Otomatikleştirilen Duyular

Distopya edebiyatını sil baştan yazan Anthony Burgess’ ın, orijinal adı A Clockwork Orange olan Otomatik Portakal isimli kitabı günümüze bıraktığı iz kadar yazıldığı döneme de damgasını vurmayı başarmıştır.

Kitabı okurken günümüzü baz aldığını görmemek elde değil. Konusuna kısaca değinecek olursam ben, “Mütevazı Yorumcunuz”  size birkaç noktayı anlatmadan geçemeyeceğim. Öncelikle suç dolu bir distopya düşünün. İnsanların özellikle yaşlı insanların dışarıya çıkmaya korktuğu, hırsızlıkların kol gezdiği, şiddetin her türlüsünün uygulanmaktan çekinilmediği bir dünya başlı başına. Henüz on beş yaşında olan baş karakterimiz Alex, kendi kurduğu çeteyle beraber insanların korkulu rüyası haline gelmiş diyebiliriz kitapta. Baş karakterin gerek çetesiyle konuşmalarında gerekse kitabın anlatımında bugüne kadar eşine az rastlanır bir argo örneği gözler önüne serilmiş.

Metin

Ve suç dolu kısımlardan hemen sonra ikinci kısımda baş karakterin devlet tarafından çeşitli bilimsel yollarla ıslahı var yani bir nevi robotlaştırma diyebiliriz: Otomatik işleyen bir makine haline getirme bir nevi. Bu kısma biraz değinecek olursam şöyle söylemek mümkün aslında. Baş karakteri sistematik bir baskıyla, elinden kendini savunma içgüdüsü dahi tüm insani duygu ve düşüncelerini alındığını kısaca belirtebilirim.

Tüm hayvanların en zekisi, iyiliğin ne demek olduğunu bilen insanoğluna sistematik bir baskı uygulayarak onu otomatik işleyen bir makine haline getirenlere kılıç kadar keskin olan kalemimle saldırmaktan başka hiçbir şey yapamıyorum.

Kitabı okuduktan sonra size bambaşka bir bakış açısı kazandırdığını ve ufkunuzun genişlediğini göreceksiniz. Mutlaka okuyun derim. Bitirmeden önce,

İyi okumalar ve bok püsür…

NO COMMENTS

LEAVE A REPLY

Bir yorum girin
Adınız

Exit mobile version