11.4 C
İstanbul
Perşembe, Kasım 7, 2024

ÇELİŞKİLİ BİR VARLIK; İNSAN

İnsan olmanın tüm sızısını yüreğinde hissedenlerden misiniz sizde? Ben de öyleyim. Ne zaman birilerine güvensem ve inansam hep yarı yolda kalırım. Ya en güzel hayallerimi çalıp giderler ya da sıkıntılı anımda yanımda olduklarını megafonla ilan ederler. Sahi neden böyledir insanoğlu? Neden bu kadar gelgitleri içinde barındırır? Oysa karşılıksız sevmek bu kadar zor mudur bu çağda? İnsanın yarasına merhem olabilmekten daha güzel ne var ki? Senelerce aynı yüze bakarak büyüsek de asıl büyümemiz sırtımızdan bıçaklanmakla mı mümkündür? Neden bizi olgunlaştırmak için kötü deneyimler mevcut hayatta? İnsan,  iyilikleri ve güzellikleri de anarak büyüyemez mi? İçimizde büyüttüğümüz, en güzele sahip olma hırsı yüzüne bir daha asla sahip olamayacağımız arkadaşlıkları, kardeşlikleri ve daha nicelerini kaybetmedik mi? Bir şeyi bir defa yapma arzusuna karşılık bir ömür yanımızda olacakları kaybetmedik mi? Bu kadar kefaret fazla değil mi bir insan yaşamı için?

Çok fazla hem de… Sevmenin tüm ağrıları dindireceğine inananlardanım ben. Bir omuza yaslanmanın tüm dünyanın pahasında olduğuna inanıyorum. Bir işi yapamadığımda, dur şu dostuma telefon edeyim kesin gelip halleder, demenin hazzına kavuşmak istiyorum ben. Bahaneleriyle her şeye bir kılıf uyduran insanların varlığı sardı etrafımızı. Yürünecek yolları dikenleriyle kabul edecek kimse kalmadı. Herkes bir asfalt istiyor keyfine keyif katmak için. Oysa bilmiyorlar ki dikenin ayağımıza her batışı bizi sahi olan ne varsa ona götürür. Sahi bir yola, sahi bir dosta, sahi bir sevgiliye… Bu yüzden tökezlemekten ve dikenlerden kaçınmamayı ilke edinmeli bu dünyada. Düştüğümüzde her kalkış bizim için bir milat kadar değerli. Çünkü kalktığında yanında durmayanları bir çırpıda silme özgürlüğüne kavuşursun. Çünkü kalktığında, kimseye eskisi kadar taviz vermenin gereksizliğini hissetmiş olursun. Çünkü kalktığında yeni bir “ben” olursun! Bu yüzden içinizdeki yeni bir “ben” e şans verin. Bırakın o düşsün önce, sonra bir daha düşsün, sonra bir daha… Bu düşüşlerde sesinizi çıkarmayın asla. Çünkü kalktığında her şeyi eskisinden daha güzel görecek bir aydınlığa kavuşacaktır. Ve emin olun ki bu aydınlıkta ise yanına alacağı iki üç kişiden fazlası olmayacaktır.

READ  Mâverâ

 

 

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
Arzu Oda
Arzu Oda
1995 yılı Zonguldak doğumluyum. Türk dili ve edebiyatı yüksek lisans mezunuyum. Hikâye yaziyorum ve nesir türünde metin üretiyorum. Çok öncelerden içimde var olan bu isteği iki yıldır çeşitli bloglarda ve dergilerde yazarak gerçekleştiriyorum.

Related Articles

CEVAP VER

Bir yorum girin
Adınız

- Advertisement -spot_img

Latest Articles