Lüzumluca Sevmek

Bazı dokunuşlar; sadece kalbimize değil, kaderimizedir. Kaderimiz gönlümüzün bağını da çözebilir. İçimizin neşesi, bahtımızın onuru, sükutumuzun gururu da olabilir. İçini bilemesek de, içimizi bilelim…

Sebep yok ki sevmeye
Çare yok ki unutmaya
Hayatımıza bahşedilmiş umut kırıntılarıyla
Gönlümüze konan martılarla, hareket edişimiz
Omuzlarımıza bindirilen yükleri sindirmişiz
Kalabalık bir köy de, sakin bir koy da; “biziz”

Ömründen yüreğime bir ıssız adam inmiş
Yüreğimdeki fısıltı, denizin ortasında bir ada imiş
Kalbim sanki bir fırın ekmek yemiş de,
doymak istememiş…
Cebimde maziden kalan eskiler
Aklımda altında kaldığım izler
Hayalimde gelecekteki düşler
Söyle, bende mi sadece bu düşüşler?..

Ömrümden koy ömrüne
Çay içelim karşılıklı
Giderelim gönlümüzdeki kırışıklıkları
Sonra kahve içelim 
Kırk yıl hatırı varmış, hatır bilelim
Ama benim hatırım bir ömürdür, hatır dinleyelim
Halden, tâkâtten, sevdadan anlamasını bilelim
Sevmek lüzumludur
O zaman lüzumluca sevelim

KIYMET: “Vermenin güzel halidir ve en çok kaybedilince bilinir.”

1 COMMENT

LEAVE A REPLY

Bir yorum girin
Adınız

Exit mobile version