12.9 C
İstanbul
Cuma, Mart 29, 2024

Mezarlık İstasyonu

MEZARLIK İSTASYONU

Her gece gözlerine ibadet edermişçesine,
Şiirler sayıklıyorum.
Işıkların uyku vakti gelince,
İşaret parmağımla suretini çiziyorum;
Gözlerimin dalıp dalıp hayalini seyrettiği duvarlara..
Derin derin nefesler alıyorum pencereden sızan havadan,
İçinden senin kokunu arıyormuşçasına.
Yatak denmez uyuduğum yere,
Daha çok istasyona benzetiyorum;
Aralıksız beklediğim için seni…
Mevsimler geçiyor.
Sonbaharda intihar eden yapraklar,
Sararan cesediyle düşüyorlar yollara…
Göçmen kuşlar terk etmek üzereyken istasyonumu,
Şakaklarıma sıçıyorlar,
“İyi şanslar!” dermişçesine..
İmla kılavuzunu öldüren şiirler yazdım,
Bazen mürekkebim bitince;
Kalemimin ucu batırdım,
Ayrılık hançerinin kanattığı yaralarıma…
Bu yüzdendir hasret tadı şiirlerimde…
Sahi!
Bir de seversin diye çiçeklerle süsledim,
İstasyonumun duraklarını…
Adlarını pek bilmem ama,
Hasret mevsiminde açıyorlar;
Gözyaşlarımdan emerek…
Saatlerin bir anlamı yoktur bu istasyonda,
Gözlerimin göresi gelince beklemeye başlıyorum işte…
Gelen giden olmasa da;
Üst üste kurup büyüttüğüm acılara sarılıp bekliyorum.
İstasyonumu ele geçiren sessizliğin bakireliğini,
İçimde kavga eden sesler bozuyor.
Bekleyişler uzadıkça,
Zaman celladı oluyor mecalimin…
İstasyonuma gömüyorlar beni…
Gelirken,
Sular mısın şiirlerimi?
Mezarlığa dönen istasyonumda,
Özlem çiçekleri kaplamış her tarafı…
Gelip temizler misin,
Mezarlığımdaki özlem çiçeklerini?

FATMA HAVİN KELEKÇİER

READ  Gülüşün’ün Rengi
Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Related Articles

4 YORUMLAR

CEVAP VER

Bir yorum girin
Adınız

- Advertisement -spot_img

Latest Articles