Cehaletin Aşağılık Yüzü: Soraya’yı Taşlamak

Olmayın riyakârlık edenlerden
bir yanda yüksek sesle
Kuran’ı dillendirirken
öte yanda ahlaksızlığını
sakladığını zannedenlerden… (Hafız-ı Şirazi)

Film, İranlı şair Hafız Şirazi’nin, açık bir mesaj niteliğindeki bu çarpıcı dizeleriyle başlıyor. Filmi izlemeyenlerin birçoğu, İslam dinine yönelik bir karalama kampanyası olduğunu düşünebilir fakat sanıldığının aksine karalama ve nefret içeren bir film değildir. İzlemeye başladığınızda bu önyargı silsilesini kafanızdan tamamen silebilirsiniz.

2008 yılı ABD yapımı film, yaşanmış bir hikâyeyi konu alıyor. Senaryo, Fransız gazeteci Freidoune Sahebjam’ın, 1994 yılında yayımlanan aynı adlı romanından uyarlanmıştır. 13 yaşındaki Soraya, serseri, hovarda ve birçok küçük suçtan sabıkası olan 20 yaşındaki Ali ile evlendirilir. 23 yıl süren evliliğinin sonunda Ali, karısını genç kadınlarla aldatmaya başlar. Bu nedenle Soraya’dan boşanıp genç sevgilisiyle evlenmek ister. Önündeki tek engel nafakadır. Bu basit sebepten kurtulmak için karısını sadakatsizlikle suçlar ve iftira atar.

Humeyni’nin getirdiği şeriat kanunlarının hükümüne göre, sadakatsizliğin tek bir cezası vardır. O korkunç bedel ise, recmdir! Bir erkek, bir kadını iffetsizlikle suçladığında, kadının masumiyetini ispatlaması gerekir. Şayet kadının elinde bir delil yoksa, toplum tarafındandan taşlanarak acımasızca öldürülür. Erkek egemenliğinin hüküm sürdüğü, dogma kanunların uygulandığı İran topraklarında yaşanan bu trajik hikayenin sonunun, pek de iç açıcı olduğunu söyleyemem. Kadınların evvelden beri çileler ve ölümlerle sonuçlanan elemli akıbetleri… “Ah ne yazık” dedirtip, sizi kendi iç dünyanızda derin düşüncelere itecek bir yapıt.

Ölmekten korkmuyorum, taşlanarak ölmekten korkuyorum. Acı birşey olsa gerek..

NO COMMENTS

LEAVE A REPLY

Bir yorum girin
Adınız

Exit mobile version