22.7 C
İstanbul
Çarşamba, Ağustos 20, 2025

Köşedeki Bekleyiş

Kırılgandır insan, küser ve bir köşeye çekilir. Küser insan insana ve insan küser kuşa, ağaca, taşa, toprağa. Ve başlar köşedeki bekleyiş.

Bu kırılganlık aynalarda  bir yabancı yapmıştır onu kendine. Ve kimi zaman bir düşman bilir aynalarda kendini. Ve bazen bakamaz olur aynalara. Öyle bir noktaya gelmiştir ki tahammül edilemezdir aynalar onun için. Ve öfkeyle bu noktaya gelmiştir insan. Nedeni neydi bu öfkenin? Sorgulamalarla varılır mıydı bir sonuca? Elbette bir cevabı olabilirdi kendinden kaçmak, bu sorgulamalara. İnsan kaçınca kendinden düşman olur aynalar ona.  Her şey ve herkes bir öfkeyle yok oluvermiştir varlığında. Öfke dönüşüvermiştir bir kırılgan boşluğa.

Sebeplerimiz vardı kaçmak için kendimizden. Üzülmüştük ve belki üzmüşlerdi bizi. Kaybetmiştik ve belki hiç kazanamamıştık. Kırgın yanımızı bir gün toplayacakmışız ve bir gün kazanacakmışız gibi bekleyip durmuştuk öylece bir köşede.

Oysa insan bilmelidir ki belkiler çoğu zaman bir zaman yılgınlığına iter bizi. Anı zamana eklemek ve yolumuzu çizmek için belkilerin köşesi duvar örer önümüze.

Hayat küçük bir şey değildi. Hayat bir oyun değildi. Kırılmak gerekti ve tekrar kırılmak… O vakit anlayabilirdi insan kırılan her şeyin nasıl toparlanabileceğini.. Anlayabilmenin yaşamın bir parçası olduğunu.

Eksikler bir bütünken içimizde tamamlanır her şey. Bütünün vazgeçilmez parçası eksiklikler olmazsa hep kırgınızdır biz. Oysa hep aynı eksikliğin noksanlığı yaratır bizleri

İnsan muhtaç değildir insana. İnsan evidir insanın ve hep misafirdir o evlerde. İnsan hep güzel ağırlamalı davetli, davetsiz tüm misafirlerini… Kırılmadan ve en çok kırmadan… O zaman sağlam olur duvarlarımız ,evimizin çatısı. Dost gelir aynalar bize misafir olsak bile evimizde.

Pınar Arslan

READ  Beni Çok Sevme Güzel Sev
Önceki İçerik

Related Articles

CEVAP VER

Bir yorum girin
Adınız

- Advertisement -spot_img

Latest Articles