Bir Yok Oluş: Dipsiz Göl

Dipsiz gölün dibini gördünüz mutlu musunuz efendiler!
12 bin yıl boyunca çeşitli imparatorluklara ev sahipliği yapmış bu doğa harikası, varlığını 12 bin yıl boyunca sürdürmeyi başarmışken hazine araması adı altında yok edilmesi bir cinayetten farksız. Bu aramaya gerekli izinlerin verilmesi ise trajikomik bir durum. Doğa geleceğimize bırakabileceğimiz en büyük miras iken böylesi doğa katliamları ekosistemin zarar görmesine ve geleceğimizin kararmasına  neden olmaktadır.
O gölden bulunacak bir hazine ufak bir azınlığı zengin edecekken bu gölün doğal yapısı milyonların hayatına etkilemektedir. İnsanoğlunun aç gözlülüğü onu doğayla savaşacak kadar ahmak bir duruma düşürmektedir. Ama doğayla savaşın tek bir kazananı olacaktır. Emin olun doğa bize verdiklerini geri almasını da biliyordur. Ve her şeyi aldığında paranın ve altının bizlere ne temiz bir hava  ne de temiz bir su kaynağı veremeyeceğini anlayacağız.
Hazine kimileri için para ve altın kimileri içinde yeşil ve mavi.
Kurutulan Dipsiz Göl için Gümüşhane Valiliği rehabilitasyon çalışmasının yapılacağını söylemiş. Peki o gölü kuruturken öldürdüğünüz binlerce canlıyı nasıl geri getireceksiniz. O gölün ekosisteminin oluşumu yüzlerce yılda tamamlanırken siz kepçelerle o göle girerken vicdanınız hiç mi sızlamadı? Koparılan çiçek nasıl dalına tekrar asılamıyorsa kurutulan Dipsiz Göl’de bundan sonra Dipsiz Göl olamayacak. Suyla doldurulmuş bir göletten farksız olarak devam edecek hayatına.
Bu yaz Kaz Dağlarında olanları çabucak unutmuş gibiyiz. Şu unutma hastalığından kurtulup doğa için ses olmalıyız. Doğa için çığlık olmalıyız aksi durumda doğanın çığlık atmasını beklersek bu çığlık hepimizi yutar.
Son söz olarak doğayı insanlardan uzak tutmalıyız. İnsanoğlu hastalıklı, kendi virüsünü de doğaya akıtmakta. Hazine bulmak için elindeki en büyük hazineye ihanet edebilecek başka bir canlı grubunun olabileceğini düşünmüyorum.

NO COMMENTS

LEAVE A REPLY

Bir yorum girin
Adınız

Exit mobile version