Sen Bilmezsin

Bu gece ölmeyeceğine söz ver,
diyecek oldum üç kez
Gözlerimde nem,
boğazımda düğüm olup kaldı cümlem
Söz veremeyeceğini bildiğimden.

Ölümünün kâbusunda kıvranırken,
tırmalarken aklımın duvarlarını;
birer birer aralarken sana kapattığım kapıları;
gözlerimin önünde perdeler uçuşurken,
gözlerimden acıklı hüzmeler kalbine sızarken,
Nasıl nefes alırdım gözlerimiz temas ederken
ve nasıl uyurdum nefes alamazken?

Nefes alamazdım, uyuyamazdım da tabii
Sen bilmezsin
Konuşurum üzüldüğümden, kızdığımdan
Beni en çok senin kırdığından
ve hepsini sakladığımdan
Sen bilmezsin

Ağlarım şefkatini ararken yıllarca
Yapraklar gibi savrulduğumdan
rüzgârlarda, fırtınalarda
ve hiç bulamadığımdan
Sen bilmezsin

Hüzünlenir gözlerim
hiç gelmeyecekleri aradığından
Ve seni kandırırım yine
Acımıyor yüreğim, diye
hatta kendimi bile
Sen bilmezsin

Parlayan gözlerimle
bakarım gözlerinin içine
Sevgine aç
ve muhtaç olduğumdan
Belki de sevgini görsem
korkup kaçacağımdan
Sen
Bilmezsin.

Yüzdük, yüzdük
boğulduk.
En sonunda cesedimiz kıyıya vurdu.
Şişmiş ciğerlerimde muhtaç olduğu nefese bile
yer yok.
İşte bundan hüzünlüyüm
huysuzum da ziyadesiyle
En kötü ihtimalle ölürüm
En iyi ihtimalle belki de
Kim bilir
Sen bilmezsin.

Bana hep anlatırsın ya gülümseyerek
biraz da gururlanarak deliliğimle
Bu diyarlardaki üçüncü senemin
bahar aylarından birinde
yanına gelip usulca
"İşkence düşünceden iyidir." dediğimi
ve korktuğunu cümlemden,
zamanla bana hak verdiğini...

Bu cümleyi eksiltmeye yetmedi on beş yıl,
Böylece
uyumak üzereyken kalktım yatağımdan
aydınlanan göğe baktım
Sabahın beşiydi yanına uzandığımda,
Aldığın nefesle yükselen omzunu
izleyeyim kolayca
göreyim göçüp gitmediğini
ve bırakmadığını beni;
Göreyim,
belki ruhlarımızın ellerinin değil ama
hiç olmazsa
bedenlerimizin ellerinin
hâlâ temas ettiğini,
diye düşünerek.
Sen
hiç
bilmezsin.

2 COMMENTS

LEAVE A REPLY

Bir yorum girin
Adınız

Exit mobile version