de ağlıyorum. Perhize gelince, senden başka kadın düşünemeyecek kadar seninle doluyum. (23 Kasım 1966)”


Sizinki hangisi?

1- Ahmed Arif’ten Leyla’sına
2- Nazım Hikmet’ten Piraye’ye
3- Abidin Dino’dan Güzin Hanım’a
4- Cemal Süreya’dan Zuhal Hanım’a
5- Cemil Meriç’ten Lamia Hanım’a

1 COMMENT

  1. Bu yazı için o kadar çok teşekkür ediyorum kiii ❤️ Mektubu okudum, şairlerden ilk aşk mektubunu okudum… Bu yazının içerisinde birlikte hislendik. 😊

LEAVE A REPLY

Bir yorum girin
Adınız

Exit mobile version