İyi Niyet İstismarcıları

Bizler doğup büyüdüğümüz topraklar sebebiyle her zaman paylaşmayı seven, başkalarının acılarına türküler yakan, gördüğümüz aşklara hikayeler yazan bir toplum olduk. Hayatı anlamlı kılmak  için de olması gereken de buydu zaten. ‘ Hep Bana’ mottosuyla ne insan varlığı değerli olurdu, ne de sahip olduklarının kıymeti. Paylaşmalıydık. Sevgimizi, derdimizi, paramızı, aşımızı ve nicesini.

Dün yolda yatan bir adama rastladım. Titriyordu. Arabayı bir hızla durdurdum ve koşarak yanına gittim. Benim müdahale edeceğimden vahim gözüken duruma, hemen iş arkadaşlarımı çağırdım. Bir yandan kalbim hızla çarpıyor bir yandan zangır zangır titriyordum. ‘ Koşun!’ diye bağırdım ve olay yeri çırpınışlarımla kalabalıklaştı. Ne olduysa ondan sonra oldu zaten, o kuş gibi çırpınan çaresiz adam önce oturdu, sonra kalktı. Hem de hiçbir şeyi yokmuşcasına.

İş arkadaşlarım bana dönüp ‘ Pelin bunlara inanma, numara yapıyorlar. Ama lütfen sen otur da sana su getirelim’ dediler. Bir anda kahraman olacakken, mağdur durumuna düşmeyeyim mi?

Tıpkı bu örnekte olduğu gibi bizler, kendi içimizde mabet bildiğimiz iyi niyetimizi başkalarının kullanmaya başladığını anladığımız anda yavaş yavaş kırılmaya, zamanla sorgulamaya ve sonunda yapmamaya karar verdik. Dilime öyle pelesenk oldu ki ‘Eşek olursan semer vuran çok olur’ atasözü, eşek olmaktan bıkmadık da, vurulacak semer kalmadı.

Zamanla derdimizi anlatmamaya, anlatılanı duymamaya, olanı bölüşmemeye başladık. Oysa ne güzel Türk Filmleriyle büyümüştük çocukken. Ve hep inanırdık ki ‘Veren el, alan elden’ üstündü.

İyi niyeti suistimal etmeyin Ey eşref-i mahlukat.

Varsa bölüşelim, yoksa söyleyelim. Dürüst olalım ve özen gösterelim tüm insani değerlere.

Çünkü ben hâlâ yağmurlu günlerde otostop çeken insanların niyetini bilemediğimden arabaya almadığıma üzülüyorum.

Tüm zorbalığına rağmen hayatın, hala naif kalmaya çalışan insanları üzmeyin.

İyi niyetle ve sağlıcakla kalın.

NO COMMENTS

LEAVE A REPLY

Bir yorum girin
Adınız

Exit mobile version