6.7 C
İstanbul
Salı, Mart 19, 2024

Anti-Septik Tedavi

  Saat 03.07.44. Gecenin en ağır ve ağrılı saatleri. Yelkovan bile son çeyrek dilimi tırmanırken hep bir saniye geç kalıyor. Uyuyamamasının, uyuşamamasının bir nedeni var.

  03.09.15- 03.09.16 arasında aklında bir imge çakıyor. Milyonlarca insanın karşısına çıktığında izlemeden geçmedikleri, insanlara “günlük rahatlama dozlarını” veren, arasına konan her şeyi ezip parçalayan, dümdüz eden bir makine. Şimdi de ona rahatlama vaadi veriyor. Yalnız bu sefer, o makinenin arasında ne sağlamlık testi için konan telefonlar var, ne rengarenk plastikler ne de insanların gözlerini devirecek başka bir şey. Kafasını o makinenin içine sokup kafasına binen onlarca ağırlığın onu bir nebze rahatlatabileceğini düşünüyor.

  Düşünebilmesinin yanı sıra çok zorlanarak da olsa birkaç şey yapabiliyor. Belli belirsiz düşüncelerinin artıklarını mırıldanabiliyor, uğuldayabiliyor, terden sırılsıklam olmuş sünger yatağında dönüp durabiliyor, elleriyle şakaklarındaki damarları ezercesine bastırmaya çalışabiliyor. Son olarak müthiş bir sancıyı göze alarak çatlayan sesiyle salondaki televizyonun karşısında uyuyakalmış annesini uyandırabiliyor.

  Annesinin gördüğü manzara karşısında kapıldığı endişe, yıllar önce ölen kocasıyla yaptıkları samimi bir yatak sohbetinin bölünmesinden doğan öfkeyi bastırıyor. Sayıklarcasına soruyor: “Neyin var, ne oldu, oğlum, oğlum!” Ama bu sorular sık sık sorduğu “Geldin mi? Kalktın mı?” sorularından farksız çünkü gördüğü, aynı baş ağrısının bilmem kaçıncı çöküşü.

  O, yardımının yanıt bulmasıyla rahatlayarak sağlayamadığı kontrolü annesine devrediyor. Başlangıç olarak 100 mg Majezik’in yanında bir yudum suyu midesine indiriyor. Ara sıcak olarak masajlar servis ediliyor. Ana yemekte ise üç Felak bir Nas ve Ayet-el Kürsi sunuyor annesi, şüphelerle boğuşan oğluna. Üç Felak ve bir Nas, annesinin nefesi yüzünden akıyor, “Rahman ve rahim olan Allah’ın adıyla” annesinin sesi kulaklarına doluyor…  

READ  Kırık Şiir

04.29. Kadının kucağındaki kafatası artık zonklamıyor. Aydınlanmaya başlayan günde kendisi için hala aydınlanmamış bir cevap bulunuyor. Hangisi?  Laktoz, mikrokristalin selüloz, kolloidal silikon dioksit, magnezyum stearat, titanyum dioksit; şakaklara, tian zhu, he gu, zan zhu noktalarına masajlar, zaman, anne, Allah…

Serbülent Ünalır
Serbülent Ünalır
Hayat ve hayatın içindekilerle, kendisiyle meselesi olan; cevaplanmamış soruları bulunan, kendi halinde biriyim. Tüm ruhu zengin insanlar gibi yalnızlıkla yoğruldum ve yalnızlıkta hissederek var oluyorum.

Related Articles

2 YORUMLAR

CEVAP VER

Bir yorum girin
Adınız

- Advertisement -spot_img

Latest Articles