10.1 C
İstanbul
Salı, Aralık 3, 2024

Kısaca Platon (Eflatun)

          Platon, Yunan filozof, yazar ve matematikçidir.Platon, kendinden sonraki dönemleri etkileyen isimlerden biridir ve akıl hocası Sokrates ve öğrencisi olan Aristoteles ile batı felsefesinin temellerini atmıştır..Sokrates’in öğrencisi olan Platon, Sokrates’ten aldığı bir çok düşüncesini (bknz. Bilgelerin Yöntemi,  Ruhsal ve Bedensel Eğitim ,Ruh Beden Ayrımı) düşüncesini sistemlemiştir ve Socrates’e dair bilgilerin çoğu Platon’un eserlerinden edinilmiştir.Platon’un gerçek adı Aristokles’dir, “Aristokrat” ve “Aristokrasi” kelimelerinin kökeni olmuştur. Platon atletik yapısı ve geniş omuzlarından dolayı Yunanca ”geniş” anlamına gelen Platon lakabını ile tanınmıştır ve doğu felsefesin de Eflatun adıyla geçen Platon, yaptığı çalışmalarla “Maddesel olmayan, sadece düşünsel boyutta var olan” anlamına gelen “Platonik” deyişiyle ilişkilendirilmektedir.Platon oldukça çok seyhat etmiş, MÖ üç yüz seksen beşte Atina’ya geri dönmeden önce İtalya’nın güneyinde ve Sicilya’da bir süre kalmıştır. Burada “Akademi” olarak bilinen okulu kurmuş ve ölümüne kadar başında kalmıştır. Akademi aynı zamanda günümüzdeki modern üniversite oluşumunun başlangıcı olarak da kabul edilir. Platon’un felsefesini, beş önemli kuram arasında toplamak mümkündür. Bunlar, “bilgi” , “idealar” , “ruhun ölümsüzlüğü”, “evren doğum” ve son olarakta “devlet” dir.

“Kimseye kendinizi sevdirmeye kalkmayın, yapılması gereken tek şey, sadece kendinizi sevilmeye bırakmaktır.”

Bilgi Kuramı

          Felsefenin olabilmesi de  erdemin bilgi ile aynı şey olduğunu söyleyen sav ile mümkündür. Platon’a göre bunun için dialektika gereklidir.Bilgiye götürecek adım dialektikadır. Dialektika’nın Platon’a göre 3 açılımı vardır: -Tartışma sanatı. Soru yanıtlarla var olan her şeyin değişmez özünü arama (Sokratik).-Hipotezlerden yola çıkarak akıl yürütme.-Bir yöntem olarak bölme tekniği.Bölünmez olan bir türün tanımına ulaşan dek cinsleri türlerine bölmek.

“O halde görmeye, işitmeye başlamadan ve başka duyularımızı kullanmadan önce bu kendinde eşitliğin ne olduğunu öğrenmiş olmamız gerekir. Duyulardan gelen eşitlikleri bu kendinde eşitliğe atfedebilmemiz ve bütün bu eşitliklerin kendinde eşitliğe yaklaşmaya çalıştıklarını fakat bunda başarı göstermediklerini fark etmemiz ancak böyle mümkün olacaktır. Biz dünyaya gelmeden önce bu bilgiyi kazandıksa, bu bilgi ile dünyaya geldikse o halde dünyaya gelmeden önce de dünyaya gelirken de yalnız eşitliği, büyüğü, küçüğü değil aynı tabiatta olan bütün şeyleri de biliyorduk çünkü burada söylediklerimiz eşitliği ilgilendiği gibi kendinde güzeli, kendinde iyiyi, doğruyu, kutsalı, tek kelime ile suallerimiz ve cevaplarımızda mutlağın mührü ile damgaladığımız bütün şeyleri de ilgilendirir.”

