Ah Hayat!

Ah hayat, hep yorucusun, otur bir köşeye artık sen de. Oku
gazeteni kahvehanedeki yaşlı amcalar gibi, çaylarına da şeker
ol yumuşat zevklerini. Düğünlere uğra, hem pasta ye hem altın
tak insanlara, sokakta top oynayan çocukların oyunlarına
karış, fazla yorulmazsın zaten  fazlaca değildir sayıları. Bir
fabrikada işçi, bir sokakta mendil satan çocuk ol, ol ki anla ne
zorluklar yaşattığını. Bir sokak lambası ol günün birinde
tenha bir gecekondu mahallesine, asla aydınlatma mahalleyi
baştan aşağı, hep yanıp sön, asla onarılma. Birkaç fatura
parçası ol çekmeceden çıkamayan, ödenmekte hep güçlük
çekilen. Yarınlara umutlu bakan gençlerden birilerinin ruhuna
eriş ve yarına sağ çıkama, hayata hiçbir yararı olmayan bir
kimsenin kurşunu yüzünden. Cenazelere uğra hayat, ağlayan
annenin gözyaşı, hayatı çökmüş bir babanın tabuta bakışı ol.
Gel uğra hayatlarımıza ne olur! Şahit ol çaresizliklerimize, gözünü
bizimle birlikte kapa sabaha karşı, hisset sen de gece neden
bizleri uyku tutmadığını, yarının artık umutlu olmadığını,
günlerin kederden hiç geçilmediğini.

 

 

 

NO COMMENTS

LEAVE A REPLY

Bir yorum girin
Adınız

Exit mobile version