Çok Sevdiği Adama Mektup: Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu

Bu kitapta, bir kadının ne kadar çok sevdiğine, her ne olursa olsun ona karşı olan aşkın bitmemesine, onunla birlikte olduğu adamın onu hiç tanımamasına rağmen onu hâlâ sevebilen bir kadına şahit olacaksınız…

Zira kimdim ben senin gözünde? Yüzlercesi arasından sadece birisi, sonrası sürüp giden bir zincirde tek bir serüven halkası.

Kitabın içeriği çokça duygu yoğunluğu barındırıyor. Kavuşamamak ve bunun neticesinde en acısı da adamın kadını hiç tanıyamaması, o kadar birliktelikler yaşadığı halde… Belki de o kadar kadınla oldu ki sadece o kadar sevildiğini anlamamış, hissetmemiş, görmemiş olabilir. Bir insan bu kadar tanır sevdiğini, onun kendisini tanımadığı kadar.

Seni tanıyorum; belki kendi kendini tanımadığını kadar iyi tanıyorum.

Sen beni, beni asla tanımayan, bir su birikintisinin yanından geçercesine, yanımdan geçip giden, bir taşa basarcasına üstüme basan, hep, ama hep yoluna devam eden ve beni sonsuz bir bekleyiş içerisinde bırakan sen, kimsin ki benim için?

Bu mektubu ne zaman mı adamın eline geçti? Kadının çocuğu öldüğünde bu mektubu yazdı. Senden olan yok artık, öldü dedi ve yazmaya başladı onunla geçen her saatini, her anını, bütün yaşanmışlıkları. Adam hiç bilemedi, bilemedi kadını olanları, sevgisini, çocuğun olduğunu mektuptan öğrendi. Belki şimdi eskiyi göz önüne getiriyor kadını hatırlamak için, ama zor. Kadından geriye kalan mektup sadece şimdi…Ve koskoca bilmemezlik adama kalan… Bu kitabı okuyanlar şahit olmuştur. Oradaki sevgiyi, onun için verdiği mücadeleyi, ona adadığı hayatını…

Artık benim için dünyada yalnız sen varsın, yalnız sen, benim kim olduğumu bilmeyen, şu anda her şeyden habersiz gönül eğlendiren, bir şeylerle ya da birileriyle hoşça vakit geçiren sen. Yalnız sen, beni hiç tanımamış olan ve daima sevdiğim sen.

NO COMMENTS

LEAVE A REPLY

Bir yorum girin
Adınız

Exit mobile version