İdealar Kuramı 

READ  Tanrı Parçacığı

        Platon’un idealar düşüncesine de iki dünya vardır. Bunlardan birisi duyu organlarımızla algıladığımız, “görülen dünya”dır. Görülen dünyada; yok oluşlar, tüm değişiklikler yaşanır. Gelip geçici ve ikincil bir dünyadır görülen dünya. Bu dünyaya dair bilgileri edinmenin ya da bu bilgilerin peşinden koşmanın pek de önemi yoktur. Daha doğrusu, sürekli değişen bu dünyanın, değişen bilgisinin insanlara bir faydası yoktur. İdealar kuramının diğer bölümü ise “kavranan dünya”dır. Görülen dünyadaki (kötü olmayan) her şeyin değişmeden sabit kalan bir ideası vardır ve tüm bu idealar kavranan dünyada yer alır.İdealar yalnızca nesnelerin düşünsel karşılıkları değildi. Nesnelerin olduğu kadar, nesnesel karşılığı bulunmayan, “adalet, eşitlik, güzellik” gibi soyut kavramların da, kendi ideaları vardır ve idealar evreninde, idealar en üstlerinde Platon’un Tanrı ile özleştirdiği ” İyi ideası”nın da bulunduğu bir sıra düzeni içindedir. Somut nesnelerin olduğu kadar soyut kavramların da ideaları olduğunu düşünerek, fiziki ve sanal evreni ayrı ayrı inceleyecek olursak; sanal evrende ki formlar hakkında bilgilerimizin tam ve kesin olduğunu, oysa fiziki evrende bulunan nesneler hakkında is ancak bir kanı, yaklaşık bir bilgi sahibi olabildiğimiz görürüz. Çünkü fiziki evrende algıladığımız hiç bir nesnenin, zihnimizde  canlandırdığımıza tıpa tıp uyduğunu iddia edemeyiz. Fiziki evreni algılamamız sürekli yuvarlamalara mahkumdur. Platon bunu mağara örneğiyle açıklar: Bir mağara girişinde durup arkası güneşe dönük olan kişi, güneşi hiç görmemiştir. Yalnızca önündeki mağara duvarına yansıyan kendi gölgesini görmektedir. Bu kişi duvardaki gölge ve ışığı gerçekliğini kendisi zanneder. Oysa gerçek güneş ve kendi bedenidir.

” Bilerken susmak, bilmezken söylemek kadar kötüdür.”

İnsan Felsefesi

          Platon’un iki dünyalı metafiziği, insanda her biri dikkatini söz konusu bu dünyalardan birine yöneltmiş olan iki temel bileşenin bulunduğunu ortaya koyar. İnsanın duyusal dünyaya yönelmiş, duyusal dünyaya ait olan parçası bedenidir; yine aynı benzerini bilebileceği, ancak aynı cinsten olanlar arasında bir ilişki bulunabileceği ilkesine göre, insanın bir de gerçek varlığını dünyasına yönelmiş olup, bu bağlamda idealar dünyasının bir parçası olan ruhu vardı. İnsan ruhu, Platon’a göre, insandaki maddi olmayan, ölümsüz parçasıdır. 

READ  Cemal Süreya

” Kötülüklerin ilki ve en büyüğü, haksızlıkların cezasız kalmasıdır.”

Ruh Kuramı

          Platon’a göre ruh idealar dünyasından yeryüzüne inmiştir ve tanrısal bir kaynaktan çıkmıştır. Ruhun idealara yönelmiş akıl yönü, akla uyan irade yönü ve ona uyan içgüdüsel yönü olmak üzere üç yönü vardır. Akıl, iradenin de yardımıyla içgüdülerin zorlamasına karşı koymalı; insan, ruhun asıl yurduna dönmesi için gereğini yapmalıdır. Platon, ruhun ölümsüzlüğüne de, hatırlamaya, sonsuzluk bilgisine ve hayat idesine dayalı çeşitli metafizik kanıtlarla ispatlamaya çalışmıştır.

“Merak, bir filozofun en düşkün olduğu şeydir. Çünkü felsefenin bundan başka bir başlangıcı yoktur.”

  Evren Ruhu

                              Evren de kendi etrafında dönen bir küreydi ve onun da ruhu vardı. Buna alem ruhu diyordu Platon. Ruh Platon göre, özü itibariyle değişim ve dönüşümün kendiliğinden hareketin, kendi kendine hareket  eden varlığın bu hareketinin ilkesidir. Ruhu özü ve kavramı harekettir. Ruh demek zaten hareketi kendiliğinden olay şey demektir. O bütün varlıklar için akla sahip olabilecek yegane varlıktır.

“Gerçek bilgeliğe ancak ölümden sonra elde etmek mümkündür.”

kaynaklar:

https://www.filozofunyolu.com
https://en.wikipedia.org/wiki/Plato
https://www.biyografi.info/kisi/eflatun
http://www.nedir.org

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Related Articles

CEVAP VER

Bir yorum girin
Adınız

- Advertisement -spot_img

Latest Articles